Almanlar, ele geçirmeye çalıştıkları, bazılarının nesiller boyu yaşadığı doğu topraklarından geri geldiler. | Open Subtitles | لقد عاد الألمان إلى وطنهم قادمين من الأراضى الشرقية التى حاولوا غزوها أراضى أستوطنتها شعوب لأجيال بعيدة |
Burası geldiğimiz yer, bizi kapatmaya çalıştıkları yer. | Open Subtitles | هذا هو المكان الذي أتينا منه .. المكان الذي حاولوا حجزنا فيه |
çalıştıkları kuruluşlar, yetimlerin yaşadığı... ... milli parkların korunmasına yardım ediyor. | Open Subtitles | بل يعملان على حماية المتنزهات الوطنية حيث سيعيش الأيتام فيما بعد |
Günümüzde, internet trafiğinin büyük bir kısmı şifrelendiği için, yapmaya çalıştıkları şey bu şifrelerin etrafından dolaşacak yeni yollar bulmak. | TED | هذا ما يحاولون القيام به و نظرا لان معظم ، جزء كبير من الانترنت يحاولون ان يجدوا طرق حول التشفيرات |
Hayır, bana vermeye çalıştıkları bebekten hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | لا , لا احب الطفل الذي يحاولان إنجابه لي. |
Kendilerini çalıştıkları kurumlara çok fazla adıyorlar, ve ortaya çıkıp konuşmalarının nedeni, görmekte ısrar etmelerinin nedeni, kurumu çok fazla önemsemeleri ve kurumu sağlıklı tutmak istemeleri. | TED | هم متفانون في العمل للمؤسسة التي يعملون من أجلها، والسبب في رفع صوتهم، السبب في إصرارهم على الرؤية، هو لأنهم يهتمون فعلًا بالمؤسسة ويريدون إبقاءها صحية. |
Bu, hayatları boyunca yaşadıkları ve çalıştıkları terk edilmiş iş yerinde onları görünmez yaptım. | TED | لقد جعلتهم متخفّين في المحلّ المهجور الذي عاشوا أغلب حياتهم فيه و عملوا فيه. |
Bunu planlı yapmışlar. Majesteleriyle aranızı açmaya çalıştıkları gün gibi ortada. | Open Subtitles | . لقد قصدوا حدوث هذا أي شخص يستطيع الرؤية انهم يحاولوا التفريق بينك و بين جلالته |
Amerikalı'ların bize gerçek diye yutturmaya çalıştıkları hiç de hoş olmayan olaylar listesinin sadece en sonuncusu. | Open Subtitles | هي مجرد آخر ما يضاف في سلسلة الأحداث المؤسفة الأمريكان حاولوا خداعنا عن معرفة الحقيقة |
Beni alevler içinde çalışmaya çalıştıkları bir binaya götürdü. | Open Subtitles | وأخذني إلى مبنى ، وهناك حاولوا معالجة الحروق |
Bizi ayırmaya, beni almaya çalıştıkları hasta olduğumu, insanlara zarar vermek istediğimi söyledikleri zaman onlara izin vermedi. | Open Subtitles | عندما حاولوا تفريقنا و أخذى بعيدا لأنهم قالوا أنى مريض |
Giriş yapmaya çalıştıkları tek hesap seninki değildi. | Open Subtitles | صفحة حسابك لم تكن المنفذ الوحيد الذى حاولوا اقتحامة |
Sadece geçen yıl 1100 kişinin yürürken telefon kullanmaya çalıştıkları için acile kaldırıldığını göze alırsak. | Open Subtitles | نظرً لأنّ ألفٌ ومائة شخص أودعوا للطوارئ العامَ الماضيّ لوحده، فقط لأنّهم حاولوا السير واستعمالالهاتفالمحمولبالوقتذاتِه. |
Galiba beni duymadın. O anlaşma onu yakalayıp, merkeze götürdüklerinde ve bana ihanet etmesine çalıştıkları zaman bitti. | Open Subtitles | تلك الصفقة قد انفسخت حينما قاموا بجرّه ومسائلته وبعد ذلك حاولوا |
İki bilim adamı evrenin şeklini, boyutunu ve komşusunu bulmaya çalıştıkları olağanüstü bir arayışta güçlerini birleştirmek üzere. | Open Subtitles | عالمين على وشك أن يعملان معا في مسعى رائع لإيجاد حجم وشكل كوننا |
Aslında kime çalıştıkları hakkında hiçbir fikirleri yok. | Open Subtitles | لا يملكان أدنى فكرة لحساب مَنْ يعملان فعلاً |
Yapmaya çalıştıkları kabuğu kırmak değil, ...tüm bu vurma ve yuvarlamanın sebebi, ...deniz tarağının kendini kapalı tutan kaslarını yormak. | Open Subtitles | هم لا يحاولون كسر الصدفات، كل ذلك التهشيم والتدوير لهما هدف آخر، لإجهاد العضلة التي يشبث فيها البطليموس نفسه محتجزاً. |
Ulaşmaya çalıştıkları insanların önyargı, zayıflık ve tutkularına anlayışla bakmaları. | TED | إنه قدرتهم الإدراكية في فهم محاباة وحساسية ورغبات الناس الذين يحاولون الوصول إليهم. |
Üzerinde çalıştıkları kitap anlaşmasını sor onlara. | Open Subtitles | إسألهما عن صفقة الكتاب التي كانا يحاولان الحصول عليها |
Doktorların dolayısıyla çalıştıkları sistemlerin hayatımızdaki iş ve yaşam koşullarınındaki sorunlarla ilgilenebilecek yetenek ve güvene sahip olduklarından emin olmaya çalışıyoruz. | TED | نحاول أن نتأكد بأن الأطباء السريريين وبالتالي أنظمتهم التي يعملون من خلالها تتحلى بالقدرة والثقة لمعالجة المشكلات في ظروف معيشتهم وعملهم |
İsimlerini ve çalıştıkları katları belirten listenin kopyasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد نسخة من أساميهم والطوابق التي عملوا فيها |
Ara sıra beni öldürmeye çalıştıkları da olmuştu gerçi. | Open Subtitles | وليس أنهم لم يحاولوا قتلي آنفاً عدة مرات. |
Dürüst olmak gerekirse çalıştıkları projeyi tamamlamak için büyük baskı altındalardı. | Open Subtitles | ولكي نكون منصفين، لقد كانوا تحت ضغط هائل لإنهاء مشروعهم الحالي. |
Ordu için üzerinde çalıştıkları ancak kullanılması çok tehlikeli bir madde. | Open Subtitles | كان عاملاً كيميائيّاً يعملون عليه للجيش، لكن أُعتبر استخدامه خَطِراً للغاية. |
Sunumlar heyecan verici ve gelecek vaat ediciydi; üzerinde çalıştıkları çoklu reaktörler var. | TED | كانت كل عروضهم مثيرة للغاية وواعدة جدًا؛ لديهم العديد من المفاعلات التي يعملون عليها. |
Tek bildiğimiz Sloane ve Sark'la çalıştıkları. | Open Subtitles | وكلّ نعرف عنهم بأنّهم يعملون مع سلون وسارك؟ |