Gerçekten bu davayı çözdüğün zaman sözünde duracağını düşündün mü? | Open Subtitles | هل إعتقدت أنك إذا حللت القضية سيُحافظ على الجزء الخاص به من الإتفاق؟ |
İnanırım. doğrusu, şu çözdüğün tüm suçlar... | Open Subtitles | لكن هل معقول أنك حللت كل هذه القضايا بينما كنت... |
Annenin cinayetini çözdüğün yer. | Open Subtitles | حيث حللت جريمة أمك حيث وقعت في الحب |
Şifreyi çözdüğün için tebrikler. | Open Subtitles | يسرني أنك حللت شفرتي |
Bu bizim davamızı çözdüğün için. | Open Subtitles | هذا له لحَلّ حالتِنا. هو مِنْ الفريقِ الكاملِ. |
Çok teşekkürler. Hayır, olayı çözdüğün için benzettim. | Open Subtitles | كلا بل كيف حللت هذا |
Davamızı çözdüğün. | Open Subtitles | -هذا يعني أنّك حللت قضيّتنا . |
Zora'yla sorunlarını çözdüğün için teşekkürler Frasier. | Open Subtitles | شكراً لحَلّ كُلّ شيءِ مَع زورا. |