"çalışmıyorsun" - Translation from Turkish to Arabic

• تحاول
• تعملين
• تحاولين
• لا تعمل
• تعملي
• لاتعملين
• وتعمل
• تَعْملُ
• تعملى
• تُحاولُ
• لن تعمل
• لاتحاول
• لاتعمل
• لست تعمل
• تعد تعمل

O eski püskü lafla beni tavlamaya çalışmıyorsun, değil mi?
أنت لا تحاول أنت تتعرف عليّ بهذه الجملة القديمة, صحيح؟

Bizi yok etmeye çalışmıyorsun yani bir şey istiyor olmalısın.
أنتَ لا تحاول إبادتنا، لذا أنتَ لا بدّ تريد شيء.

Tahmin et! Seni ilgilendirmez, değil mi? Artık burada çalışmıyorsun!
بصراحه هذا ليس من شأنك أنت لم تعودى تعملين لدينا

Neden isyancılar için çalışmıyorsun?
لماذا تعملين لصالح جبهة التحرير الوطني الجزائرية ؟

Üzerimize yürümeye çalışmıyorsun değil mi?
أنتِ لا تحاولين القدوم خلفنا أليس كذلك ؟

Ya benim için çalışırsın ya da çalışmazsın ve şu an, çalışmıyorsun.
إما أن تعمل لدىَ وإما لا وحاليا , أنت لا تعمل لدىَ

Senin güzel bir tekniğin yok ve bunu geliştirmek için de çalışmıyorsun.
انت ليس لديك تقنيات جيده وانت لا تعملي على تطويرها

Eğer bir psikanalistle görüşmek istemiyorsan neden kendine yardımcı olmaya çalışmıyorsun?
إذا أنت لا تريدي أن ترى محلل نفسي لماذا لا تحاول مساعدة نفسك؟

Eski bir doktoru aldatmaya çalışmıyorsun, değil mi?
أنت لا تحاول استغفال الطبيب العجوز، أليس كذلك؟

Neden gemide kibar olmaya çalışmıyorsun?
لم لا تحاول أن تكون لطيفا على تلك السفينة؟

Neden elindekilerle yetinmeye çalışmıyorsun?
هاوارد، لماذا لا تحاول تدبّر الأمر بما تملك؟

- Bana yardım etmeye çalışmıyorsun. - Bu işe yarayabilirdi.
أنت حتى لا تحاول أن تساعد حسناً , هذا سيكون نافع

Seni suçluyorum çünkü benim bir sunumum var ve sen çalışmıyorsun.
انت تشعرين بالمهانة لانى قلت ان لدى مقابلة عمل وانت لا تعملين

- Evine git. Sen çalışmıyorsun. Doğum iznindesin.
أنتِ لا تعملين هذا اليوم أنتِ في إجازة أمومة

Düşünüyordum da, niye benimle Waldorf Tasarımları'nda çalışmıyorsun?
كنت افكر لما لا تعملين معي في تصاميم والدروف

Ben de seni kovmaya karar verdim çünkü benim için resmi yetki dışında çalışmıyorsun.
لذا قررت أن أطردك. ما عدى أنك لا تعملين لدي في أي قدرات رسمية.

Şimdi, benim senin ne olduğunu anlamaya çalışmam yerine, neden sen beni, ne istediğimi anlamaya çalışmıyorsun?
الآن، بدلا من محاولتي لفهمك لماذا لا تحاولين أنت أن تفهمينني ماذا أريد؟

Tanrı'ya şükür artık kendini kontrol etmeye çalışmıyorsun.
حمداً للرب أنّكِ لم تعودي تحاولين البقاء متماسكة.

İçişleri mi? Hayır. Normalde o bölgede çalışmıyorsun, değil mi?
كلّا، أنت لا تعمل عادة في تلك المنطقة، أليس كذلك؟

- Artık yalnız çalışmıyorsun. Farkındasın değil mi?
-لا تعملي لوحدكِ بعد الآن، تعرفين ذلك، صحيح؟

Bütün o "sen burada çalışmıyorsun artık" saçmalığı pencereden dışarı çıkıyor, ve kumsalda gittikçe uzaklaşıyor.
امر انك لاتعملين هناك بعد الان يطير مع النافذة والشاطيء...

Neden sessizce buradan uzayıp bu konu üzerinde çalışmıyorsun?
لماذا لا تذهب بعيدا وتعمل على ذلك بهدوء ؟

- Ed, madem ki şu an çalışmıyorsun, biraz temizlik yapabilir misin?
.إد . بما أنك لا تَعْملُ في الوقت الحاضر هَلْ يُمْكِنُ أَنْ تنظف قليلاً؟

Tamam! Hayatını tekrar düzene koyacaksa buna değer. Aylardır çalışmıyorsun.
انه من السوء اذا لم تتحركى للامام انتى لم تعملى من شهر

Bunun çok kolay olduğunu düşünüyorsan... neden bunu kendin finanse etmeye çalışmıyorsun?
إذا تَعتقدُ بانّه سهلُ جداً لما لا تُحاولُ تموّيله بنفسك؟

Luc, bu gece çalışmıyorsun, değil mi? Bize yardım et.
لوك , لن تعمل الليله , اليس كذلك ساعدنا هنا

Onları eski hâllerine getirdiğime eminim. Neden Binbaşıyla bağlantı kurmaya çalışmıyorsun?
انني متاكد انه باستطاعتي استعادتهم لماذا لاتحاول الاتصال بالماجور؟

çalışmıyorsun. Seni tutmayı denesem ne derdin?
انت لاتعمل حاليا ماذا لو استأجرتك للعمل ؟

Yani neden içeride çalışmıyorsun?
أعني لماذا لست تعمل بالداخل؟

Green Point'ten gelmiştin, oraya dön. Artık burada çalışmıyorsun.
عد الى بلدك الصليبيه انت لم تعد تعمل هنـــا