"يُغيّر" - Translation from Arabic to Turkish

    • değiştirir
        
    • değiştirmez
        
    • değiştirmiyor
        
    • değiştirmeyecek
        
    • değiştirdi
        
    • değiştirmek
        
    • değiştiremez
        
    • değiştiriyormuş
        
    Ama silahla geldiler. Bu her şeyi değiştirir. Open Subtitles لكنّهم جلبوا مُسدّس للحفلة، وذلك يُغيّر جميع القواعد.
    Artık hepimiz aynıyız; bu her şeyi değiştirir. Open Subtitles الان نحنُ على حد سواء, وهذا ما يُغيّر كُل شيء.
    Bu yine de cinayetten suçlu olduğunuz gerçeğini değiştirmez. Open Subtitles ذلك ما زال لا يُغيّر من حقيقة كونك مُذنباً بإرتكاب جريمة قتل
    Ama bu kardeşimin çizimlerinin hep doğru çıktığı gerçeğini değiştirmez. Open Subtitles لكن ذلك لا يُغيّر حقيقة كون أنّ رسومات أختي كانت صائبة دوماً.
    Ama bu hâlâ orayı istediğim gerçeğini değiştirmiyor. Open Subtitles لكن هذا لا يُغيّر من حقيقة. أنّي ما زلتُ أريد أرضكم.
    Baban önemsiz bir hırsızdı ve yapacağın hiçbir şey ondan bir farkın olmadığı gerçeğini değiştirmeyecek. Open Subtitles كان والدك لصاً سخيفاً، وكلّ شيءٍ تفعله لا يُغيّر من حقيقة كونك من نفس السلالة.
    - Önce buluşma saatini değiştirdi... - ...şimdi de yerini mi değiştiriyor? Open Subtitles غيّر أولا موعد اللقاء وهو الآن يُغيّر المكان؟
    Karısını değiştirmek isteyen bir adam tanıyorum. Open Subtitles أعرِف رجلاً يريد أن يُغيّر زوجته
    Bir kere suçlu olduğunuzu düşündüklerinde kimse onların fikrini değiştiremez. Open Subtitles {\fnAdobe Arabic}.لا أحد يُغيّر رأيه حالما يظنّك مُذنباً
    - Ne? Bu her şeyi değiştirir. Yani burada sana ihtiyacım var. Open Subtitles هذا يُغيّر كلّ شيء ما يعني أنّي أحتاجك فعلا الآن
    Her an, verdiğin her karar etrafındaki insanları etkiler ve farkında olmadığın milyonlarca farklı şekilde dünyayı değiştirir. Open Subtitles كلّ لحظة، كلّ قرارٍ تتخذينه، إنّه يُؤثر بالناس المُحيطين بكِ، إنّه يُغيّر العالم بملايين الطرق غير المدروكة.
    Dış görünüşünü hızlıca değiştirebilir sahte kimlikler kullanır, sık sık yer değiştirir. Open Subtitles يُغيّر مظهره بإستمرار، ويستخدم هويّات مُزيّفة، ويتنقل غالباً.
    Bu rapor işleri değiştirir. Open Subtitles حسناً هذا التقرير يُغيّر الأمور.
    - Orada çok fazla insan vardı. - Bu yaptığını değiştirmez. Open Subtitles لقد كان هنالك العديد من الناس - هذا لا يُغيّر ما فعلتِه -
    Yine de apaçık ortada olan gerçeği değiştirmez. Open Subtitles رغم ذلك أنّني متأكدة أنّ هذا لن يُغيّر من حقيقة أنّ...
    Bu sadece bu dünyayı değiştirmez.. Open Subtitles فهو لا يُغيّر هذا العالم فحسب،
    Ama bu kalpazanlıktan mahkum olduğu ve hapisten kaçtığı gerçeğini değiştirmiyor. Open Subtitles ولكن هذا لا يُغيّر من حقيقة كونه مُزوّر سنداتٍ مُدان وهاربٌ من السجن
    Bir daha fahişeyle yatmayacak olsan bile bu durum anlaşılması imkansız olan şeyi değiştirmiyor. Open Subtitles أقسم لك. حتى ولو لم تلمس عاهرة مرة أخرى أبداً، هذا لن يُغيّر ما يستحيل جداً عليك فهمه.
    Zaten yazılımı geliştirmek için sınırlı süremiz var göze hoş gelen yazı tipleri eklemek bunu değiştirmeyecek. Open Subtitles أجل، ولكننا لدينا مشاكل مع السوفت وير وإضافة بعض الخطوط الجميلة لن يُغيّر من هذا الأمر شيئاً
    Sana karşı olan bakışımı değiştirdi. Open Subtitles إنّه يُغيّر الطريقة التي أراك فيها.
    Din değiştirmek fayda etmiyor yani. Open Subtitles فهم لا يقبلون من يُغيّر دينه
    Eğer canı gönülden sevdiğim öz babam beni değiştiremiyorsa Damon'u kimse değiştiremez. Open Subtitles إنّ كان والدي الذي أحبّه كثيراً، ليس بوسعه تغييري، فمن عساه يُغيّر (دايمُن)؟
    Saf değiştiriyormuş. Open Subtitles كان يُغيّر تأييده.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more