ويكيبيديا

    "'deki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • في منطقة
        
    • من في
        
    • بعام
        
    • لعام
        
    • الذي في
        
    • التي في
        
    • في أمريكا
        
    • في سيارة
        
    • في مركز
        
    • في مقاطعة
        
    • في بلدة
        
    • فى مركز
        
    • الموجود في
        
    • في بريطانيا
        
    • والبحر
        
    Ve sonra deniz anası turşusu East Brunswick'te Route 18'deki Hong Kong Supermarket'ten. TED وبعدها القناديل المخللة. في هونغ كونغ سوبر ماركت على شارع 18 في منطقة إيست برونزويك.
    Salt Lake'deki herkese selam söyle. Seni görmek güzeldi. Open Subtitles قل مرحباً لكل من في بحيرة الملح سعيد برؤيتك
    2077'deki geleceğim değil, şimdiki geleceğim. Open Subtitles ليس المستقبل بعام 2077 بل المستقبل القريب
    1998'deki güneş depremi Richter ölçeğinde 11.3'lük bir sarsıntıya denk düşerdi. Open Subtitles زلزال الشمس لعام 1998 تم تسجيله بـ 11.3 على مقياس ريختر
    Birleşik Devletler'deki ihtiyarların hayat standartlarını arttırmak ve değerlerini daha iyi kullanabilmek için ne yapabiliriz? TED ما الذي في وسعنا القيام به لتحسين حياة المسنين في الولايات المتحدة، وأن نستفيد بشكل أفضل من قيمتهم؟
    AVM'deki bildikleri restoran zincirinde olacağız çünkü yeni şeylere alerjileri var. Open Subtitles سلسلة المطاعم تلك التي في السوق لأنهم يتحسسون من التجارب الجديدة
    ABD'deki doğu yakası topluluklarının hepsinin yasal ayrım döneminde oluştuğu gerçeğini düşünün. TED بالأخذ في الاعتبار أن كل مجتمعات الجانب الشرقي في أمريكا شُيِّدت أثناء حقبة العزل العرقي.
    Şimdi de L.A.'deki polislerin yarısından kaçarken bir minivan'ın arkasında burger mi yiyorsun? Open Subtitles والآن تأكل الهامبرقر في سيارة ميني فان, هاربا من نصف شرطة لوس انجليس
    Burası Dabian Dağları Orta Çin'deki Hubei eyaletinin uzak kısımları TED هذه هي جبال دابيان. في الجزء الأقصى من مقاطعة هوبيي في مركز الصين.
    İki yıl önce Çin'deki Çengai gölü çevresinde yaşanan toplu kuş ölümleri akıllarda. TED و قد كان هناك حدثاً متمركزاً في منطقة بحيرة شنغهاي في الصين.
    Burası en işlek zamanında Karayipler'deki en büyük süpermarket. TED هذا هو أكبر سوبر ماركت في منطقة الكاريبي وفي ذروة وقت التسوُّق.
    Box Hill'deki herkes beni duysun, onu karşı konulmaz buluyorum! Open Subtitles وليسمعني جميع من في بوكس هيل وجدتها لا تــقــــاوم
    2012'deki olayla alakalı olduğunu size kim söyledi? Open Subtitles مَن أخبركَ بأن لهذا علاقة بعام ٢٠١٢؟ من أين سمعتَ بذلك؟
    Bugün, Lincoln'ın askıya alınan 1861'deki 'Adamı Mahkemeye Getir'* emrini inceleyeceğiz. Open Subtitles اليوم سنستكشف فى تاريخ لينكولن لعام 1861 تعليق للمثول أمام المحكمة
    Evet, Kimköy'deki her Kim Noel'i çok severmiş ama Kimköy'ün hemen kuzeyinde yaşayan Grinch nefret edermiş. Open Subtitles نعم كل الذي في أسفل الهوفيل يحب عيد الميلاد كثيراً لكن الجرينش الذي عاش في شمال الهوفيل لم
    Sen insan oldun. Bu görünüşünle Kore'deki bütün yavru kedileri verseler bile dokunmam sana. Open Subtitles الطريقة التي تبدين عليها الآن, أنا لن ألمسك مقابل كل الهرر الصغيرة التي في كوريا
    ABD'deki mahkumların ortalama bir park yerinden daha küçük tecrit hücrelerinde tutulabilecekleri gerçeği gibi. TED حقائق مثل أن المسجونين في أمريكا يمكن أن يوضعوا في غرف حبس انفرادي أصغر في الحجم من مساحة موقف السيارة العادي.
    BMW'deki üç kişi ölmüş. Open Subtitles الثلاثة في سيارة الـ" بي إم دبليو" ميتين
    Metropolis General'deki adamım bana e-posta atmış. Open Subtitles حسناً على ما يبدو بأن جهة إتصالي في مركز ميتروبوليس العام أرسل رسالة لي
    Fiziksel kanıt olmadan Cook County'deki hiçbir jüri benim sözüm varken seninkini dinlemez. Open Subtitles وبدون اّدله لا لجنة المحلفين في مقاطعة الطبخ سوف يأخذ كلمتك على اللغم.
    Galler'deki küçük bir kasaba yaşamını anlatıyor. Beş Oscar kazandı. Open Subtitles تصوير جميلة للحياة في بلدة " صغيرة في " ويلز
    2 saldırgan, İngiltere'deki AVM'de ateş açtıktan hemen sonra vurulup öldürüldü. Open Subtitles وكانت المجموعات غير المسلحة الصورة بعدما فتحوا النار فى مركز تجارى
    Kentucky'deki Mammoth Cave mağarası gibi tek bir mağara sistemi, 600 kilometreden uzun olabilir. TED نظام كهفي وحيد مثل كهف الماموث، الموجود في ولاية كنتاكي. قد يصل عمقه حتى 600 كيلومتر.
    İngiltere'deki Özel Şube, bütün havayollarının... ve gemilerin yolcu listelerinden onun izini sürüyor. Open Subtitles الفرع الخاص في بريطانيا يحاول تتبعه خلال قوائم المسافرين لكل شركات الطيران والعبارات.
    İki buçuk yıl boyunca Yunanistan ve Akdeniz'deki mülteci kamplarında, kıyı şeridinde ve kurtarma botlarında çalışan tek çocuk psikiyatrisi olmasam bile, bu azınlıktan biriyim. TED خلال العامين والنصف الماضيين، كنت من القلائل المختصين بالطب النفسي للأطفال، إن لم أكن الوحيد، الذين يعملون في مخيمات اللاجئين والشواطئ وقوارب الإنقاذ في اليونان والبحر الأبيض المتوسط.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد