"çarpıp" - Translation from Turkish to Arabic

    • صدم
        
    • اصطدم
        
    • تصدم
        
    • اصطدام
        
    • اصطدمت
        
    • ارتطم
        
    • تصتدم
        
    • تصطدم
        
    • دهس
        
    • الصدم
        
    • أصطدم
        
    • يصطدم
        
    • وترتد
        
    • الكر
        
    Aynı gün, bir bisikletliye çarpıp onu öldürmüş. Open Subtitles وفي اليوم نفسه، صدم وقتل شخصاً يركب دراجة،
    Tamam, bir de bu. Sarhoş kamyon şöforü sekiz yaşındaki kıza çarpıp öldürüyor ve yanlış alkol nefesi testiyle kurtuluyor. Open Subtitles حسنٌ، وهذه عن سائق سكير صدم وقتل فتاة في الثّامنةِ من عمرها ونجى بفعلته بتقرير خطأ لكشف السّكر.
    Ve birine çarpıp yere düşürdüğünde de yanına gidip... Open Subtitles ثم اصطدم بواحده و سقط على مؤخرته, ثم هرعت إليه و قلت:
    Morötesi ışınlar aşağı gelip, buza çarpıp geri yansıyarak gözlerimizi kuruttu, yüz derimizi soydu. TED تهبط الأشعة فوق البنفسجية، تصدم الجليد وترتد لتؤذي عيوننا، وتسلخ جلد وجوهنا.
    Nasıl bir manyak çarpıp kaçtığı bir kızın çantasını çalmak ister ki? Open Subtitles لابد أن تكون بغيضاً للغاية لتسرق من ضحية حادثة اصطدام و فرار.
    Masaya çarpıp çektiğin acı kadar zor. İyi kafa buldun, Mickey. Open Subtitles ها قد وجدت الجواب في ذلك المقعد القاسي الذي اصطدمت به
    O zavallı kuş olmalı. Pencereye çarpıp boynunu kırmış. Open Subtitles يجب أن يكون ذلك الطير سيّئ الحظ لقد ارتطم في النافذة وكسرت رقبتها.
    - Hayır, hayır, hayır! Eğer düz düşersen, bir kayaya çarpıp ölebilirsin! Open Subtitles اذا سقطت هنا قد تصتدم بصخر و تأذ نفسك
    Bu gemilerin kayalara çarpıp parçalandığını gözlerimle gördüm. Open Subtitles لقد رأيت هذه السفن تصطدم بالصخور
    Çünkü bir nötron atomik çekirdeği çarpıp parçalarına ayırmış, ve biz parçacıkların uçup gittiğini görüyoruz. Open Subtitles وهذا بسبب أن النيترينو قد صدم نواة ذرة هناك وحطمها إلى أجزاء ونحن نرى الجسيمات تتطاير
    Libertador Bulvarı'nda bir sürücü hamile bir kadına çarpıp kaçtı. Sürücü kurbana yardım etmek için durmadı. Open Subtitles سائقٌ صدم إمرأةٌ حبلى وفرّ هارباً دون يساهد الضحيّة
    Muhtemel bir arabayla çarpıp kaçma olayında astsubay ölmüş. Open Subtitles ضابط صف قُتل في ما يُحتمل أن يكون عملية صدم و هرب
    O kimin çarpıp kimin çarpmayacağını biliyor. Open Subtitles منهم من اللذي اصطدم من قبل، ومنهم من اللذي سوف يطدم.
    Sarhoş bir sürücü başka bir arabaya çarpıp şoförü öldürüyor. Open Subtitles سائق مخمور اصطدم بسيارة أخرى مقتل السائق
    Bir arabaya çarpıp, not bile bırakmadan kaçmaya benziyor. Open Subtitles أشبه بأن تصدم سيارة وتهرب دون أن تترك ملاحظة
    kafasını bir taşa veya bir yere, çarpıp bayıldığını düşündüm. Open Subtitles ، ظننتُ .. أنّه أغمي عليه . من جراء اصطدام رأسه بصخرة أو ماشابه
    Denizciler, onun şarkısıyla öylesine büyülenmişler ki gemilerini, kayalara çarpıp, ölmüşler. Open Subtitles كان البحارة مسحورون بغنائها حيث اصطدمت سفنهم بصخور وماتوا
    Oradan da yere ve çöp kovasına çarpıp durdu. Open Subtitles ارتطم بالأرض و توقف عن الدحرجة عند سلة المهملات
    Zırhlı ara birkaç araca çarpıp devrildi. Open Subtitles شاحنة تنقلب و تصتدم بعدة سيارات
    Bak bu gemi... her an bir buz dağına çarpıp batabilir. Open Subtitles ... أنظروالهذهالسفينة . يمكن أن تصطدم بجبل من الثلج و تنهار غدا
    Üç sene önce içkili araba kullanırken çarpıp kaçmaktan yargılanmış. Open Subtitles قُبض عليه قبل 3 سنوات بسبب قيادته تحت تأثير الكحول وفراره من حادثة دهس
    çarpıp kaçma kurbanının parmak izlerini araştırdım. Open Subtitles بحثت عن بصمة الضحية في قضيتك الصدم و الفرار
    Ziyanı yok. Bugün ben de etrafa çarpıp duruyorum. Open Subtitles لا بأس بذلك فقد كنت أصطدم بالأغراض طوال اليوم
    Onu görmemizi istemezdi.... ...fakat içmiş olurdu ve bir şeye çarpıp herkesi uyandırırdı. Open Subtitles لكنه كان دائما سكران ، و بالتالي كان لابد أن يصطدم بشيء ما و يوقظ كل من بالمنزل
    Ayrıca Alyson Duvitz'e çarpıp kaçtılar. Open Subtitles في مدرسة لأطفالهم. وكذلك الكر والفر في Duvitz أليسون.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more