"يُذكر" - Translation from Arabic to Turkish

• Önemli
• hatırlanıyor
• Fazla
• yazmıyor
• ismi geçse

Kesin Önemli değildir. Çocuklar evin içinde hokey oynayıp bir şeyi kırmıştır.
،متأكد بأنه شيء لا يُذكر الفتية يلعبون الهوكي بالمنزل وكسروا شيئًا

Önemli bir şey değil. Sadece tırmalamış.
إنه لا شيءٍ يُذكر إنه مجرد خدش

Baban iyi hatırlanıyor. İyi bir valiydi.
والدك يُذكر بشكل جيد حاكم عظيم

"...zamanla eriyip kayboluyorlar. Yalnızca birkaç ufak parçası hatırlanıyor."
‫"إنما يُنسى ولا يُذكر منه إلا القليل"

Vücut kendini kapatıyor. Benim yardımımla bile çok Fazla zamanı yok.
جسده يخمد، وبرغم مساعدتي، إلّا أنّ الوقت المتبقّي له لا يُذكر.

Dosyada adı yazmıyor, hukuk bürosuna karşı da bir dava görünmüyor.
لمْ يُذكر اسمه في هذا الملف، وليس هُناك قضيّة وفاة خاطئة أو تقاضي ضدّ المالك.

Çünkü ne zaman ismi geçse, ona dayanamıyormuşsun rolü yapıyorsun.
لأن كل مرة إسمه يُذكر تمثلين كأنك لاتستطيعي إيقافه

Önemli değildi. İyi olduğumdan emin olmak istediler.
لا شيء يُذكر أرادوا التأكد أني بخير.

Önemli bir şey bulamadım henüz.
لا شيء يُذكر حتى الآن

Sadece köpek ısırığı, Önemli değil.
إنها عضة كلب، لا شيء يُذكر

Önemli bir şey değil ki.
لا شيء يُذكر

Aslında Önemli bir şey söylemedi.
لا شيئ يُذكر.

Çünkü o konuda Fazla seçeneğim olmadığını hatırlıyorum ben.
لأنّي لأ أذكر أنّي خُيِّرت .بشكل يُذكر في ذلك

Bangladeş'te 2013'ten beri, bir düzineden Fazla seküler bloger ve toplum aktivistleri radikaller tarafından katledildi, hükûmet çok azını yapmışken.
منذ عام 2013 في بنغلاديش أكثر من اثني عشر مدونين علمانيين ونشطاء مجتمع ذُبِحوا حرفياً من قِبل المتطرفين بينما الحكومة لم تفعل شيء يُذكر.

Çok Fazla kalmamış. - Kitapta yazmıyor.
في الحقيقة , لم يُذكر في الكتاب

Bilmiyorum. yazmıyor. 16. yaş gününü kapsayan bir belge yok burada.
لا أدري لم يُذكر أي شيء أو حتى عن عيد ميلاده الـ16

Bu, raporda yazmıyor.
لم يُذكر ذلك في التقرير يا سيدي

Ne zaman kitabınızın ismi geçse Norrell kıvranıyor.
(نوريل) يتألم عندما يُذكر كتابكَ.