"çöpün" - Translation from Turkish to Arabic

    • القمامة
        
    • سلة المهملات
        
    • النفايات
        
    • بالقمامة
        
    • الزبالة
        
    • قمامتك
        
    • سلة قمامة
        
    • نفايتك
        
    Tam olarak buna benzeyen bir demet sabah çöpün içinde duruyordu. Open Subtitles كانت هناك حفنة مثل هذه تماماً في برميل القمامة هذا الصباح
    Bana kalsa o sikiği farelere yem ederim çöpün geri kalanı gibi. Open Subtitles لو كان الأمر بيدى، لتركت ذلك القذر مع الجرذان. مع بقية القمامة.
    Ve sonunda çöpçuler çöpün içine bölgesel bazı kimyasallar koydular. TED وأخيراً، عمال القمامة يضعون نوعاً من المواد الكيميائية الإقليمية في القمامة.
    Bir mağazada 100,000 harcayan bir kadınla arkadaşından kahve içen bir kadın ikisi de çöpün kirli olduğunu bilir. Open Subtitles شخص يصرف 100,000 في متجر و شخص آخرى حصل من صديقه كوب من القهوة أعتقد بأن سلة المهملات قذرة
    Serserinin kıyafetlerini ve çalar saati çöpün üstüne koy ki açıkça görülebilsin. Open Subtitles ضعي ملابس المتشرد والساعة المنبه في اعلى النفايات حتى تكون ظاهرة للعيان
    Bazen çöpün içindeyken, biraz kafam iyi oluyor, ama bugün içerde yarım bir muz buldum. Open Subtitles ،مرةً عندما كنت بالقمامة ، وجدت مصباح رأس صغير . لكن اليوم وجدت نصف موزة
    çöpün kendisi tehlikeli maddelerle dolu ve çoğu zaman kamyondan fırlayarak, zarara yol açıyor. TED ثمّ أنّ القمامة نفسها مليئة بالمواد الخطرة التي غالبا ما تسقط و تتطاير من الشّاحنة مسبّبة ضررا رهيبا.
    Kaldırıma çıktığınızda ve şehri kamyonun arkasından gördüğünüzde, çöpün kendi başına doğanın bir gücü olduğunu anlıyorsunuz. TED فعندما تخطو حافة الرصيف وتشاهد المدينة من وراء الشاحنة، تفهم أنّ القمامة هي في حد ذاتها كقوة من قوى الطبيعة.
    Ve şunu öğrendik: Bu 1.500 çöpün çoğu çok bilinen bir dürüm markasına aitti. TED وإليكم ما تعلمناه: أن أغلب هذه القمامة مصدرها علامة تاكو التجارية الشهيرة جدا.
    Depozito ücretlerine rağmen, denize giden bu çöpün büyük bir kısmı ise plastik içecek şişeleri oluyor. TED بالرغم من الرسوم المفروضة فإن معظم تلك القمامة المتجهة نحو البحر هي القوارير البلاستيكية للمشروبات
    Nasıl isterseniz Efendim. Ama çöpün içine dalmıştı. Open Subtitles كما تحب يا سيدي، رأسها كان في صفيحة القمامة
    Şimdi bak, güvenliğin dediğine göre, minibüsün hastaneyi terk etmemiş, çöpün nereye gittiğini öğrenmek istiyorum. Open Subtitles رجل الأمن يقول أن شاحنتك لم تغادر المبنى لذا أين كل القمامة تختفي؟
    Çünkü doğrudan çöpün içinden -yesen kendini daha rahat hissederdin. Open Subtitles إذا لم يكن هذا مريحاً لك يمكنك الأكل من القمامة بلا تردد
    - Burada bulunmak için bir nedenin yoksa çöpün geri kalanıyla birlikte kaldırım kenarında beklemeni istemek zorunda kalacağım. Open Subtitles سأضطر لأن آمرك بالانتظار على الرصيف بجوار القمامة قمامة؟
    çöpün içini temizlemek için birilerini bulabilir misin? Open Subtitles هل بإستطاعتك إيجاد شخص ما لينظف القمامة ؟
    Belki de sadece çöpün başında durup o şeyi yemelisin. Open Subtitles مدهش ربما يجب عليك أن تأكلي هذا فوق القمامة
    Galiba cinayet silahını bulduk. - Köşedeki çöpün içindeydi. Open Subtitles أظنّ أننا وجدنا سلاح الجريمة وجدته في القمامة قرب الزاوية
    çöpün dolu olduğunu söyleseydin ben atardım. Open Subtitles تعرفين، كنتُ سآخذ القمامة للخارج لو كنتِ أخبرتِني أنها مُمتلئة
    Sokağın kuzeyindeki çöpün arkasında bir dost var. Open Subtitles لدي صديق بالخارج عند نهاية الزقاق خلف سلة المهملات
    Onlar birinin kaybolduğunu anlayıncaya kadar, 15 metre çöpün altında kalmış olurlar. Open Subtitles وحين يلاحظون غياب هؤلاء الأشخاص، سيكونون مدفونين تحت 50 قدم من النفايات.
    ardından çöpün üstüne doğru kaydı ve kaçıp gitti. Open Subtitles قم انزلقت لتصتدم بالقمامة ... ومن ثم غادرت.
    Cumadan önce çöpün dışarı çıkartılması gerekiyor. Open Subtitles سأكون في حاجة أن يتم التخلص من الزبالة قبل الجمعه
    çöpün güvende. Open Subtitles قمامتك آمنه، امسكي المقابض الصفراء الصغيرة
    Bu vardı da, sakıncası yoksa çöpün oradan geçerken atabilir misin? Open Subtitles أسمع، لديّ سلة قمامة أيمكنكَ ان تخرجها إن لم تكن تمانع؟
    Bu senin çöpün mü? Open Subtitles هل هذه نفايتك ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more