"çıkarmalıyız" - Translation from Turkish to Arabic

• نخرجه من
• نخرجك من
• نخرجهم
• نخرجها من
• أن نخرج
• إخراجك من
• نخلع
• نزع
• علينا إخراج
• أخراج
• إخراجه من
• ان نخرج
• نزيل
• علينا إخراجك
• اخراجها من

Onu şimdi çıkarmalıyız veya askeri mahkemeye başvuracağız.
يجب أن نخرجه من الجيش الآن أو سنقدم شكوى للمحكمة العسكرية

Burnunu sonra yumruklayacağım. Seni buradan çıkarmalıyız.
سأضربك على أنفك لاحقا يجب أن نخرجك من هنا

- Neden çocuklarla beraber değilsin? -Onları buradan çıkarmalıyız.
علينا أن نخرجهم , عليك أن تتصلي بمشفى سانت جيمس

Onunla ilgili bir sorun var. Onu şimdi buradan çıkarmalıyız.
بها خطب ما, لابد من أن نخرجها من هنا حالاً

Şimdi, öncelikle evlat kafandan bütün bu ortaçağ düşüncelerini çıkarmalıyız.
لابد أن نخرج جميع الأفكار الشياطنية من دماغك

Seni oradan çıkarmalıyız. Bizimle konuşman gerekiyor.
عليـنا إخراجك من هـناك، عـليك التكلم معـنا

Vücut ısısı düşmesi yüzünden şokta. Giysilerini çıkarmalıyız.
لدية صدمة من البرودة الشديدة نحتاج أن نخلع ملابسة

- Belki de çekip çıkarmalıyız - Hayır daha da kötüleşir.
ربما علينا نزع الفرع فحسب - لا، ستزيد الحال سوءاً -

Fargo, Generalle bağlantı kurmayı dene. Bu insanları buradan çıkarmalıyız.
فارغو , حاول الوصول إليه يجب علينا إخراج هؤلاء الناس من هنا

Onu yenmeyi sonra düşünürüz. İlk olarak onu oradan çıkarmalıyız.
سوف نقلق بشأن ذلك لاحقاً أولاً نخرجه من هناك

Sen koş tekerlekli sandalyesini getir. Onu buradan çıkarmalıyız.
اذهبي فقط و احضري المقعد المتحرك يجب أن نخرجه من هذا

Onu, o daireden çıkarmalıyız.
يجب ان نخرجه من الشقة انه يحتاج هواء نقى يحتاج لرؤية ضوء الشمس

Tatlım benimle gel. Seni çıkarmalıyız. Haydi.
عزيزتي تعالي معي يجب ان نخرجك من هنا هيا

General, efendim. Sizi buradan çıkarmalıyız.
أيها الجنرال , سيدي , يجب أن نخرجك من هنا

- Durumları kötü. Onları dışarı çıkarmalıyız.
حالتهم قذرة، يجب أن نخرجهم من هناك سريعا

Her şekilde bu insanlar burada böyle oturamaz. Onları dışarı çıkarmalıyız.
على أي حال، لا يمكن لهؤلاء أن يبقوا هنا علينا أن نخرجهم من هنا

Şu tahta sandığın içinde olmalı. Onu oradan çıkarmalıyız.
لا بد إنها في القفص، يجب أن نخرجها من هناك

Durumu normale döner dönmez, kendine daha fazla zarar vermesin diye onu buradan çıkarmalıyız.
بمجرد أن تستقر حالتها يجب أن نخرجها من هنا قبل أن تؤذي نفسها أكثر

Bu insanları buradan çıkarmalıyız. Herkesin gitmesi gerekiyor, tamam mı?
يجب أن نخرج الناس من هنا أسرعوا للخارج بسرعة

Sizi buradan çıkarmalıyız Başkan.
يجب علينا إخراجك من هنا يا سيّدي الرئيس.

Bence ayakkabılarımızı çıkarmalıyız.
أشعر بأن علينا أن نخلع أحذيتنا

Bence oğlunun beyninin sağ yarım küresini çıkarmalıyız.
أظن أنه يجب نزع نصف مخ ابنك الأيمن

Senin ailen umurunda olmayabilir ama benim umurumda. - Ailelerimizi buradan çıkarmalıyız.
قد لا تهتمن لأمر عائلاتكن، لكن أنا بلى، علينا إخراج عائلاتنا من هنا.

Miller'ı oradan hemen çıkarmalıyız.
هذا كل شيء, .ينبغي علينا أخراج ميلر الآن

Bak, bir sürü kan kaybediyor. Onu buradan çıkarmalıyız.
أنه يخسر الكثير من الدماء علينا إخراجه من هنا

Takviye gelmeden Edgar'ı buradan çıkarmalıyız.
علينا ان نخرج ادجار من هنا قَبْل أَنْ تَصِلُ التعزيزات

Tüm bu freskleri tek parça halinde çıkarmalıyız...
لذا يجب علينا أن نزيل جميع اللوحات الجدارية , سليمةً

Ne bekliyorsunuz? Hepimiz öldürülmeden önce onu buradan çıkarmalıyız!
نحنُ يجب علينا اخراجها من هنا قبل أن نقتل جميعاً