"çapında" - Translation from Turkish to Arabic

    • حول
        
    • جميع أنحاء
        
    • بعرض
        
    • بقطر
        
    • على مستوى
        
    • الصعيد
        
    • نطاق
        
    • بطريقته
        
    • قطره
        
    • كافة أنحاء
        
    • الطراز
        
    • عبر
        
    • انحاء
        
    • محيط
        
    • حولَ
        
    Ya da dünya çapında düzinelerce hatta yüzlercesini inşa etmek? TED او ان تبني العشرات منها, او المئات منها حول العالم؟
    Ipsos MORI son yıllarda bu anketlerini dünya çapında genişletti. TED وسعت إيبسوس موري المسح في السنوات الأخيرة ليكون حول العالم.
    Bu da Root and Shoot denilen programı tam olarak burada Tanzanya'da başlattı ve şimdi dünya çapında 97 ülkeye yayılmış halde. TED وأدى ذلك إلى هذا البرنامج الذي نطلق عليه الجذور والبراعم، الذي بدأ هنا في تنزانيا وانتشر الآن إلى 97 دولة حول العالم.
    Bu, dünya çapında çok yaygın, fakat biz aşk için yaratıldık. TED إنه أمر شائع جداً في جميع أنحاء العالم ولكن خلقنا لنحب.
    Bu duruma presbiyopi diyoruz ve dünya çapında iki milyar insanı etkiliyor. TED ندعو هذه الحالة مدّ النظر الشيخوخي، وتؤثر على ملياري شخص حول العالم.
    Tamam, dinleyin beyler. Tüm ülke çapında alanları kapatmanızı istiyorum. Open Subtitles حسنا أسمعوا إذا، أريدكم أن توقفوا جميع الرحلات حول البلاد
    Ünümüzü ve dünya çapında amaçlarımıza ulaşma konusundaki isabetimizi bilirsin. Open Subtitles تعرفين سمعتنا و دقتنا فى تحقيق أهدافنا حول العالم بأسره
    Dünya çapında kaç İstihbarat Servisi başıma ödül koydu, haberiniz var mı? Open Subtitles هل تعرف كم عدد أجهزة الإستخبارات التّي حاولت مضايقتي حول العالم ؟
    Dünya çapında bir çok kriminal şirkete başlangıç kredisi sağlıyorlar. Open Subtitles يقدمون المئات من المؤسسات الإجرامية حول العالم بقروض المشاريع الصغيرة
    Etki alanını genişletmek için gizli oyunlara sırt dayayan dünya çapında yekpare ve acımasız bir komplo bize karşı gelmektedir. Open Subtitles ما نتعرض له حول العالم من قبل مؤامرة متجانسة و بلا رحمة التي تعتمد في المقام الأول على وسائل سرية
    Ülke çapında ayaklanma var, bir şey rejimi sessiz kılıyor. Open Subtitles هناك ثورات تحدث حول البلاد، شيء ما النظام يبقيه سرّاً.
    kirletici maddelerden dolayı, dünya çapında 80 kişiyi öldürdüğümüze... ...dair bir skandal yaşadık. Daha da kötüsü tedarikçilerin bazıları, TED و لهذا قبل عدة سنوات عانينا من فضيحة حيث قتل ثمانون شخصا حول العالم بسبب التلوث الذي تغلغل في سلسلة تزويد الهيبارين
    --dünya çapında kâr amacı gütmeyen milyonlarca şirketin kurulmasına yardımcı oldu. Open Subtitles وساعد على جمع الملايين لمنظمات غير ربحية في جميع أنحاء العالم
    (Alkışlar) EMC: Büyük Verileri Dünya çapında Tüm Organizasyonlar için Büyük Fırsatlara Dönüştürüyor. TED تصفيق إي إم سي : تحويل البيانات الكبيرة إلى فرصة كبيرة للمنظمات في جميع أنحاء العالم.
    Ve yine, dünya çapında sürdürdüğümüz, A.B.D. 'de de yürüttüğümüz öncü bir çalışmada gönüllü oldu. TED ومرة أخرى، تطوّع لدراسة محوريّة نقوم بها في جميع أنحاء العالم، أيضا في الولايات المتحدة
    Bu meteorit 15 km çapında tüm gezegende tahribâta sebep olacak büyüklükteydi. Open Subtitles كان النيزك بعرض 15 كيلومتر، يكفي لإحداث دمار هائل عبر الكوكب بأكلمه.
    İşte bu. İşte bu Hirshhorn -- Gordon Bunshaft tarafından 70'lerin başlarında 70 metre çapında betondan bir donut tatlısı şeklinde tasarlanmış. TED ها هو ذا. هذا هو متحف الهيرشورن -- كعكة مجوفة من الخرسانة بقطر 230 قدما صممت في أوائل السبعينات بواسطة غوردون بونشافت.
    Ancak gerçek şu ki bunlar çoğunlukla tek seferlik, butik işler ve kolay kolay dünya çapında yeniden yapılmaz. TED لكن الواقع هو أن هذه مشاريع تنفذ لمرة واحدة مشاريع فريدة، ليس من السهل إعادة تصنيعها على مستوى عالمي.
    Bunu yapmak için, ajanlar ulus çapında sayıları 15 bini geçen muhbir ağını işe koydular ve hepsi tehlikeli olabilecek birilerini aradı. TED للقيام بهذا، جند العملاء شبكة من أكثر من 15000 مخبر على الصعيد الوطني يبحثون جميعا عن أي شخص قد يكون خطيراً
    Ülke çapında ev fiyatlarının düşmesi diye bir şey olmadı. Open Subtitles لم يحدث أبدا أن انهارت أسعار المنازل على نطاق واسع
    Bunların hepsi bağımsız yaşam destekleri kendi çapında bizi hayatta tutan. TED كل واحد من الثلاثة هو نظام دعم حياة مستقل، يبقينا أحياء بطريقته الخاصة.
    Gözlem küresinin ön tarafına yaklaşık bir metre çapında bir halka monte ettim önüne de bir ekran gerdim. TED إذن، أمام مجال الملاحظة تم إقامة طوق يصل قطره الى ثلاثة اقدام مع شاشة تمتد فوقه.
    Adam'ın ailesi ülke çapında bir çok gazetenin sahibi Phoebe. Open Subtitles تَمتلكُ عائلةُ آدم عِدّة صُحُف في كافة أنحاء البلاد فيبي
    Kudretin ve uzmanlığınla kendinden geçmiş dünya çapında bir banka soyguncususun. Open Subtitles أنتَ سارق بنوك من الطراز الرفيع, مُنتشى بقوتكَ و مهارتكَ الخاصة
    Ve biraz abartıya kaçmış olabiliriz, ama israf sorunu dünya çapında. TED وربما تزيد الإخترعات، لكن مشكلة النفايات فى جميع انحاء العالم.
    Bir cinayet zanlısı için 10 blok çapında arama yapılmalı. Open Subtitles أنظر، أنا بحاجة إلى محيط لشرة بنايات لمشتبه في جريمة
    Dünya çapında, yardımcılardan oluşan küçük bir grup var. Open Subtitles {\pos(190,230)}هناك مجموعةٌ صغيرة من المساعدين الموثوقين حولَ العالم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more