Onu iyileştiremezsin. Tek yapabileceğin, yanında olmak. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تعالجها كل ما يُمكنك فعله هو أن تتواجد هناك |
Evet, bizim için yapabileceğin bir şey var. | Open Subtitles | . حسناً . هُناك شيء يُمكنك فعله من اجلنا |
Ve böyle olunca, yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | وعندما يحدث ذلك, كل ما يُمكنك فعله هو الاسـتماع. |
yapabileceğin tek şey; ona sarılıp her şeyin düzeleceğini söylemek. | Open Subtitles | جُلَّ ما يُمكنك فعله هو أن تضع ذراعك حولها، وتُخبرها بأنّ كُلّ شيءٍ سيكون كما يُرام. |
Burada işlerin nasıl döndüğünü anlayacak kadar zekisin. Yapabileceklerini ve yapamayacaklarını. | Open Subtitles | أظنك ذكي بما يكفي كي تُدرك كيف تصير الأمور هنا، ما يُمكنك وما لا يُمكنك فعله |
Şu an benim için yapabileceğin tek şey burayı derhâl terk etmen olur. | Open Subtitles | ما يُمكنك فعله لأجلي هو مغادرة هذه الغرفة الآن |
yapabileceğin en iyi şey yüksek yaka giymek. | Open Subtitles | أفضل ما يُمكنك فعله لهذه؟ الياقات الطويلة |
Bir çocuğa yapabileceğin en kötü şey onu istemeyen ailenin yanına göndermek. | Open Subtitles | أسوأ شئ يُمكنك فعله لاى طفل هو أن تضعه مع أبوين لا يُريدوه لم أكن أعلم - |
Bunu yüzüne vuran kişi olmaktan nefret ediyorum ama bizim için yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أكره أن أكون من أخبرك بهذا يا أبي، لكن... لا يُوجد ما يُمكنك فعله لأجلنا. |
yapabileceğin başka bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هُناك شيء إضافي يُمكنك فعله ؟ |
Kız için yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يُمكنك فعله من أجلها |
yapabileceğin hiçbir şey yok, dronlar buna emin olmak için birazdan burada olacaklar. | Open Subtitles | انظر إلىّ ! لا يوجد شيء يُمكنك فعله ، والطائرات ستتواجد هُنا في ثواني معدودة للتأكد من إتمام الأمر |
- Bu konuda yapabileceğin bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | -لابد من وجود شييء يُمكنك فعله 0 |
Benim için yapabileceğin küçük bir şey var Charlie. | Open Subtitles | أتعلم يا (تشارلي)؟ هنالك أمر صغير يُمكنك فعله من أجلي. |
yapabileceğin bir şey yok mu? | Open Subtitles | لا يوجد شي يُمكنك فعله ؟ |
Hepimiz için yapabileceğin en iyi şey Reddington'un yerini tespit etmek ve onu takımında tutmanın bir yolunu bulmak. | Open Subtitles | أفضل شيء يُمكنك فعله لنا جميعاً (هو تحديد موقع (ريدينجتون وإيجاد طريقة لضمه إلى فريقك |
yapabileceğin hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هُناك شيء يُمكنك فعله. |
John için yapabileceğin en iyi şey birlikte buradan mümkün olduğunca uzaklaşmak olur. | Open Subtitles | أفضل شيءٍ يُمكنك فعله من أجل (جون) هو أن تبتعدا قدر الإمكان عن هذا المكان |
Yapabileceklerini göster bana. | Open Subtitles | اريني ما يُمكنك فعله حقًا |