Yıllar önce çözülen bir kodu saniyeler içinde çözdüğümüz bir bilmecede kullandı. | Open Subtitles | لقد استخدم نفس الشفرة التى تم فكها منذ سنوات فى احجية حللناها فى ثوانى |
Önce bizi takip ediyordu, çözdüğümüz davaları taklit ediyordu ve şimdi bizim onu takip etmemizin sırası. | Open Subtitles | ان اللعبة تغيرت بالبداية كان يطاردنا.و يقلد القضايا التي حللناها |
Bizim geçen yıl çözdüğümüz davaları kopyalayan bir adam var. | Open Subtitles | هناك رجل كان يكرر الكثير من الجرائم التي حللناها في أخر سنة |
Adamlarımdan biri, geçen Mart ayında çözdüğümüz telsiz şifresini hatırladı: | Open Subtitles | لقد وضعنا فى موقف حرج الى ان تذكر احد رجالى اختراق للعدو حللنا شفرته فى مارس |
Olamaz ya bu, davayı çözdüğümüz için mutlu olan birinin yüzü değil. | Open Subtitles | اوه، لا هذا لايبدو كوجه رجل سعيد لأننا حللنا القضية |
Ailemiz içindeki bu anlaşmazlıkları çözdüğümüz gibi tartışmalarımıza da bir son verebilirsek, | Open Subtitles | لو استطعنا حل خلافاتنا كما نفعل في خلافات هذه العائلة |
Sanırım çözdüğümüz bu dava bir sonraki kitabım için güzel bir konu oldu. | Open Subtitles | أعتقد أنّ القضية التي حللناها للتو ستكون موضوعاً جيّداً لكتابي المقبل. |
Birisi bizim çözdüğümüz cinayetleri taklit ediyor. | Open Subtitles | أحدهم يقوم بتقليد الجرائم التي حللناها |
Birisi bizim çözdüğümüz davaları taklit ediyor. | Open Subtitles | أحدهم يقلد الجرائم التي حللناها |
Biri, çözdüğümüz davaları taklit ediyor. | Open Subtitles | أحدهم يقلد الجرائم التي حللناها |
Üstat, bu davayı çözdüğümüz için rahatladım fakat... | Open Subtitles | سيدي , انى مرتاحه اننا حللنا هذه الحالة , لكن-- |
Bunu yetişkinler gibi çözdüğümüz için çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد للغاية لأننا استطعنا حل هذا كالبالغين |