"İnsan, çözülemeyecek bir bilmece olsa bile nihayetinde belirlenebilir bir değeri oluyor. | Open Subtitles | بأن الرجل بمفرده لغز لا يمكن حله إجمالاً و سيصبح حقيقة رياضية |
Neden bunu yapayım? Hiçbir zaman çözülemeyecek bir bulmaca yaratmak için. | Open Subtitles | لتخلق لغزاً لا يمكنك حله أبداً |
"Günlükle çözülemeyecek hiçbir şey yoktur." | Open Subtitles | "لا يوجد شيء لا يمكن حله عن طريق كتابة اليوميات " |
Çünkü gıda kişilerle, uluslarla çözülemeyecek yegane konudur. | TED | لأن الغذاء هو قضية لا يمكن حلها فرداً بفرد، أو دولة بدولة. |
Bunun gibi hiç çözülemeyecek puzzlelar yapabilirsiniz. | TED | و يمكنك أن تصنع ألغاز مثل هذه , ولا يمكن حلها إطلاقا. |
Bazı uzman teorilerine göre bu, çözülemeyecek bir problem. | Open Subtitles | بعض الخبراء أصدروا نظريات أنه لا يمكن حلها |
Biraz buğday ve bir gün izinle çözülemeyecek sorun yok. | Open Subtitles | لا شيء لا يمكن علاجه بوجبة من الحبوب و يوم من الراحة |
Belirli bir sürede çözülemeyecek bir konu olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | -لا شيء أنا متأكد أن هذا لا يُمكن حله بالوقت الراهن |
Sokaklardan bana kendi kendine çözülemeyecek sorunlar geliyor. | Open Subtitles | المشاكل تأتني من الشارع والتي لا يمكن حلها من تلقاء نفسها، |
Doğru patlayıcı seçimiyle çözülemeyecek sorun yoktur. | Open Subtitles | ليس هناك مشكلة لا يمكن حلها دون إستخدام المتفجرات اللازمة |
20 dakika içinde tamamen çözülemeyecek kadar karmaşık veya vahim olmadığıdır. | Open Subtitles | لا يمكن حلها بطريقة مرضية خلال 20 دقيقة، لذا... |
Komutanım, bunun şiddetle çözülemeyecek bir sorun olduğunu anlamalısınız. | Open Subtitles | -من هناك . سيدي، عليك أن تفهم أن هذه مشكلة لا يمكن حلها بالعنف. |
Dünyada özür dileyerek çözülemeyecek bir çok şey vardır, Billy. | Open Subtitles | (بيلي) ثمة الكثير من الاشياء في هذا العالم يمكن حلها بالاعتذار |
çözülemeyecek bir problem bulmak mı yoksa çözülemeyeni çözmek mi? | Open Subtitles | ...أن تخترع مسألة لم يتم حلها |
Biraz buğday ve bir gün izinle çözülemeyecek sorun yok. | Open Subtitles | لا شيء لا يمكن علاجه بوجبة من الحبوب و يوم من الراحة |