Birinci kısmı orada, çantamın içinde ikinci kısmı ise az sonra getireceğim. | Open Subtitles | الجزء الأول في حقيبتي هناك والجزء الثاني انا سوف اخرج بعد لحظات |
İlaçlarının dozunu ikiye katlayıp, seni çantamın içinde her yere taşımak istiyorum. | Open Subtitles | لقد اصبحت متحمسة ان اضاعف علاجك واحمله معي في حقيبتي |
Affedersin, telefonum çantamın içinde kaybolmuş herhâlde. | Open Subtitles | آسفة، لا بد من أن هاتفي كان مدفونا في حقيبتي. |
Dışarda çantamın içinde. | Open Subtitles | إنه فى حقيبتى بالخارج |
Yukarıda yeşil çantamın içinde. Para benden getirmesi senden. | Open Subtitles | فى حقيبتى الخضراء بالأعلى |
Evet, yukarıda çantamın içinde. | Open Subtitles | اجل انه داخل حقيبتي بالاعلى |
Emma! Çırak'ın parşömenleri... arabada çantamın içinde! | Open Subtitles | (إيمّا)، لفيفة التلميذ كانت داخل حقيبتي في السيّارة |
Olamaz! Çantam! Kolye çantamın içinde! | Open Subtitles | أوه، لا حقيبتي التعويذة في حقيبتي |
- İlacım. çantamın içinde. | Open Subtitles | علاجي في حقيبتي |
çantamın içinde daha az ilgi çeker. | Open Subtitles | -ستكون أقل شبهة في حقيبتي -محاولة جيدة |
Pudralığım çantamın içinde. Getirin. | Open Subtitles | إنه في حقيبتي أحضروه |
El çantamın içinde. | Open Subtitles | إنّهم في حقيبتي. |
Sanırım çantamın içinde. | Open Subtitles | أظن أنه في حقيبتي. |
Burada, çantamın içinde. | Open Subtitles | -هو هنا داخل حقيبتي . |