"çağda yaşıyoruz" - Translation from Turkish to Arabic

    • نحن نعيش في عصر
        
    • نعيش في زمن
        
    • نعيش الآن في
        
    Gelir eşitsizliğinin en tepeye tırmandığı bir çağda yaşıyoruz. TED لذا نحن نعيش في عصر من عدم المساواة في الدخل المتزايد، خاصةً في أعلى الهرم.
    Çok ama çok karanlık bir çağda yaşıyoruz ve siz de sorunun büyük bir parçasısınız. Open Subtitles ‫نحن نعيش في عصر مظلم جداً ‫وأنتما جزء من المشكلة
    Biliyorsunuz televizyon ve fotoğraf çağı. Görüntüleri bir kez görüp unutmaya alıştığımız bir çağda yaşıyoruz. Bunlar büyük karmaşık resimler, neredeyse çizgi roman gibi birden çok hikâye anlatıyorlar. TED نحن نعيش في عصر اعتدنا فيه على الصور التي نراها في التلفاز الصور ذات البعد الواحد. أما هذه فهي قطع كبيرة ومعقدة تقريباً كرسومات كرتونية ذات أبعاد متعددة
    Biz tarihte çok özel ve nadir bir zamanda, yani 4 dalın birleşiminin tasarımcılara şu ana kadar eşi benzeri olmayan imkanlara ulaşım sağladığı bir çağda yaşıyoruz. TED نحن نعيش في زمن خاص جداً في التاريخ، وقت نادر، وقت يسمح فيه التقاء أربعة مجالات للمصممين بالوصول إلى أدوات لم يكن من الممكن الوصول إليها أبدا من قبل.
    Artık bağlı bir çağda yaşıyoruz, herhangi birinin, herhangi bir zamanda, gerçek zamanda elimizdeki küçük cihazla yerini tespit edebileceğimiz bir zaman. TED نحن نعيش الآن في عصر الاتصال حيث يمكننا تحديد مكان أي شخص، في أي وقت، في الوقت الحقيقي، من جهاز صغير في أيدينا.
    Üzgünüm Bundy, ama herkesin hakkına saygı duyulan bir çağda yaşıyoruz. Open Subtitles عذرا، بندي، ولكن نحن نعيش في عصر... ... حيث حقوق الجميع لا بد من احترامها.
    Bilginin her yerde bulunabildiği ve uzmanlığın bir tür "su ekleme" olduğu bir çağda yaşıyoruz, ama iyi bir anlatımla birlikte, sergideki objelerin sunumuyla karşılaştırılabilecek hiçbir şey yoktur. Küratörün yaptığı şey, genel izleyicinin keşfedebilmesi için karmaşık ve ezoterik bir objeyi bütünlüğünü koruyarak yeniden canlandırmaktır. TED نحن نعيش في عصر المعلومات المتوافرة في كل مكان، وخبراء التجارب البسيطة، لكن لايوجد ما يمكن مقارنته مع تقديم قطعة رائعة بشكل قصة كاملة و جيدة مايقوم به الوصي على المتحف، هو شرح هذه اللوحة المعقدة والدالة على حدث معين، بطريقة تحفظ تكامل اللوحة، بطريقة تفرغ مضمونها وتقدمه للجمهور.
    Karanlık bir çağda yaşıyoruz. Open Subtitles نحن نعيش في عصر الظلمة
    Sadece Baltimore değil, cahil bir çağda yaşıyoruz. Open Subtitles ليس الأمر في (بالتيمور) فقط نحن نعيش في عصر الظلام والجهل
    (Kahkaha) Duygu bilgisinin çok önemli bir varlık olduğu bir çağda yaşıyoruz, günümüzde duygular pek çok şeyi açıklamada kullanılıyor, politikacılar tarafından sömürülüyor, algoritmalar tarafından manipüle ediliyor. TED (ضحك) نحن نعيش في عصر يُعدّ فيه إدراك العواطف سلعة ذات أهمية قصوى، وتستخدم فيه العواطف لتفسير أشياء كثيرة، أو تُستَغَلّ من قِبَل السياسيين، أو يتم التلاعب بها بواسطة الخوارزميات.
    Olağanüstü bir çağda yaşıyoruz Bayan Grimke. Open Subtitles نحن نعيش في عصر المعجزات آنسة (جريمكي)
    Altın bir çağda yaşıyoruz, Fogg. Open Subtitles نحن نعيش في عصر ذهبي يا (فوغ)
    Evlâtlarım, düzensizliğin ve kinin egemen olduğu bir çağda yaşıyoruz. Open Subtitles أولادي نعيش في زمن الحقد والنزاعات
    Tehlikeli bir çağda yaşıyoruz. Robert Frobisher'ın besteci olduğu söyleniyor. Open Subtitles .نحن نعيش في زمن خطير .يا لها من فضيحة.
    Kitapların son günlerinin yaklaştığı bir çağda yaşıyoruz, şüphesiz ki elektronik kağıt yakında onların yerini alacak. TED نعيش الآن في عهد نهاية الكتب حيث قامت الأوراق الإلكترونية بإحلال مكانها بلا شك.
    Dolayısıyla şu anda, gerçek halkın gücünün mümkün olduğu bir bürokrasi sonrası çağda yaşıyoruz. TED لذلك نحن نعيش الآن في عصر ما بعد البيروقراطية ، حيث سلطة الشعب الحقيقية ممكنة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more