Ve sonra deniz anası turşusu East Brunswick'te Route 18'deki Hong Kong Supermarket'ten. | TED | وبعدها القناديل المخللة. في هونغ كونغ سوبر ماركت على شارع 18 في منطقة إيست برونزويك. |
Salt Lake'deki herkese selam söyle. Seni görmek güzeldi. | Open Subtitles | قل مرحباً لكل من في بحيرة الملح سعيد برؤيتك |
2077'deki geleceğim değil, şimdiki geleceğim. | Open Subtitles | ليس المستقبل بعام 2077 بل المستقبل القريب |
1998'deki güneş depremi Richter ölçeğinde 11.3'lük bir sarsıntıya denk düşerdi. | Open Subtitles | زلزال الشمس لعام 1998 تم تسجيله بـ 11.3 على مقياس ريختر |
Birleşik Devletler'deki ihtiyarların hayat standartlarını arttırmak ve değerlerini daha iyi kullanabilmek için ne yapabiliriz? | TED | ما الذي في وسعنا القيام به لتحسين حياة المسنين في الولايات المتحدة، وأن نستفيد بشكل أفضل من قيمتهم؟ |
AVM'deki bildikleri restoran zincirinde olacağız çünkü yeni şeylere alerjileri var. | Open Subtitles | سلسلة المطاعم تلك التي في السوق لأنهم يتحسسون من التجارب الجديدة |
ABD'deki doğu yakası topluluklarının hepsinin yasal ayrım döneminde oluştuğu gerçeğini düşünün. | TED | بالأخذ في الاعتبار أن كل مجتمعات الجانب الشرقي في أمريكا شُيِّدت أثناء حقبة العزل العرقي. |
Şimdi de L.A.'deki polislerin yarısından kaçarken bir minivan'ın arkasında burger mi yiyorsun? | Open Subtitles | والآن تأكل الهامبرقر في سيارة ميني فان, هاربا من نصف شرطة لوس انجليس |
Burası Dabian Dağları Orta Çin'deki Hubei eyaletinin uzak kısımları | TED | هذه هي جبال دابيان. في الجزء الأقصى من مقاطعة هوبيي في مركز الصين. |
İki yıl önce Çin'deki Çengai gölü çevresinde yaşanan toplu kuş ölümleri akıllarda. | TED | و قد كان هناك حدثاً متمركزاً في منطقة بحيرة شنغهاي في الصين. |
Burası en işlek zamanında Karayipler'deki en büyük süpermarket. | TED | هذا هو أكبر سوبر ماركت في منطقة الكاريبي وفي ذروة وقت التسوُّق. |
Box Hill'deki herkes beni duysun, onu karşı konulmaz buluyorum! | Open Subtitles | وليسمعني جميع من في بوكس هيل وجدتها لا تــقــــاوم |
2012'deki olayla alakalı olduğunu size kim söyledi? | Open Subtitles | مَن أخبركَ بأن لهذا علاقة بعام ٢٠١٢؟ من أين سمعتَ بذلك؟ |
Bugün, Lincoln'ın askıya alınan 1861'deki 'Adamı Mahkemeye Getir'* emrini inceleyeceğiz. | Open Subtitles | اليوم سنستكشف فى تاريخ لينكولن لعام 1861 تعليق للمثول أمام المحكمة |
Evet, Kimköy'deki her Kim Noel'i çok severmiş ama Kimköy'ün hemen kuzeyinde yaşayan Grinch nefret edermiş. | Open Subtitles | نعم كل الذي في أسفل الهوفيل يحب عيد الميلاد كثيراً لكن الجرينش الذي عاش في شمال الهوفيل لم |
Sen insan oldun. Bu görünüşünle Kore'deki bütün yavru kedileri verseler bile dokunmam sana. | Open Subtitles | الطريقة التي تبدين عليها الآن, أنا لن ألمسك مقابل كل الهرر الصغيرة التي في كوريا |
ABD'deki mahkumların ortalama bir park yerinden daha küçük tecrit hücrelerinde tutulabilecekleri gerçeği gibi. | TED | حقائق مثل أن المسجونين في أمريكا يمكن أن يوضعوا في غرف حبس انفرادي أصغر في الحجم من مساحة موقف السيارة العادي. |
BMW'deki üç kişi ölmüş. | Open Subtitles | الثلاثة في سيارة الـ" بي إم دبليو" ميتين |
Metropolis General'deki adamım bana e-posta atmış. | Open Subtitles | حسناً على ما يبدو بأن جهة إتصالي في مركز ميتروبوليس العام أرسل رسالة لي |
Fiziksel kanıt olmadan Cook County'deki hiçbir jüri benim sözüm varken seninkini dinlemez. | Open Subtitles | وبدون اّدله لا لجنة المحلفين في مقاطعة الطبخ سوف يأخذ كلمتك على اللغم. |
Galler'deki küçük bir kasaba yaşamını anlatıyor. Beş Oscar kazandı. | Open Subtitles | تصوير جميلة للحياة في بلدة " صغيرة في " ويلز |
2 saldırgan, İngiltere'deki AVM'de ateş açtıktan hemen sonra vurulup öldürüldü. | Open Subtitles | وكانت المجموعات غير المسلحة الصورة بعدما فتحوا النار فى مركز تجارى |
Kentucky'deki Mammoth Cave mağarası gibi tek bir mağara sistemi, 600 kilometreden uzun olabilir. | TED | نظام كهفي وحيد مثل كهف الماموث، الموجود في ولاية كنتاكي. قد يصل عمقه حتى 600 كيلومتر. |
İngiltere'deki Özel Şube, bütün havayollarının... ve gemilerin yolcu listelerinden onun izini sürüyor. | Open Subtitles | الفرع الخاص في بريطانيا يحاول تتبعه خلال قوائم المسافرين لكل شركات الطيران والعبارات. |
İki buçuk yıl boyunca Yunanistan ve Akdeniz'deki mülteci kamplarında, kıyı şeridinde ve kurtarma botlarında çalışan tek çocuk psikiyatrisi olmasam bile, bu azınlıktan biriyim. | TED | خلال العامين والنصف الماضيين، كنت من القلائل المختصين بالطب النفسي للأطفال، إن لم أكن الوحيد، الذين يعملون في مخيمات اللاجئين والشواطئ وقوارب الإنقاذ في اليونان والبحر الأبيض المتوسط. |