"çalıştırıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يدير
        
    • يشغل
        
    • يُدير
        
    • أن تفعله لها
        
    • توظف
        
    - Pender gemiyi çalıştırıyor. - Bunu tekrar düşünmek isteyebilirsin. Open Subtitles بيندير * يدير السفينه الأن ربما تود أن تعرف ذلك
    Ya da bu mekanı bazı adamlar için çalıştırıyor. Open Subtitles أو أنه يدير مركزاً لتأهيل أفراد العصابات لقد اطلعت على سجله
    Örneğin, dünya elektriğin 3/5 motorları çalıştırıyor TED على سبيل المثال, 60% من كهرباء العالم يدير المحركات..
    Bunlardan biri alev tabancasını çalıştırıyor olmalı. Open Subtitles لا بد أنّ أحد هذه الأشياء يشغل قاذفة اللهب
    Sanırım mahalledeki biri yüksek elektrik harcayan elektronik aletler çalıştırıyor. Open Subtitles أعتقد ان أحد الجيران ربما يشغل جهاز يسحب الكثير من الطاقة
    Shiro. Son beş yıldır Tayland kolunu çalıştırıyor. Open Subtitles شيرو،لقد كان يُدير منظمة تاهاي
    Bu dostumuz bölgede Benny Black için kız çalıştırıyor. Open Subtitles صديقنا هنا يدير الفتيات في الحي
    Adam Montana'da paralı asker kampı çalıştırıyor. Open Subtitles هو يدير معسكر تدريب للمرتزقة في مونتانا
    1985 yılında evini ipotek ederek kendi işini kurmuş, ve şimdiyse değeri 8 sıfırı bulan bir yatırım şirketi çalıştırıyor. Open Subtitles بدأ عمله الخاص في عام 1985، عن طريق رهن منزله، والآن... يدير شركة إستثمار لديها أصول ماليّة تبلغ مجموعها ثمانية أصفار
    Yakın dostum Louie McWillie burada Trop'u çalıştırıyor. Open Subtitles صديقي لووي ماكولي يدير التروبكانا هنا.
    Deniz Tugayını son 15 senedir çalıştırıyor. Open Subtitles إنه يدير الـ "سي بريقيد" في السنوات الخمسة عشر الأخيرة
    Ben Diamond'ın genelevini mi çalıştırıyor? Open Subtitles أين " ستيفي " اللعين ؟ يدير بيت الدعارة الخاص بـ " بين دايموند " ؟
    Patronun, Russel binası bodrumunda savaş odası mı çalıştırıyor. Open Subtitles هل يدير رئيسك غرفة حرب من قبو بناء "راسل"؟
    Bir çeşit tuş takımı bilgisi çalıştırıyor. Open Subtitles يبدو وكأنه يشغل طريقة استرجاع لوحه المفاتيح
    Ona dikkat et budala. Çekici ışını o çalıştırıyor. Open Subtitles كُن حذراً مع هذا , أيها الأبله فهذا يشغل الشعاع الساحب
    Reklam arası başladığı anda, bu adam Fransa'dan nükleer enerji almak için koşturuyor, çünkü herkes su ısıtıcılarını aynı anda çalıştırıyor. TED الدقيقة التي تبدا فيها استراحة الاعلانات يتوجب على هذا الرجل الاسراع ليشتري طاقة نووية من فرنسا لان الجميع يشغل غلايته في نفس الزمن
    Reaktörü o çalıştırıyor. Open Subtitles إنّه يُدير المفاعل.
    Kocam birkaç kuaför salonu çalıştırıyor. Open Subtitles -زوجي يُدير صالونا تزيين .
    Düzinelerce şirketin sahibi, binlerce insan çalıştırıyor. Open Subtitles يمتلك عشرات من الشركات، توظف الآلاف من الناس.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more