Yamalayıp dua ederek bütün sorunu çözüleceğini mi sanıyordun? | Open Subtitles | هل تعتقد أن الترقيع و الدعاء سيحل المشكل ؟ |
Bence çok zor bir durumdasınız... ve Martha sorununun kendi kendine çözüleceğini umdunuz... ama olmadı. | Open Subtitles | أعتقد أنك في موقف صعب للغاية وأنك كنت تتمنى أن الموقف مع (مارثا) سيحل من تلقاء نفسه، ولكن هذا لم يحدث |
Kendi kendine çözüleceğini sanmıştım. | Open Subtitles | اعتقدت ان الأمر سيحل بنفسه. |
insan yapısı kanunlar, oluşan sorunlarla uğraşırlar ve sorunların nasıl çözüleceğini bilmezler sadece kanun yaparlar en çok özelleştirme yapılmış ve gezegendeki en kapitalist ülke olan ABD'de dünyadaki en büyük hapisanelerin ve en çok mahkumun olması sürpriz olmasa gerek. | Open Subtitles | القوانين الوضعية هي محاولاتٌ للتعامل مع المشاكل التي تحدث. والتي لا يعرفون كيفية حلها |
Endişelerimiz ne kadar bunaltıcı olsa da ölüp gömüldükten sonra hepsinin ebediyen çözüleceğini hatırlatması için. | Open Subtitles | مجرد تذكرة بغض النظر عن مدى قوة قلقنا سيتم حلها قريباً عندما نموت ونُدفن للأبد |
Ben nasıl çözüleceğini biliyorum. | Open Subtitles | حسنا أعرف كيف يمكن حلها |
Burada bir süre bir şeyin çözüleceğini sanmam. | Open Subtitles | لا أظن أن أى شئ سيحل هنا |
Bu Litvanyalıyla ilgili şeyden sonra olayın çabuk çözüleceğini umuyorduk. | Open Subtitles | لا,هل كان بسبب شجاره مع (ليتوانيا) كنا نتمنى ان هذا سيحل القضية بسرعة |
Avatar'ı yakalasan bile bütün sorunlarımızın çözüleceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | حتى إذا أمسكت بالآفاتار) فلست متأكداً إذا كان سيحل مشاكلنا ، ليس الآن... |