Dondurmayı çöp kutusuna dökerken ondan nefret ettiğini söyle. Konuş onunla. | Open Subtitles | بينما تغرفون البوظة في سلة المهملات أخبروها كم تكرهوها ، تحدثوا إليها |
Bütün o düşüncelerini çöp kutusuna at, bana ulaşacaktır. | Open Subtitles | فقط ألق بكل أفكارك في سلة المهملات و سوف تصل لي |
bilgisayar, cep telefonu gibi mesela... bilgi almak, çöp kutusuna bakmak kadar kolaylaşır. | Open Subtitles | الجوال أو الكمبيوتر الكفي.. العثور على معلومات يصبح بسهولة البحث في القمامة |
Yani, bej kağıt da giyebilirim ve çöp kutusuna doğru yollanırım. | Open Subtitles | ربما من الأفضل أن أرتدي أوراقاً و اهرع إلى سلة القمامة |
Parayı tren istasyonuna getir ve erişte dükkânının yanındaki çöp kutusuna bırak. | Open Subtitles | ضعه في قاعة محطة القطار وضعه في صندوق القمامة قرب مطعم المعكرونة |
Yemeği pişirip, doğrudan çöp kutusuna atmayı tercih ederim. | Open Subtitles | أفضل أن أطبخ ثم أرميه مباشرة في سلة المهملات. |
İspanyolca hocam da çöp kutusuna bir bebek bırakmıştı. | Open Subtitles | رأيت أستاذي الإسبانية ترك واحد منكم في سلة المهملات. |
Çantayı çöp kutusuna attığını düşündüm. | Open Subtitles | كنت أعتقد أنه سوف يرمي الكيس في سلة المهملات في مكان ما. |
Aptalın birinin çöp kutusuna sigara attığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع تصديق أن أحد المغفلين قد رمى سيجارة مشعولة في سلة المهملات |
Çocuğu yakalayıp parayı çöp kutusuna geri koyabilirdik. | Open Subtitles | كنا سنمسك بذلك الصبي وما يزال لدينا وقت لنضع المال مجدداَ في القمامة |
İmkansız. 500.000 doları çöp kutusuna bırakmıyorum. | Open Subtitles | مُحال، يا صديقي. لن أُلقي 500ألف دولار في القمامة. |
Mutfak kapısına dayanak konulmuş ve Olay Yeri İnceleme çöp kutusuna yerleştirilmiş bir garson yeleği bulmuş. | Open Subtitles | كان هناك باب للمطبخ مفتوح بمسندٍ، ووجدت وحدة الجرائم سترة النادل هذه مُلقاة في القمامة. |
Hayır,içeri girip, bunu yırtıp,çöp kutusuna atacağım. | Open Subtitles | لا، لا سأدخل فحسب و أمزقه أمام سلة القمامة |
Tamam, o zaman nasıl bir bebek sahibi olup sonra onu çöp kutusuna atarsın? | Open Subtitles | حسناً , كيف عندما تلدين طفلاً تلقين به في سلة القمامة |
Katil, komşularının çöp kutusuna saklamaya çalışmış. | Open Subtitles | القاتل حاول إخفائه في سلة القمامة للجيران. |
Belki de bombayı çöp kutusuna koyup binayı hedef almıştır, aracı değil. | Open Subtitles | لذا ربّما وضع القنبلة في صندوق القمامة لتفجير ذلك المبنى، وليس الشاحنة. |
Çöpler çöp kutusuna. Hımm. Mantıklı. | Open Subtitles | القمامة في صندوق القمامة همم ، يبدو معقولاً |
Birkaç gün önce çöp kutusuna bir zombinin dadandığını söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرتني إنها سمعت يوما ما زومبي يفحص قمامتها |
Seni çöp kutusuna koyup çöpmüşsün gibi dışarı taşıyacağız. | Open Subtitles | سنضعك بدخال علبة القمامة تلك و سنخرجك كما لو كنتٍ قمامة |
Bunu çöp kutusuna attı. | Open Subtitles | لقد القى هذه في صفيحة القمامة |
Bu hedefimizin bu çöp kutusuna düştüğünü doğruluyor. | Open Subtitles | هذا يؤكد أن هدفنا سقط في سلة النفايات هذه |
Bense sweatshirt giymiştim, dikkat çekmeden duruyordum, bir sonraki hareketi işaret etmek için elimi çöp kutusuna sokup çıkarıyordum. | TED | وكنت واقفا دون أن يعرفني أحد ومرتديا قميصا صوفيا، واضعا يدي داخل وخارج سلة قمامة لأؤشر لهم بالتقدم. |