"çıkamayacak" - Translation from Turkish to Arabic

    • لن يخرج
        
    • لن يغادر
        
    • يستطيع الخروج من
        
    Bir daha dışarı çıkamayacak yani endişe duymana da gerek yok. Open Subtitles لن يخرج منه أبدا لذا ليس عليك أن تقلقي , أيضا
    Yine de o ringten sağ çıkamayacak. Open Subtitles و هكذا لن يخرج من الحلبة على قيد الحياة.
    Bir dahaki sefer bir Son, Maya bölgesine girdiğinde Dışarı çıkamayacak. Open Subtitles في المرة القادمة التي يمشي أحد منكم في منطقتي لن يخرج منها
    İşte bu yüzden burdan asla canlı çıkamayacak. Open Subtitles وهذا هو السبب في انه لن يغادر هنا على قيد الحياة.
    İşte bu yüzden burdan asla canlı çıkamayacak. Open Subtitles وهذا هو السبب في انه لن يغادر هنا على قيد الحياة.
    Willy piyasadaki en iyi adamdır - ama oradan çıkamayacak. Open Subtitles ويلي أفضل لص متسلل هنا ولكنه لن يستطيع الخروج من هناك
    O şişman pezevenge söyle Los Angeles'dan canlı çıkamayacak. Open Subtitles اخبر هذا البدين انه لن يخرج حياً من لوس انجلوس
    Herşey onun davranışına dayanmış, bir daha dışarı çıkamayacak. Open Subtitles بناءً على طريقة أدائه في جلسة الاستماع، لن يخرج أبداً.
    Buradan hiçbir şey dışarı çıkamayacak. Ne biz ne de o şey. Open Subtitles لن يخرج أي شيء من هنا ليس ذلك المركب ولا نحن
    Ama eğer bir şeyler yapmazsak kimse buradan canlı çıkamayacak. Open Subtitles ولكن إن لم نفعل شيئًا، لن يخرج أحد منا من هنا حيًا
    Bu şey her neyse buradan asla çıkamayacak Open Subtitles اياً كان ذاك الشيء لن يخرج من هنا ابداً
    Bir süre çıkamayacak oradan, değil mi? Open Subtitles هو لن يخرج لفترة , أليس صحيحا ؟
    Buradan kimse sağ çıkamayacak. Open Subtitles لن يخرج أحد من هنا على قيد الحياة.
    Buradan kimse sağ çıkamayacak. Open Subtitles لن يخرج أحد من هنا على قيد الحياة.
    Oradan asla çıkamayacak. Open Subtitles أنه لن يخرج من هناك أبداً.
    O bankadan canlı çıkamayacak. Open Subtitles لن يخرج من ذلك المصرف حياً
    Kimin yaptığını bulana kadar, kimse bu çok amaçlı salondan çıkamayacak. Open Subtitles إلى أن أكتشف الفاعل لن يغادر أحدكم هذه القاعة
    "Raza" mürettebatı buradan canlı çıkamayacak. Open Subtitles . طاقم "رازا" لن يغادر الصخرة على قيد الحياة
    O, buradan canlı çıkamayacak! Open Subtitles لن يغادر هذا المكان حيا ً
    Dışarıda geçireceğin her günü bir daha asla dışarıya çıkamayacak olan, benim için ve buradaki diğer kardeşlerin için yaşa. Open Subtitles كل يوم تقضيه في الخارج تقضيه من أجلي ولأجل كل أخٍ لك هنا لن يستطيع الخروج من هنا مجدداً
    İki paket sigarasına bahse girerim ki Dunbar buradan çıkamayacak. Yine başlıyor musun? Open Subtitles اراهن على علبتين سجائر أن (دونبار لن يستطيع الخروج من المعسكر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more