"يُشاهدُ" - Translation from Arabic to Turkish

• Görünüşe
• Galiba

Görünüşe bakılırsa Raymond müvekkiliniz için cesedi ortadan kaldırıyor.
يُشاهدُ مثل رايموند كَانَ يُرتّبُ الأجسامِ لزبونِكَ.

Görünüşe göre, son yemeğinde yaklaşık dört karat yemiş.
يُشاهدُ مثل هي أَكلتْ حوالي أربعة القيراطات لعشائها الأخيرِ.

Görünüşe göre senin hayaletlerinin işleri hala bitmedi.
يُشاهدُ مثل أشباحِكَ ما زالَ لَهُ عملُ غير منهيُ.

Galiba bu kez çabalarının sonucunu alıyorsun.
يُشاهدُ مثل كُلّ ذلك العمل الشاقِّ أنت تَعْملُ تَدْفعُ.

Siz Galiba tanışıyorsunuz.
يُشاهدُ مثلك إثنان تَعْرفانِ بعضهم البعض.

Görünüşe bakılırsa güçlerini kontrol etmeyi öğreniyor.
يُشاهدُ مثل هو يَتعلّمُ لمُعَالَجَة قوَّتِه.

Görünüşe göre düğünümüzü durdurmaya çalışan iblis kimse başarılı oldu.
يُشاهدُ مثل مهما الشيطان مُحَاوَلَة إيقاف زفافنا نَجحَ.

Görünüşe göre çocuklar, Kasauli Tigers'leri kapı dışarı edecekler.
يُشاهدُ مثل الأطفالِ الصِغارِ يَذْهبونَ لإضْعاف نمورِ كاسولى.

Görünüşe göre, geleceğin balo kraliçesiyle çıkıyorsun.
يُشاهدُ مثل أنت تُؤرّخُ ملكة حفلة راقصةِ مستقبليةِ.

Görünüşe bakılırsa katilimiz de o olabilir.
يُشاهدُ مثل هو لَرُبَّمَا أيضاً يَكُونُ قاتلَنا.

Görünüşe bakılırsa sana bir rakip çıktı.
يُشاهدُ مثل أنت عِنْدَكَ بَعْض المنافسةِ.

Bunu kendi yaptı. Görünüşe göre meyva bıçağı kullanmış.
يُشاهدُ مثل هي إستعملتْ سكين فاكهةِ كريب.

Görünüşe göre biri otorite böceğini yakalamış.
يُشاهدُ مثل شخص ما مَسكَ بقُّ الإنذار النهائي.

Görünüşe bakılırsa, Johnson ve bu adam son birkaç günde birbirlerini arayıp durmuşlar.
07 مساءً يُشاهدُ مثل جونسن وهذا الرجلِ دَعوا كُلّ الأخرى عدّة مرات على أيامِ الزوجِ الأخيرةِ.

Görünüşe göre bu sabah birileri fazladan cadılık hapı almış.
يُشاهدُ مثل شخص ما كَانَ عِنْدَها مُسَاعَدَة على إضافيةُ كلبةِ هذا الصباحِ.

Görünüşe göre, çan şeklindeki parçamızın hayatına başladığı andaki ismi...
المنتجات الإستهلاكية لصمِّ. يُشاهدُ مثل نا التهمة الجرسية

Görünüşe göre sistemi bir kez daha yendim.
يُشاهدُ مثل مرةً أخرى، أَتغلّبُ على النظام.

Görünüşe göre hava desteğimiz sonunda geldi.
يُشاهدُ مثل الدعمِ الجويِ وَاصِل أخيراً.

Galiba üzerinde kokain taşıyordu.
يُشاهدُ مثل هو كَانَ يَحْملُ بَعْض الكوكائينِ.

Galiba çarpan araba burada dibe oturmuş.
يُشاهدُ مثل القابل للتحويلِ وَصلَ إلى النهاية هنا.

Galiba biri faturayı şişirmiş.
يُشاهدُ مثل شخص ما بطانة الفاتورةِ.