| Paranoyak teorine dayanarak bir kadını kocasını öldürmeye çalışmakla suçlamayacağım. | Open Subtitles | لن أتهم امرأة بمحاولة قتل زوجها بناءً على نظرية مهووسة |
| Onun kalbini annesini eski karısını öldürmeye çalışmakla suçlayarak mı geri kazanacaksın? | Open Subtitles | هل هكذا ستستعيدين حبّه مجدداً باتهام والدته بمحاولة قتل زوجته السابقة ؟ |
| Belki insanların dinlerini değiştirmeye çalışmakla onları sıkıyoruz. | Open Subtitles | اننا ربما نزعج الناس بمحاولة جعلهم يغيروا دينهم |
| İğrenç kokan restoranda yemek kalitesini artırmaya çalışmakla aynı şey. | TED | هذا يشبه محاولة تحسين الطعام في مطعم له رائحة كريهة |
| Fabrikada çalışmakla fazlasıyla meşguldü çünkü, seni sahtekâr. | Open Subtitles | لقد كان مشغولاً بالعمل في مصنع أيها الدجال |
| Onu da, sizinle takılıp inekler ve kamp hakkında konuşmaktansa, Carli'yle birlikte olmaya çalışmakla harcamayı tercih ederim. | Open Subtitles | محاولا في آخر الأمر أن أكون أنا و كارلي مع بعض بدلا من أقضي الوقت معكم أنتم و الحديث السخيف عن الأبقار و التخييم اللعين |
| -Önce ben giderdim ama kaçmaya çalışmakla suçlanmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا أعرض ذهاب أولا لكنّي لا أريد لكي يتّهم بمحاولة للهروب. |
| Tabi. Ablana tecavüz etmeye çalışmakla meşgul değilse. | Open Subtitles | أكيد إن لم يكن مشغولاً بمحاولة التعدي علي أختك |
| Halkımızın en temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmakla meşgulüz. | Open Subtitles | كنا منشغلين بمحاولة تلبية احتياجات شعبنا الأساسية |
| Yani oraya gidip, onları seni öldürmeye çalışmakla suçlayayım sırf sen öyle dedin diye. | Open Subtitles | إذاً تريديني أن أذهب إلي هناك وأتهمهم بمحاولة قتلكِ إستناداً لكلامكِ |
| Beni evlatlık alan ailem hayatta kalmaya çalışmakla o kadar çok meşguller ki artık hayatın gerçek anlamını kavrayamıyorlar. | Open Subtitles | والدي إنشغلا كثيراً بمحاولة العيش لدرجة أنهما لم يلحظا أنهما أصبحا كالموتى |
| Salgın başladıktan sonra, herkes yaşamaya çalışmakla çok meşguldu. Kitaplar öldü. | Open Subtitles | بعدما انتشر المرض الجميع كان مشغولا بمحاولة البقاء على قيد الحياة الكتب ماتت |
| Seninle konuşmaya çalışmakla, cidden çıldırmış olmalıyım. | Open Subtitles | لابد أنني مجنونة حقاً بمحاولة الحديث إليك |
| Ama seni hayatımdan çıkarmaya çalışmakla hata ettim. | Open Subtitles | و لكنني كنت مخطئة بمحاولة دفعك خارج حياتي |
| Lisede arkadaşın olma fırsatım vardı ama havalı olmaya çalışmakla çok meşguldüm. | Open Subtitles | كانت لدي الفرصة لأصبح صديقك في الثانوية و لكنني مشغولاً بمحاولة الظهور بشكل رائع |
| Biliyorum, biliyorum, rezil bir babaydım tek sebebi ise ülkemi korumaya çalışmakla çok meşgul olmamdı. | Open Subtitles | أنا أعلم ، أنا أعلم لقد كنت والدا سيئا، فقط لأني كنت مشغولا بمحاولة إبقاء بلدنا آمناً. |
| Hayır. Nefes almaya çalışmakla meşguldüm. Ama Kara Rozet'e katılırsam araştırmamı da o harika muzlu muffinimi de getiririm. | Open Subtitles | لقد كنت مشغولة بمحاولة التنفس ولكن لو انضممت للشارة السوداء يمكنني جلب ابحاثي |
| Kurtarıcı'nın güçlerini çalmaya çalışmakla... gerçekten büyük hata ettim. | Open Subtitles | في الواقع اقترفت خطأ رهيباً بمحاولة سرقة قوّة المخلّصة |
| Sence kardeşin seni niçin onu öldürmeye çalışmakla suçlamış olabilir? | Open Subtitles | لم تعتقد أن أخاك قد يلفق لك محاولة قتله ؟ |
| Hayatını felaketleri önlemeye çalışmakla geçirdiğin zaman kendine vakit ayırmak zor oluyor. | Open Subtitles | قضاء حياتك في محاولة منع الكوارث من الصعب أن تعطي نفسك استراحة |
| Sadece az da olsa iş dünyasında çalışmakla meşguldüm. | Open Subtitles | لقد كنت فقط مشغولاً للغاية قليلاً... بالعمل في الحقيقة في عالم الأعمال. |
| Dünyayı dolaşıp bunun gibi şeyleri bulmaya çalışmakla meşguldüm. | Open Subtitles | لقد مشغولا أجوب العالم محاولا إيجاد أشياء كهذه. |
| (Hayatım) Ekmek ve tereyağı için yorulmadan çalışmakla başladı ve bilim aşkıyla sona erdi. | Open Subtitles | بدأت بالكدح من أجل الخبز والزبد وإنتهت بعشق العلم |