çünkü bana öyle geliyor ki sadece ateşle oynamıyor cehennem ateşine giriyor gibisin. | Open Subtitles | لأنه يبدو لي أنك لا تلعبين بالنار فحسب، بل تخطين إلى جحيم مستعرّ. |
çünkü bana öyle geliyor ki, izlenen tek şey benim çocuğum. | Open Subtitles | لأنه يبدو لي أن الوحيد الذي تراقبونه هو ابني |
çünkü bana öyle geliyor ki biz iki gündür kendi kuyruğumuzu kovalıyoruz. | Open Subtitles | ؟ لأنه يبدو لي بأننا نطارد الآثار منذ يومان |
çünkü bana öyle geliyor ki, bu eşsizliği keşfetmek küreselleşmenin tüm gücüyle alakalı. Bir yerin ve bir binadaki programın eşsizliğini bulmak, buradaki ana nokta. | TED | لأنه يبدو لي أن البحث عن هذا التميز له علاقة في التعامل مع القوة الكاملة من العولمة: هذا على وجه الخصوص أمر أساسي لإيجاد مكان للتميز وتميز برنامج في المبنى. |
çünkü bana öyle geliyor ki bana tam olarak ne yaptıracağını biliyordu. | Open Subtitles | -حقاً؟ لأنه يبدو لي أنه يعرف تماماً الزرّ الذي يجب أن يضغط عليه |
çünkü bana öyle geliyor ki, sayende kaybolduk. | Open Subtitles | لأنه يبدو لي أنك أضعتنا |
Bildiğiniz gibi. (Alkış) Bunu seviyorum çünkü bana öyle geliyor ki dünyayı değiştirmek için kullandığımız örnek ve araçlar kendi içlerinde de güzel olmalılar. | TED | أتعرفون؟ (تصفيق) أنا أيضاً أحبها لأنه يبدو لي أن ذلك المثال، الأدوات التي نستخدمها لتغيير العالم، تميل لأن تكون جميلة في نفسها. |