Annem dikkatlice makinenin kapağını açtı ve kirli çamaşırları makineye yerleştirdi, aynen böyle. | TED | اذكر عندما فتحت والدتي باب الغسالة بهدوء ووضعت الغسيل داخل الغسالة هكذا |
hani şu Anneler Günü’nde annelerimiz için yaptığımız iğnedenlikler. O iğnedenlikleri tahta çamaşır mandallarından yapardım – o zamanlar çamaşırları dışarıya, çamaşır iplerine asardık. | TED | كنا نصنع هذه الحاملات لعيد الام وتصنع هذه الحاملات من مشابك الغسيل التي تستخدم لتعليق الملابس في الفناء |
İç çamaşırları almaya gelen şoför olmalı bu. İşte orada. | Open Subtitles | لابد وأنّه السائق جاء ليأخذ الملابس الداخليّة، ها هي هناك |
Acaba şeker hastaları için yenebilir iç çamaşırları var mıdır? | Open Subtitles | أتسائل لو كانوا يملكون ملابس داخلية يمكن لمرضى السّكري أكلها. |
Bunu, yerleri fırçalayıp çamaşırları yıkadıktan önce mi yoksa sonra mı yapacaksın? | Open Subtitles | وهل سيكون ذلك قبل أم بعد مسحك الارضيات و القيام بالغسيل ؟ |
Kirli çamaşırları götürmeliyim. Bekler misiniz? | Open Subtitles | يجب أن آخذ الغسيل لأمى هل يمكن إنتظارى دقائق ؟ |
Tamam, siz çamaşır makinelerinin ücretini ödeyin ben de çamaşırları getireyim. | Open Subtitles | حسناً اذا,اذهب وتسلق مكائن الغسيل وانا ساذهب للجلب الملابس |
Pirinci hazırladıktan sonra kirli çamaşırları topla. ben de banyodan sonra yemeği hazırlarım. | Open Subtitles | بعد إنتهائكِ من الأرز، سوّي الغسيل وأنا سأغتسل ثم سأجهّز العشاء |
Bugün senin ve kızlarının işlerine karıştım evi temizleyip çamaşırları yıkadık. | Open Subtitles | تطفلت اليوم عليك وقمت مع بناتك... بتنظيف بيتك وقمت بعمل الغسيل |
Siz gittiğinizde, ben faturaları ödüyor, çamaşırları yıkıyor ve yemek pişiriyor olacağım, bunların hangisi kulağa tatil gibi geliyor? | Open Subtitles | و أنت غائب، سأدفع الفواتير و أصنف الغسيل و أطبخ ما الذي يجعلها تبدو أجازة؟ |
Ben yerleri silip, küveti temizleyip, çamaşırları asana kadar... | Open Subtitles | بعد أن أنتهي من مسح الأرض و تنظيف المغطس و نشر الملابس |
İç çamaşırları hatırlar mısın? | Open Subtitles | الملابس الداخلية هل تذكّر، الملابس الداخلية؟ |
Yoksa bu çamaşırları giymek için mi? | Open Subtitles | ليس لأنك تريد ارتداء هذه الملابس الصغيرة؟ |
Ama mutlaka almak istediğim iç çamaşırları gördüm. | Open Subtitles | رأيت بعض الملابس الداخلية واضطررت لديهم. |
Nihayet 35 şiline kadın iç çamaşırları. | Open Subtitles | أخيراً ، بائع ملابس نسائية داخلية نظير 35 شلناً |
Kiralık bir smokin, kiralık ayakkabılar, kiralık iç çamaşırları. | Open Subtitles | حذاء مؤجر, بزَّة مؤجرة, ملابس داخلية مؤجرة |
Bir avuç kadın iç çamaşırı karşıIığında. Boş ver çamaşırları. | Open Subtitles | أجل، في مقابل حقيبة ملابس داخليّة نسائيّة |
Ne yazık ki çeki bozdurdum ve annem çamaşırları yıkadığında para pantolonumun cebindeydi. | Open Subtitles | للأسف، لقد قُمت بصرفها و الأموال كانت في بنطالي عندما قامت أمّي بالغسيل |
Bazen tuhaflaşıyor ama çamaşırları ne kadar kirli olursa olsun, o benim biriciğim. | Open Subtitles | هو لا يبقىَ معى كثيرا, ولكن على الرغم من قذارة ملابسه فهو ملكى. |
Şimdi, kim bu Kitty ve iç çamaşırları nerede? | Open Subtitles | الآن الذي هذه البسيسةِ وحيث هَلْ ملابسها الداخلية؟ |
Alışveriş merkezindeki yeni hamile iç çamaşırları satan yerden aldım. | Open Subtitles | اشتريته من متجر الثياب الداخليه الخاص بالأمهات في المركز التجاري |
Biz "Charlie's Angels" dir sıcak iç çamaşırları ile. | Open Subtitles | نحن "تشارليز انجلز " للملابس الداخلية الجذابة |
Rolex ve cüzdanı bırakıp kirli çamaşırları aldılar diyosun. | Open Subtitles | إذاً سرقوا غسيله المتسخ وتركوا محفظته وساعة الروليكس؟ |
çamaşırları oradaydı, yatağı topluydu. | Open Subtitles | غسيلها كان هناك سريرها كان مرتباً |
Mordecai, çamaşırları götür. Şu pisliği temizle" falan yok. | Open Subtitles | مورديخاى ، خذ المكوى تخلص من الفوضى |
Kahretsin, kaltak büyükanne çamaşırları giyiyordu adamım! | Open Subtitles | تباً , تلك الكلبة . كانت ترتدي سراويل الجدة هذه يا رجل |
Her Cadılar Bayramı'nda ağaçlara iç çamaşırları asılıyor. | Open Subtitles | في كُلّ عيد القدّيسين الأشجار مُمْلُوئة بالملابس الداخلية |
İç çamaşırları en iyi kumaştan. | Open Subtitles | ملابسه الداخلية مصنوعة من أجود الأقمشة |