"çamurlu" - Translation from Turkish to Arabic

    • الموحلة
        
    • طين
        
    • الطين
        
    • موحل
        
    • الوحل
        
    • موحلة
        
    • الموحل
        
    • وحل
        
    • الطيني
        
    • بالطين
        
    • الموحله
        
    • طينية
        
    • طمي
        
    • مغطى بالوحل
        
    • العكرة
        
    çamurlu ayaklarınla tertemiz mutfağımı kirleteceksin. Open Subtitles تضعين أقدامك الموحلة علي أرض مطبخي النظيف
    Boğazındaki ve ciğerlerindeki çamurlu su onun şaftın üstünde öldürüldüğünü doğruluyor. Open Subtitles طين في حلقه و رئتيه تؤكدان بانه قد قتل عند قمة العمود
    Vankomisini 1953'te Borneo'da ormanda bir çamurlu su birikintisinin içinde bulduk. TED وجدنا الفانكومايسين في بركة الطين في غابة في بورنيو عام 1953.
    Bir köy yolunda böyle pis bir işle uğraşıp çamurlu bir alanda cesedi saklıyor. Open Subtitles أن يقوم بعملية قذرة في الطريق الريفي ويقوم بالتخلص من الجثة في حقل موحل
    Kötüler, suları çamurlu ve kirli azgın bir deniz gibiydi. Open Subtitles أصبح الأشرار كأمواج البحر الهائجة التى تحمل مياهها الوحل و القاذورات
    Ama dün gece yağdığı için betonda çamurlu bir bot izi var. Open Subtitles ولكن بسبب الأمطار في الليلة الماضية، كانت هناك طبعة حذاء موحلة بالاسمنت.
    Bangkok büyükşehrinin gerçekleri, çamurlu bir nehir deltasında yaşayan, çalışan, işe gidip gelen 15 milyon insanın yaşadığı bir şehir olmasıdır. TED إن حقيقة بانكوك الحضرية إنها مدينة 15 مليون شخص يعيشون ويعملون ويتواصلون على قمة نهر الدلتا المتحول الموحل.
    Üzerime istediği kadar yıldırım yağdırabilir ama o duvarın çamurlu suyuna hiçbir kuvvet beni sokamaz. Open Subtitles يمكنها أن تصعقني كما تريد ، لكني لن أنزل في وحل الجدار هذا
    çamurlu ayak izi, bitmiş sigara izmariti, düşürülmüş eldiven, saç tokası gibi izler gördünüz mü? Open Subtitles آثار الأقدام الموحلة ، أي نهاية سيجارِ أو قفاز ساقط ، دبوس شعر؟
    Bu çamurlu çukurda cesetleri yığmak için daha derine girmek zorundaydık. Open Subtitles واضطررنا النزول الى الحفرة الموحلة لنصف الجثث فيها
    Ya gururlu bir şekilde çıkıp gidersin ya da seni bu çamurlu tepeden aşağı iterim. Open Subtitles إما أن تخرج بكرامتك أو سأدفعك من هذه التلة الموحلة
    çamurlu ayakkabılarla dolaşıyordu. Open Subtitles أعني ، أتذكر أني أوقفته لأنه كان يترك أثر طين في الرواق
    Arka kapıda birkaç çamurlu bot var. Open Subtitles هناك جزمة عليها طين بالقرب من الباب الخلفي
    Kirli zemini, çamurlu duvarları ve sıra yerine tahta banklar vardı. Open Subtitles الأرض تراب والجدران من الطين ومقاعد صغيرة من الخشب بلا طاولات
    "Ben bu yolculuğa bir çocuğun çamurlu bir su birikintisine yaklaştığı gibi yaklaşırdım. TED قال " سوف انصحهم بان يقوموا بالرحلة كما يقوم الطفل باكتشاف منبسط الطين
    Çiftci takvimine baktım. Bu bahar çamurlu geçecekmiş. Open Subtitles لا، لقد فحصت تقويم المزارعين ومتوقع أن هذا الربيع سيكون موحل
    Gözü kara bir salak ırmağın çamurlu dibine dalar ve elini en karanlık çukura sokar. Open Subtitles الصيد اليدويّ هو عندما يقوم وغد أرعن بالسباحة إلى قعر مجرى نهر موحل ويقحم يده إلى أعمق وأحلك حفرة
    Kötüler, suları çamurlu ve kirli azgın bir deniz gibiydi. Open Subtitles أصبح الأشرار كأمواج البحر الهائجة التى تحمل مياهها الوحل و القاذورات
    Kışın, kır düğünleri çok çamurlu olabiliyor. Open Subtitles فزفافات الريف في الشتاء قد تكون موحلة للغاية
    Memeliler gelip geçici ama nehrin çamurlu tabanında her zaman salyangoz bulmak mümkün. Open Subtitles الثدييات تأتي وتذهب لكن القاع النهري الموحل هو دائما مكان جيد لنشاط القواقع على سبيل المثال
    Arabayı oraya onun bırakmadığından eminler, çünkü 44 numara bir çamurlu ayak izi buldular. Open Subtitles وهم متأكدون انه لم يتركها هناك لانهم وجدوا أثار وحل مقاس عشرة
    çamurlu ayakkabılar mahkum ettirirse, onu sabaha darağacında sallandırırlar. Open Subtitles لو كان الحذاء الطيني كفيل بتجريمه لكانوا علقوه بالمشنقة بحلول الصباح
    Yüzü çamurlu bir adam herhangi biri olabilir. Open Subtitles إن رجلاً وجهه ملطخ بالطين قد يكون من أى لون
    Dathan, sen sadece çamur görüyorsun, çamurlu giysilerini al ve git. Open Subtitles داثان .. أنت يمكنك فقط رؤية الطين لذا إلتقط ملابسها الموحله و إذهب
    Bu haini çamurlu bir göle atmak yerine neden burada olduğumuzu anlamıyorum? Open Subtitles لا أعلم لم نحن هنا بدلاً من قذف هذا الخائن في بركة طينية
    Hızlı bir serinleme, çamurlu bir güneş kreminden sonra gıda ve daha taze su bulmak için tekrar harekete geçme zamanı geldi. Open Subtitles ترطيب سريع ورش بعض " "من طمي وقاية من الشمس وحان الوقت للرحيل مجدّداً" "لإيجاد طعام ومزيد من الماء العذب
    Ayrıca o güzel tişörtlerinizin çamurlu halini görmek istemezsiniz. Open Subtitles إلى جانب أنك لن تشأ أن ير الجميع ذلك الوجه الجميل مغطى بالوحل
    Bu timsahlar gizlice avlanırlar ve bu karanlık, çamurlu sularda kıyının kenarına kadar gizlice yaklaşabilirler. Open Subtitles هذه التماسيح تصطاد بالتربّص بفرائسها و تستطيع التسلّل في هذه المياه العكرة الداكنة إلى طرف ضفّة النهر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more