"çıkarılmış" - Translation from Turkish to Arabic

    • نزع
        
    • أزيلت
        
    • أزيل
        
    • إزالته
        
    • مزال
        
    • منزوع
        
    • استئصال
        
    • استئصلت
        
    • منزوعة
        
    • تسريحه
        
    Her olayda, karaciğer çıkarılmış ve tahminen yenmiştir. Open Subtitles فى كل حالة تم نزع الكبد و من المفترض أنه أُكِل
    Ne yazık ki işe yaraması için Safari Sandy'nin gözleri çıkarılmış. Open Subtitles ومن هُنا قد تم إجتثاث مؤسف لأحشاء ساندى البرية نزع لمُقلة العين
    Ağzın etrafı, ve genellikle de cinsel organlar çıkarılmış. Open Subtitles المنطقة حول الفم و غالبا الأعضاء الجنسية أزيلت
    En iyi tahminim, hepsi ölmeden bir kaç gün önce çıkarılmış. Open Subtitles أفضل تخمين؟ كل شيء قد أزيل قبل بضعة أيام من وفاتها
    Efendim, Kaptan anahtarı çıkarılmış. Open Subtitles سيدي ، مفتاح التحكم الخاص بك تم إزالته
    Kurtuluş birimimiz çevrede koşumu çıkarılmış bir çocuk buldu. Open Subtitles وحدة الانقاذ وجدا صبيا مزال لجامه في الانحاء
    Parmak izi alma yöntemi 1903'de bulundu ama karaciğeri çıkarılmış bir cinayet vardı. Open Subtitles و أخذ البصمات بدأت عام 1903, لكن كان هناك جريمة قتل بكبد منزوع
    Gözler ve dil, öldükten sonra kesilip çıkarılmış. Open Subtitles أمّا استئصال العينين واللسان فتمّ بعد الوفاة
    Gözler ve dil çıkarılmış. Open Subtitles استئصلت العينان واللسان
    Hayvan Kontrol dün bağırsakları çıkarılmış ve kalbi deşilmiş bir geyik bulunduğunu söyledi. Open Subtitles لقد أخبروني من قسم مراقبة الحيوانات ان غزال ميتا وجد هنا البارحة و أحشائه منزوعة و لقد نزع قلبه
    Kalpler tamamıyla çıkarılmış. Bu bizim aradığımız. Open Subtitles القلب نزع بأكمله إنه رجلنا المنشود
    Karın yarılmış, bazı organlar çıkarılmış. Open Subtitles استئصال الجذع، نزع الاعضاء المختلفة
    Dikkatlice ayrılmışlardı. Gözler oyup çıkarılmış. Open Subtitles الأقدام لم تقطع هكذا بل أزيلت بعناية ، وفقئت العيون للخارج
    İki göz kapağı cerrahi olarak çıkarılmış üst dudağı ve alt dudağı da. Open Subtitles ..... أزيلت كلتا جفونه جراحياً ...لتتساوى مع جبهته...
    Yemek borusundan bir Super Bowl yüzüğü çıkarılmış ben ve Jordan'ın New England Patriots'da oynayan ikinci dereceden kuzenini içeren, kalp burkan, acı bir hikâyenin başlangıcı olurdu. Open Subtitles إنها حكاية القلب الموجعة لمصيبة إبن عم جوردن الثاني الذي يلعب لمنتخب انقلترا الجديد وأنا لدي عصابة السوبر بول أزيلت من مريئي
    Kafatasından henüz çıkarılmış bir beynin kaidesine bakacak olursak, küçük bir ortabeyin olduğunu görürüz. Open Subtitles إذا نظرنا إلى قاعدة دماغ الذي أزيل حديثا من جمجمة فى الحقيقة يمكننا أن نرى جزء صغير جدا من المخ الأوسط
    - O yazından bir şey çıkarılmış yayınlanmadan hemen önce çıkarılmış ve bu davayla alakalı olduğuna iddiaya girerim. Open Subtitles شيء ما قد أزيل منها ،تماماً قبل أن ينشروها وأراهن أنها متعلقة بهذه القضية
    Soy ağacından bir şekilde çıkarılmış üçüncü kuşaktan bir akraba. Open Subtitles ابن عم ثالث، تمت إزالته مرة واحدة.
    Asi Sıçrayanlar, bizi toplantıya götürmek için koşumu çıkarılmış bir çocuk gönderdi ama Manchester gitmemize izin vermeyecek. Open Subtitles السكيترز المعارضه ارسلوا فتى مزال لجامه ليرشدنا الى الاجتماع ولكن مانتشستر لن يسمح لنا
    Boğazı kesilmiş, beyni çıkarılmış. Open Subtitles حلق مقطوع، دماغ منزوع.
    Annie Chapman isimli başka bir kurbanın da bilinmeyen bir saldırgan tarafından boğazı kesilmiş ve rahmi çıkarılmış." Open Subtitles ضحية اخرى كان اسمها آني شابمان تم ذبحها و استئصال رحمها من مجرم مجهول
    63'te gördüğüm kurbanların hepsi, 5'i birden, ...ciğerleri çıkarılmış halde suç mahallinde bulundular. Open Subtitles كل الضحايا الذين حققت فى قتلهم عام 63 وجدت فى مسرح الجريمة منزوعة الأكباد الجرائم الخمسة جميعها
    Kardeşi yok. Babası Lance yakın zamanda fabrikadaki işinden çıkarılmış. Open Subtitles والده قد تم تسريحه مؤخراً من وظيفة بمصنع محلي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more