"çıktıkları" - Translation from Turkish to Arabic

    • خرجوا
        
    • يخرجون
        
    • خروجهم
        
    Tüm yapmamız gereken ölen jigoloların çıktıkları bütün dişi-johnları bulmak. Open Subtitles نريد ان نعلم كل الفتيات الذين خرجوا مع المقتولين.
    Onun sınıfı olmaktan çıktıkları anda eski alışkanlıklarına dönecekler. Open Subtitles لمرة لو خرجوا من الصف صدقوني سينزلقون عائدون لعاداتهم القديمة
    Hiper uzaydan çıktıkları gibi ateş etmeye başladılar. Open Subtitles انهم بدؤا باطلاق النيران في دقيقة خرجوا عن طريق السفر الفضائي
    Onların dışarı çıktıkları zaman dışarıda kalmalarını sağlamak istiyoruz. Open Subtitles نريد ان نتأكد بأنهم عندما يخرجون يبقون في ألخارج
    Ve çıktıkları zaman için de biraz misketimiz var. Open Subtitles وعندما يخرجون لدينا بعض أحجار الرخام من أجلهم
    Ama kapsama alanı dışına çıktıkları zaman sorun yaşarsınız. Open Subtitles لكن سيكون لديك مشاكل في أي وقت يخرجون به خارج التغطية
    Kızları Schonefeld'de durdurmak en az riskli seçenek, çünkü ülkeden çıktıkları an olası hatalar katlanarak artar. Open Subtitles إيقاف الفتيات في شونيفيلد هو أفضل خيار لتجنب المخاطر مجرد خروجهم خارج البلاد الأخطاء الممكنة تزيد أضعافا مضاعفة
    çıktıkları baca etrafındaki 2, 5 ve 10 metre yarı çaplı kameralar üzerinde yoğunlaşalım. Open Subtitles دعنا نركز على جميع نقط المراقبة بين 2.5 الى10 أميال لنصف القطر لفتحة الصرف التي خرجوا منها الأن
    Teker teker sihirli su birikintisinde yüzmüşler ve dışarı çıktıkları zaman onlar da çizgili olmuşlar. Open Subtitles لذا، قام واحِدٌ تِلو الآخر بالسّباحة ... في حُفرة المِياه السحريّة ... وعندما خرجوا اصبحوا مُخطّطين جميعاً
    Ve karşılıksız iyilikçiler, emekleyip çıktıkları şey artık hangi zehirli, kimyasal maddeyse onun pis artığının içinde karşılıksız kaçışçılara dönüştü. TED (موسيقى) وأصبح عديمو المنفعة ذا منفعة في الهروب الى مكب النفايات السامة أو الرواسب الكيميائية التي خرجوا منها.
    Mugen, Jin ve Fuu ayçiçeği kokan samurayı bulmak için çıktıkları yolculukta nihayet Edo'ya geldiler. Open Subtitles خرجوا في رحلةٍ للبحث عن مقاتل ساموراي تفوح منه رائحة عباد الشمس، ( موغين )، ( جين ) و ( فو ) وصلوا أخيرًا لـ( إيدو ).
    Tuvaletten çıktıkları zaman, Bayan Riggs'de olağan dışı bir şey farkettiniz mi? Open Subtitles -حوالي 15 دقيقة. - ولمّا خرجوا من الحمام ألاحظتٍ شيئًا غريبًا بشأن الآنسة (ريجز)؟
    Arabalarından çıktıkları sırada iki FBI ajanının yanı sıra üçüncü kurban, Edward Hu, bugün sansasyonel cinayet davasında Kelvin Bittaker aleyhinde tanıklık yapmaya gidiyordu. Open Subtitles "حالما خرجوا من سيّارتهم... . بالإضافة لعميلي المباحث الفيدراليّة،"
    Orası da tekrar çıktıkları yer. Open Subtitles من هناك خرجوا
    Erkek, onlardan gözünü ayırmamalıdır çünkü yumurtadan çıktıkları anda yanlarında olması gerek. Open Subtitles والذكـر يجب أن يبقى حذراً وعيونه على الـبيض ولابد أن يكون قريب منهم فى اللحظه التى يخرجون فيها
    Üç kişilerdi ve revirden çıktıkları zaman cezalandırılacaklar. Open Subtitles إنهم ثلاثة فتيان وسوف يعاقبون بعدما يخرجون من المصحة
    Ve sonra, dışarı çıktıkları zaman, çoğu eyalette işverenlerin belli geçmişe sahip kişilere ayrımcılık yapmalarına engel olacak bir yasa bulunmaz. TED وبعد ذلك، عندما يخرجون من السّجن، فإن معظم الولايات ليس بها قوانين تمنع أصحاب العمل من التّمييز ضد الأشخاص الذين لديهم سوابق قانونية.
    Hiper uzaydan çıktıkları zaman eve doğru uçuşa geçebiliriz. Open Subtitles -عندما يخرجون من السرعه الفائقه سوف نستطيع التحليق الى الوطن.
    çıktıkları zaman yaşayacaklar. Open Subtitles أنّهم سيعيشون عندما يخرجون
    Biliyorsun... o kabinlerden çıktıkları zaman kendi geçmişlerini araştırmaya başladılar. Open Subtitles ... أتعرف بمجرد خروجهم من تلك الكبسولات إنهم يبحثون عن ماضيهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more