Karantinaya alınmış bir şehirde askerî prosedürün bir parçası olduğuna inanılıyor. | Open Subtitles | هذا يُعتقد بأنه إجراء متبع من قبل الجيش لـحَجْر هذه البلدةِ |
Ve bu düşük oranın, çok miktarda deniz ürünü, balık ve deniz sebzeleri tüketimi ile ilişkili olduğuna inanılıyor. | Open Subtitles | و يُعتقد بأن اﻹصابات المتدنّية ناجمة عن الإستهلاك العالي لطعام البحر، من ضِمنه السمك و خضروات البحر. |
Bu yüzden serebral korteksin halüsinasyon oluşumunda etkisi olduğu düşünülüyor. | TED | بسبب هذا، يُعتقد أن القشرة الدماغية تلعب دوراً في حدوث الهلوسات، |
Yetkililer bugünkü garip suç dizisinden sorumlu olduğuna inanılan bu adamı tanımlamak için yardımlarınızı istiyor. | Open Subtitles | الشرطة تطلب منكم التعرف على هذا الرجل يُعتقد بأنه مسؤول عن مجموعة من جرائم اليوم |
DNA'mızın %90'ının uykuda olduğuna inanılır. | Open Subtitles | تسعون % من حمضنا النووي يُعتقد أنه خامل، |
Asit tuzu, kanser riskini azalttığı düşünülen yağ grubudur. | TED | وهذا حمض دهني قصير السلسة يُعتقد أنه يقلل من خطر السرطان. |
Ve hatırlayın çok da uzun olmayan biz zaman öncesine kadar İngiltere kraliyet ailesinin büyülü iyileştirici güçleri olduğuna inanılırdı. | TED | ويجب أن تتذكروا، لم يكن ذلك منذ زمن بعيد أن العائلة المالكة في إنجلترا كان يُعتقد أنها تتمتع بقوى شفاء سحرية |
Orijin Kitabı'nda sözü geçen kötülüğün doğduğu yerin orası olduğuna inanılıyor. | Open Subtitles | التي يُعتقد بأن يكون الموقع الكتاب الأصلي على حسب دلائل الولادة بمكان الشر. |
İnanılıyor ki-- ...emsalsiz bir enerji gereksinimi--- ...gizemli dokuzuncu sembol--- | Open Subtitles | و يُعتقد كمية الطاقة المطلوبة لم يسبق لها ان وجدت. لغز الرمز التاسع |
Kocası ile birlikte olduğu kadını öldürdüğüne inanılıyor. | Open Subtitles | يُعتقد أنها قتلت زوجها والمرأة التي كان يخونها معها |
Saldırıdan sonra üç tane paralı Amerikan askerinin, üçüncü en çok aranan Mohamed Arsan'ın başında olduğu bir grup El Kaide militanı tarafından esir tutulduğuna inanılıyor. | Open Subtitles | يُعتقد أن منفذي الهجوم ، ثلاثة جنود متعاقدون أمريكان أصبحوا الآن رهائن بيد تنظيم القاعدة |
Ülkenin Kuzeydoğu Sahili bölgesinde olduğuna inanılıyor. | Open Subtitles | يُعتقد أنه يقطُن الساحل الشمالي الشرقي للبلاد. |
Ayrıca saldırının güvenlik önlemlerinden âlâkalı bir sebepten dolayı olduğuna inanılıyor... | Open Subtitles | رغم ذلك يُعتقد أن يكون الهجوم حادثة منعزلة... التدابير الأمنية في... |
İmparator penguenlerin deniz seviyesinin birkaç yüz metre altına dalabildikleri düşünülüyor. | TED | فالبطاريق الإمبراطورية يُعتقد أنها قادرة على الغوص بضع مئات الأمتار تحت سطح البحر. |
Deniz tabanında, besinleri derilerinden emerek yaşadıkları düşünülüyor. | Open Subtitles | يُعتقد أنهم عاشوا على أرضية البحر، يرشّحون المواد الغذائية خلال جلودهم. |
En sonuncusunun, -şu an içinde yaşadığımızın- oldukça olağanüstü bir olaylar zincirinin neticesi olduğu düşünülüyor. | Open Subtitles | وآخرها ، الذي نعيش به الآن يُعتقد أن يكون نتيجة لسلسلة من الأحداث الواضحة |
Ayrıca sevgilisi olduğuna inanılan bir adamı arıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يبحثون أيضاً عن رجل يُعتقد بأنه صديقها |
Ayrıca sevgilisi olduğuna inanılan bir adamı arıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يبحثون أيضاً عن رجل يُعتقد بأنه صديقها |
Tesadüfe bakın, yakınlrdaki bir arkeolog, binlerce yıllık olduğuna inanılan bir lahiti ortaya çıkardı. | Open Subtitles | في الوقت نفسه، نبش علماء الآثار على مقربة تابوتًا حجريًا للتو يُعتقد بأن عمره آلاف السنين. |
Ayıların hayvan formuna bürünmüş insanlar olduğuna inanılır. | Open Subtitles | يُعتقد أن الدببة رجال صارو بهيئة حيوان |
Yoksa aşağıdaki kaosun görüntüsünü aydınlatan– modern savaşların teknolojilerini temsil ettiği de düşünülen– sivri uçlu ampul müdür? | TED | أم هو المصباح المُسنن، والذي يُعتقد أنّه يُمثل تقنيات الحرب الحديثة، ما يضيء رؤيتها للفوضى بالأسفل؟ |
Gizli saklı şeyler olduğuna inanılırdı, ama aslında bir hiçten ibaret. | Open Subtitles | يُعتقد بأنها أسرار لكنها حقًا لا شيء |
Silahlı bir adam sahil bölgesinde uzak bir eve girerek Cumhuriyetçi Parti sempatizanı olduğu sanılan birini öldürdü. | Open Subtitles | إقتحم رجل مسلح مقنع بيت في منطقة كوستا النائية وقتل رجلاً يُعتقد أنه من المتعاطفين مع الجيش الجمهوري |
Üstelik Prenseste de tonlarca olduğuna inanılıyordu. | Open Subtitles | والأميرة كان يُعتقد بأنّها تحمل عِدّة أطنان منها |
Dahası, aşılarda bulunan thimerosal adındaki bileşenin otizmin nedeni olduğu düşünülüyordu. | TED | و بالإضافة إلى ذلك، فإن واحداً من مكونات اللقاحات، و هو يُدعى الثيرموسال، كان يُعتقد بأنه مسبب مرض التوحد. |