"çaldıkları" - Translation from Turkish to Arabic

    • سرقوه
        
    • سرقوها
        
    • سرقها
        
    • سرقوا
        
    • سرقاها
        
    • سرقتكِ
        
    Ya da bankadan çaldıkları şey birini fena halde kızdırdı. Open Subtitles وإلا فإن الذي سرقوه من المصرف قد أغضب أحدهم جداً
    Şampanya, parfüm ve bizden çaldıkları başka şeyler çıkar. Open Subtitles ستجد شمبانيا , برفان واى شئ اخر سرقوه منا
    Bunlarda kamyonlardan çaldıkları malzemeler olmalı. Open Subtitles ربما تكون سلع مشحونه سرقوها من الشاحنات حسنا..
    Hastaneye gitmemişlerve yolun bir mil aşağısında çaldıkları arabayı gördük. Open Subtitles لم يذهبوا إلى أي مستشفى وقد رأينا السيارة التي سرقوها على بعد ميل من الشارع.
    Otoban, Iraklıların Kuveyt'ten çaldıkları araçların yanıp kül olan enkazlarıyla aydınlandı. Open Subtitles الطريق السريع مليء ببقايا المركبات المحطمة والمحترقة ومِنْ العرباتِ التي سرقها العراقيون من الكويت
    Onu ve rahibi tanrının görüntüsünü çaldıkları için çarmıha gereceğim. Open Subtitles صلبوه , و القساوسة المنيوكين سرقوا صورته
    En son, çaldıkları bir trenle Teksas'a gidiyorlarmış. Open Subtitles اخر مرة تمت رؤيتهم يتوجهون الى تكساس على متن القطار الذي سرقوه
    Bunu geçen hafta çaldıkları virüsle birleştirirlerse belli hedefler için tasarlanan biyolojik bir silah elde ederler. Open Subtitles لو دمجوا هذا مع الفيروس الذي سرقوه سيكونون قادرين لدمجه جينياً لعمل سلاح بيولوجي لأهداف محددة
    Ve çaldıkları tek şey bilgisayar. Open Subtitles أجل , غرفتكِ و الشيء الوحيد الذي سرقوه هو حاسوبكِ المحمول
    Dosyalarınızdan anladığım kadarıyla hırsızlar çaldıkları paraları düzenli olarak faiz getirecek şekilde yatırıyormuş. Open Subtitles أن هؤلاء السارقين واصلوا على الدفع العادي على كل المال الذي سرقوه مما يصل إلى 12 مليون دولار
    Aldıkları işleri, çaldıkları parayı hasta akıllarını sindiren şehvet düşüncelerini. Open Subtitles التي تسبب التعفن لارواحهم العلاقات العاطفية التي أقاموها المال الذي سرقوه الأفكار المنحلة التي تجوب عقولهم المريضة
    Konstantinopolis'ten çaldıkları şeylerin tekrar bulunabilsin diye saklamaya değer olduğunu düşünmüş. Open Subtitles لانهم اعتقدوا بان الذي سرقوه من القسطنطنية كان يستحق الاخفاء لذا من الممكن ان يعثروا عليه مجددا
    NYPD hepsini ve kurbanın aracından çaldıkları herşeyi getirdi. Open Subtitles شرطة نيويورك أمسكت بهم كلهم وهذه بعض الادلة مما سرقوها
    Bu adamların arabadan onu çaldıkları andan itibaren hiç inmediklerini düşünüyorum. Open Subtitles حسنا، لدي كل الأسباب لأقول أن هؤلاء الأشخاص لم يتركو هذه السيارة منذ الوقت الذي سرقوها فيه
    Z'lerin çaldıkları genleri bu boşluklara yerleştireceklerini sanıyoruz. Open Subtitles نعتقدُ أنّ الزائرين يخطّطون لملءِ ذاك الفراغ بخليطٍ من مورّثاتٍ قد سرقوها.
    Bu araba, trenden atladıklarında çaldıkları araba. Open Subtitles إنّها السيارة التي سرقوها بعد أن قفزوا من القطار
    Mjolnir'i alır almaz senden çaldıkları eşyaları geri getireceğim. Open Subtitles بعد أن أحصل على مطرقتي . سأعيد الأغراض التي سرقوها منكِ
    Göçebelerin, evinize girdiklerinde çaldıkları kasa vardı ya. Open Subtitles الخزينة التي سرقها الرحالة عندها إقتحموا
    çaldıkları ilacı ver bana, afyon tentürünü. Open Subtitles أعطيني بعضاً من المادة الطبية لقد سرقوا اللودانوم
    Tedbiri elden bıraktığın anda gözünün önünde senden çaldıkları listeyi mi diyorsun? Open Subtitles أتقصد القائمة التي سرقاها منك على حين غفلة منك؟
    Kapkaça uğramışında, çaldıkları tek şey itibarınmış gibi görünüyorsun. Open Subtitles تبدين كما لو أنه تمت سرقتكِ و أول شئ سرق منكِ هو كرامتكِ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more