KGB'nin kendi projelerinde çalışması için bir bilim adamını kaçırdığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا مؤمن بأن الأمن السوفييتي اختطفوا العالم ليعمل على مشروع يخصهم |
Birisini yanımda hizmetçi olarak çalışması için yanımda getireceğim. | Open Subtitles | على أيّةِ حال، فإنى أفكر فى إحضار أحدهم معى المرة القادمة ليعمل هنا كخادم |
Bazen çalışması için düğmeyi bir süre basılı tutman gerekebilir. | Open Subtitles | سيتحتم عليك أن تبقي ضاغطة على المقبس لفترة كي يعمل |
Bazen çalışması için düğmeyi bir süre basılı tutman gerekebilir. | Open Subtitles | سيتحتم عليك أن تبقي ضاغطة على المقبس لفترة كي يعمل |
Hastanelerin daha az yatakla çalışması için herhangi bir teşvik yok. | TED | لا يوجد أي حافز لتشغيل المستشفى مع عدد أَسِرةٍ أقل. |
Bende ona evde çalışması için bıçağı verdim. | Open Subtitles | لذلك أعطيت السكين لكي يتدرب عليها في البيت. |
çalışması için tamamen marka adı ve çeşidini telaffuz etmemiz gerekiyordu. | TED | لقد كان علينا أن نستخدم بشكلٍ محدّد عبارة فيها علامة تجاريّة خاصة لجعلها تعمل. |
Hayatım boyunca kimseyi daha fazla çalışması için bu kadar yüreklendirmemiştim. | Open Subtitles | لم أحث أحد على العمل بجد بهذه الصوره فى حياتى |
Eval, silahçıyı tüfekleri dönüştürerek tüm gün arazide çalışması için kiralamak istemiş. | Open Subtitles | أراد إيفل استئجار صانع الأسلحة ليعمل في المحمية بدوام كامل على تحويل البنادق |
Will'i büyüsüyle çalışması için yalnız bıraktım o da beni kendi hâlime bıraktı. | Open Subtitles | تركت ويل بمفرده ليعمل سحره, و هو تركني لأعمل خاصتي |
Daha sonra ortam bandıyla birbirinize alışacaksınız, ama çalışması için teninle temas halinde olması gerek. | Open Subtitles | ثم ستعتادين عليه لكن يجب أن يلمس الجلد ليعمل |
Onlar da meyva ile beslenirler ve bu meyvaların tohumlarını yayarlar. Yarasalar tekila bitkisinin döllenmesinden sorumludurlar ve bu (tekila) Meksika'da çok-milyon dolarlık bir endüstridir. Bu yüzden onlara ekosistemimizin düzgün çalışması için gerçekten ihtiyacımız var. | TED | فهم يتغذون على الفواكه و يقومون بنشر بذور هذه الفواكه. و لذلك فهم مسؤلون عن تلقيح نبات التكيلا، و هو يعتبر صناعة بملايين الدولارات فى المكسيك. لذلك فنحن بالفعل نحتاجهم من أجل النظام البيئى ليعمل بطريقة سليمة. |
Nathan seninle çalışması için Chris Keller'a para ödüyor, ve Nathan'a uslu çocuk olduğu için harçlığını ben verdiğime göre, şarkı benim sayılır. | Open Subtitles | ف(ناثان) كان يدفع ل(كريس كيلر) ليعمل معك (و بما أننى أنا من يقوم بدفع مصروفات (ناثان فهى تعتبر بالتالى نوعاً ما ملكى |
Cihazın istediğimiz gibi çalışması için doğru frekansı üretmesi gerekiyor. | Open Subtitles | ..كي يعمل الجهاز كما خططنا له يجب أن يبث على التردد الصحيح |
Louis'i Ross ile çalışması için kekledin... ..böylece birdenbire ayrılırsa Louis araştırmaya başlayacaktı. | Open Subtitles | لقد خدعتَ (لويس) كي يعمل مع (روس) حتى ما إذا غادر فجأة، فسيشرع (لويس) بطرح الأسئلة |
Louis'i Ross ile çalışması için kekledin... ..böylece birdenbire ayrılırsa Louis araştırmaya başlayacaktı. | Open Subtitles | لقد خدعتَ (لويس) كي يعمل مع (روس) حتى ما إذا غادر فجأة، فسيشرع (لويس) بطرح الأسئلة |
Ve zahmet azaltan araçların çalışması için elektrik hatları koymuştur. | Open Subtitles | وقالانهطرحخطوطالكهرباء لتشغيل. الأجهزةالموفرةعمله |
Karışmak gibi olmasın ama, çalışması için aleti ana elektrik ...merkezine bağlamak zorunda değil misin? | Open Subtitles | إغفرْ لجهلِي، لكن الايحتاج لتشغيل ايعقل لا يوجد كهربأء |
Aslında Elliott'a benimle çalışması için ödeme yapıyorum başına seni tanınmaz hala getirip arka plana atacak trajik kaza geldiğinde mükemmel olacağım. | Open Subtitles | في الحقيقه أنا دفعت لإليوت لكي يتدرب معي وسوف تكون مثالية جداً بحلول الوقت الذي سيحصل لك الحادث المأساوي |
Umarım, o çalışması için yeterli güç olacak. | Open Subtitles | آمل أن تكون لديها القوة الكافية لجعلها تعمل |
Yerel halka çalışması için ödeme yapmanın yasalara aykırı yazıyor. | Open Subtitles | القانون ينص بعدم إجبار السكان الأصليين على العمل |
Her sene benimle çalışması için 4 öğrenci seçerim. | Open Subtitles | كل عام , اختار 4 طلاب لياتو للعمل عندي |