"يُمكنهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • edebilirler
        
    • edemezler
        
    • alabiliyorlar
        
    • onlar
        
    • alamazlar
        
    • veremezler
        
    • yapabilirler
        
    Plastik kaplardan ve yosundan bir uzay gemisi inşa edebilirler. Open Subtitles يُمكنهم أَن يبنوا سفينة فضائية من أدوات المطبخ والطحالب
    Belki günün birinde değerli mavi semalarında yağan taş yağmurunu idrak edebilirler. Open Subtitles رُبما ، يُمكنهم إستيعاب أمر وابل الحجارة التي ستأتي في يوم ما وتخترق سمائهم الزرقاء الثمينة
    Langley'nin haberi var ama başınız belaya girerse size yardım edemezler. Open Subtitles (لانغلي) تعلم، لكن لا يُمكنهم تقديم المساعدة إن وقعتم في مشكلة
    Bu dünyada parası olmayanlar hiçbir şey elde edemezler! Open Subtitles من لا يملكون النّقود في هذا العالَم لا يُمكنهم إنجاز أيّ شيء!
    Filler şimdi suya o kadar yakın ki kokusunu alabiliyorlar. Open Subtitles الفيَلة قريبة جداً الآن من ماء يُمكنهم شمّه.
    Böylece yeni ekibe ve ailelere önceki bütçeden az bir miktar verildi fakat onlar parayı istedikleri şekilde harcayabileceklerdi. TED اذن تم إعطاء الفرق والعائلات جزءً من الميزانية السابقة، ولكن يُمكنهم صرف المبلغ بأي طريقة يُريدونها.
    Fikrini değiştirmeni, işlerin ters gitmesini göze alamazlar. Open Subtitles لا يُمكنهم المخاطرة بهذا، أنك قد تُغيّر رأيك، أن شيئًا قد يسوء
    Burada kalmana izin vermeyecekler, veremezler. Open Subtitles لن يدعونك تبقى، لا يُمكنهم فعل هذا
    Eğer isterlerse her renkten tavuk yapabilirler. Open Subtitles وأطفالى يُمكنهم أن يلونوا الدجاج بأى لونٍ يُريدونه.
    Doktorlar hastaları nasıl test etmeyi öğrendiklerinde ve belirli tümörün genetik tipini anladıklarında, hangi hastaların bu stratejiden yararlanabileceğine ve hangi gen engelleyicilerini kullanabileceğimiz hakkında bize yardım edebilirler. TED كما يتعلم الأطباء كيفية فحص المرضى وفهم أنواع محددة من الأورام الوراثية، يُمكنهم مساعدتنا في تحديد من هم المرضى الذين يُمكن لهم الإستفادة من هذه الخطة وما هو مانع الجين الذي يمكننا استخدامه.
    Canları istiyorsa dua edebilirler. Open Subtitles يُمكنهم أن يُصلّوا إذا ارادوا.
    Muhtemelen bunu yeniden kalibre edebilirler. Open Subtitles يُمكنهم القيام بالفحص على الأرجح.
    Hasta olanları tedavi etmemizde bize yardım edebilirler. Open Subtitles لذا يُمكنهم مساعدتنا مع هؤلاء المرضى
    Doktor değilim, bu semptomlar da oldukça geneldir ama eğer bu sıtmaysa ve yeteri kadar kötüyse tıbbî nedenlerden dolayı tahliye edebilirler. Open Subtitles رغم أنّني لست بطبيب، إلا أنّ هذه الأعراض تبدو شائعة إلى حد ما، ولكن إذا كانت هذه ملاريا وحادة بما فيه الكفاية، يُمكنهم أنْ يمنحونه تسريحاً طبياً.
    Parası olmayanlar hiçbir şey elde edemezler! Open Subtitles من لا يملكون النّقود لا يُمكنهم كسب أيّ شيء!
    Şu anda sana yardım edemezler. Open Subtitles لا يُمكنهم مُساعدتكَ الآن.
    Gerçek dünya ile hayal dünyası karışır ve gerçeği hayalden ayırt edemezler. Open Subtitles ويكونُ ذلك بمزج العالم الخيالي والعالم الحقيقي ببعضها... بحيثُ لا يُمكنهم تمييز الفرق!
    Filler artık suya o kadar yakın ki kokusunu alabiliyorlar. Open Subtitles الفيَلة قريبة جداً الآن من ماء يُمكنهم شمّه.
    Kımıldayamıyorlar, konuşamıyorlar, zar zor nefes alabiliyorlar. Open Subtitles لا يُمكنهم التحرك لا يُمكنهم التحدث وبالكاد يُمكنهم التنفس..
    Neden diğerlerinin çocukları gibi onlar da bizimle gelemiyor? Open Subtitles لماذا لا يُمكنهم الركوب معنا مثلما يفعل أبنــاء الآخرين؟
    Onu öldürmeyi göze alamazlar. Open Subtitles لا يُمكنهم أن يسمحوا قتلها.
    - Öldüler, bize zarar veremezler. Open Subtitles -إنّهم موتى، حسنًا، لا يُمكنهم إيذاؤنا .
    Bu ormanda yaşayan 10 maymun çeşidinin hepsi için taklit yapabilirler. Open Subtitles يُمكنهم تقليد كل الانواع التسعة منالقرودالموجودةفيهذهالغابات،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more