Çünkü onu daha önce gerçekten yaşadın. | Open Subtitles | هذا لأنك قد عشت هذا في الحقيقة قبلاً |
Gizlice evlendik. Çünkü onu bir İngiliz lorduyla paylaşmak istemiyordum. | Open Subtitles | تزوجتها سرا لأني لم أكن لأتقاسمها مع سيد إنجليزي |
Çünkü onu hiç beslemedin, dolaşmaya çıkarmadın, çişe çıkarmadın. | Open Subtitles | لأنّك لم تطعمه قط، أو تمشيه، أو تدعه يخرج للتبول |
Firavunun kızı öldü. Çünkü onu kurtaracak hiç kimse yoktu. | Open Subtitles | لقد ماتت اٍبنة فرعون لأنك لم توجد هناك لتعالجها |
Bu tersinmez bir durumdur Çünkü onu geri döndüremezsin. | Open Subtitles | في هذه الحالة لا تستطيع أن ترجعها، لانك لا يمكن أن تديره |
Birlikte yaşıyoruz biz. Elindeyken tadını çıkar Çünkü onu geri kazanacağım, göt herif. | Open Subtitles | استمتع باللحظة لإنني سوف استعيدها ايها اللعين |
Çünkü onu patlatırlarsa 100 mil çapında her şeyi yok edebilir. | Open Subtitles | لأنّهم إن شحنوها، فيمكن أن تدمّرَ كلّ شيء ضمن مائة ميلٍ مربّع. |
Kız arkadaşı için endişeli, Çünkü onu bulamıyoruz. | Open Subtitles | إنه قلق على صديقته لأننا لا نستطيع العثور عليها. |
Çünkü onu gördüğümde sizi görmemiştim. - Saat 2 buçukta. | Open Subtitles | لاننى لم اشاهدك عندما رايته انا. الساعة 2: |
Bundan sonrası iyice korkutucu Çünkü onu kovalıyorlar ve meşaleler ve saire. | Open Subtitles | ياللهول لقد اصبحت القصة مخيفة جدا لانهم قاموا بمطاردته واشعلوا الشعلات والحاجات |
Ona saldırmayacağım Çünkü onu haberde kullanmayacağım. | Open Subtitles | حسنًا,لن أقوم بتوجيه ضربة نحو تصريحها, ولكن ذلك لأنني لن أقوم بإستغلالها. |
- Mike bundan hiç sözetmedi. - Çünkü onu sen davet ediyorsun. | Open Subtitles | لم يذكر (مايك) شيئا عنها هذا لأنك ستدعوه |
Sana onu çağırmanı söylemedim, Çünkü onu istemiyordum. | Open Subtitles | أنا لم أخبرك مطلقاً لأني لم أرغب في دعوتها |
Sen daha iyi bir insansın, Çünkü onu oraya yalnız göndermedin. | Open Subtitles | أنت رجل أفضل، لأنّك لم ترسله إلى هناك لوحده. |
Ona şapkanın sizde olmadığını söylediğinizi biliyorum Çünkü onu tekrar görmek istemiyordunuz, ve daha sempatik olarak ki ben de görmek istemezdim ama şapkayı gerçekten geri almam gerekiyor. | Open Subtitles | أعلم أنك أخبرته بأن القبعة ليست عندك لأنك لم تريدي رؤيته ثانية ولا أستطيع أن أشفق عليه. ولكني أحتاج إلى استعادة القبعة. |
Kız arkadaşım olabilir diye partiye gelmiyorsun Çünkü onu arayıp bunun ne anlama geldiğini... | Open Subtitles | من المحتمل ان تكون مرتبطا لذلك لا تستطيع الذهاب لانك لا تريد ان تخون الفتاة |
Hala burada Çünkü onu ben ektim ve günışığında bir muhteşem | Open Subtitles | انها لا تزال هناك لإنني انا زرعتها وهي مذهلة عند شروق الشمس |
Buna gerek yoktu, Çünkü onu mahkum edecek bağlantıyı zaten bulmuşlardı. | Open Subtitles | لن يكون هناك حاجة لذلك، لأنّهم كان لدّيهم الصِلة التي يحتاجونها للإتهام |
Çünkü onu suçla ilişkilendirebileceğimiz bir delil ya da gerekçe yok. | Open Subtitles | ... لأننا لا نملك أي دليل أو دافع . يربطه بالجريمة |
Onu yakalayacağız ve gün ışığını bir daha göremeyecek Çünkü onu bir odaya tıkacağım odayı da uzaya fırlatacağım. | Open Subtitles | سوف نقبض عليه وحينها لن يرى ضوء الشمس مرة اخرى لاننى سوف اضعة فى حجرة |
Çünkü onu John ve Emily'i öldürdükleri, gibi öldüreceklerdi. | Open Subtitles | لانهم سيقوموا بقتله كما فعلوا مع جون و اميلي |
- Bunu yapıyorum Çünkü onu seviyorum. | Open Subtitles | سأفعل ذلك لأنني أحبه أحبه كثيراً |
Çünkü onu tamir ettireceğim ve bunu nasıl yapacağımı bilemiyorum. | Open Subtitles | لأنني يجب أن أصلحها ولا أعرف كيف سأقوم بذلك |
Çünkü onu tanımak isteseydin bana yemek olayını söylerdin. | Open Subtitles | لأنّكِ إن كنتِ تحاولين أن تتعرّفي عليك وحسب، كنتِ ستخبريني عن العشاءِ. |
Çünkü onu sizin bulmanızı istedim dediğiniz gibi iyi bir anne olsaydım ama değilim. | Open Subtitles | لأنّي كنتُ أريدكم أنّ تبحثوا عنها. نفس الشيء ستفعليه إنّ كنتِ أمٌّ جيدة وليس أنّ كنتِ بمثل هذه الفوضى. |