"çekiyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يسحب
        
    • يجذب
        
    • تصور
        
    • تسحب
        
    • تجذب
        
    • تعاني
        
    • يصور
        
    • سحب
        
    • جذب
        
    • بتصوير
        
    • يعاني
        
    • تصورين
        
    • اشارة
        
    • تمتص
        
    • بسحب
        
    Avını yakaladıktan sonraysa, ipek güvenlik ipiyle kendini tekrar yukarı çekiyor. Open Subtitles عندما تقع الفريسة يسحب العنكبوت نفسه الى اعلى بخَيطُّ الأمانِ الحريريِ
    Öncelikle, Fok'a benzeyen bir obje kullanıp Köpekbalığını yüzeye çekiyor. Open Subtitles عليه أن يجذب القرش للأعلى بإستعمال شكل يشبه عجل البحر
    Bu yüzden, kendisinin bir videosunu çekiyor. Youtube'a gönderiyor ve insanlara bir yorum yazmalarını rica ediyor: "Ben tatlı mıyım yoksa çirkin mi?" TED لذلك تصور فيديو لنفسها و تضعه على اليوتيوب و تسأل الناس و تطلب منهم أن يكتبوا تعليق "هل أنا جميلة أم قبيحة ؟"
    WK: Bir bisiklet kafesi, ve bir makara / kasnak, ve bir plastik boru, o da sonra çekiyor -- CA: Bunun bir resmi var mı elimizde? Bir sonraki slaytı alabilir miyiz? TED استعملت إطار دراجة، وبكرة ، وأنابيب بلاستيكية، ثم تسحب ك.أ. : هل لدينا صورة لذلك؟ هلا أظهرتم الشريحة التالية؟
    Görünüşü ve kokusunun bir sonucu olarak leş sineklerini kendine çekiyor. Open Subtitles ونتيجة كل من الشكل والرائحه للزهره معاً فإنها تجذب الذباب إليها
    Bu adamın karısı,dünyadaki tüm ızdıraplardan daha beter bir hastalık çekiyor. Open Subtitles زوجة هذا الرجل تعاني من مرض أسوأ من آلام العالم بأكملها
    Jim çektiğinde tek denizaltı, çünkü o diğer denizaltında çekiyor, kim yaptı hatırlamıyorum. TED وإذا كان من تصوير جيمس، ستشاهدون غواصة واحدة، لكونه يصور من الأخرى، ولا أذكر إن كنت صاحب هذا المشهد أم جيمس.
    Bu yoğunlukça hafif, maddeyi içeriye çekiyor. TED هذا نور على الكثافة يسحب كل المواد التي حوله.
    Salona giriyor ve altı patlarını çekiyor ve "Bu pisliği temizleyeceğim." diyor. Open Subtitles هو يدخل إلى ذلك الصالون، يسحب مسدسه، ويقول "أنا سأنظف هذه الفوضى"
    Bu noktada, silahını çekiyor, tek atışla adamı kalbinden vuruyor, ölümcül vuruş. Open Subtitles وهنا يسحب المسدس ويصوب طلقة واحدة نحو قلب الرجل طلقة قاتلة
    Neler oluyorsa, yüksek sınıfta pek çok pisliği kendisine çekiyor. Open Subtitles مهما يحدث هو الذي يجذب العديد من المستويات العليا الحقيرة
    Gittiği her yerde asillerin ve kadınların dikkatini çekiyor. Ona gülümsüyorlar. Open Subtitles يجذب انتباه الرجال والنساء النبلاء أينما ذهب، يبتسمون له ويحنون رؤوسهم
    İnsanlar görüntü alıyor, fotoğraf çekiyor, Mısır'da insan haklarının nasıl ihlal edildiğini anlatıyor, fikir öneriyor, bilfiil fikirleri tartışmaya açıyor ve sonra da bu fikirleri uygulamaya koyuyorlardı. TED الأعضاء كانوا هم من يقوم بتسجيل الفيديوهات والتفاط الصور ونشر انتهاكات حقوق الإنسان في مصر كان الأعضاء هم من يقترح الأفكار والتصويت عليها وتنفيذها; الناس كانت تصور الفيديوهات
    Bunu çekiyor olman gerekmiyor muydu? Open Subtitles أليس من المفترض أنك تصور المشهد؟
    Geçitte büyük bir güç artışı oldu. Normalin 10 katı enerji çekiyor. Open Subtitles لقد حصلت البوابة على دفعة طاقة هائلة إنها تسحب عشرة أضعاف الطاقة المعتادة
    Bu canlıları anlama çabası... bilim dünyasının en zeki beyinlerinden bazılarını çekiyor. Open Subtitles فهي هذه المخلوقات التي تجذب بعض من أفضل العقول في العالم العلميّ.
    Carolyn şimdiden acı çekiyor ve bu şekilde ölmek istemiyor. Open Subtitles كارولين تعاني سلفا و لا تريد ان تموت بهذه الطريقة
    Ben hala iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum. Herkes düğün videosu çekiyor. Open Subtitles ما زلت أعتقد انها فكرة جيدة الكل يصور حفلات الزفاف
    İçlerinden biri selpak çıkarıyordu ama benim adamım silah çekiyor zannetti. Open Subtitles شخص مـا سحب منديلاً و أحد رجـالي ظن أنـه كان مسدسـاً
    Bu kadar yol geldik şimdi mi ilgini çekiyor? Open Subtitles لقد جئنا كل تلك المسافة و هو الأن جذب أنتباهك؟
    Adam iş yerinin fotoğrafını çekiyor, ya ödersin ya da yakarım diyor. Open Subtitles يقوم الرجل بتصوير عملك، و يهددك إما أن تدفع أو يحرق مقرك.
    Birisi aslında hepimizin işlemek istediği bir suçun günahını çekiyor. Open Subtitles شخصاً يعاني من خطئية .التي يجب علينا أن نقف بجنبه
    - Eileen, bunu çekiyor musun? Open Subtitles آيلين، هل تصورين هذا؟ - أنت خرجت من الضوء -
    Sabah hep birlikte tepeye çıkacağız. Bakalım orada telefon çekiyor mu? Open Subtitles بالغد , نصعد الى اعلى التل لنحاول الحصول على اشارة
    Dünya'nın tüm elektromanyetik enerjisini çekiyor. Open Subtitles تمتص الطاقة الكهرمغناطيسية من الكوكب بأسره
    Okyanus açığında fabrika gemileri kril diye adlandırılan yüz binlerce ton küçük, karides benzeri hayvanı kendine çekiyor. TED فالباخرات الصناعية في عرض المحيط تقوم بسحب مئات الآلاف من الأطنان من حيوانات صغيرة بحجم الروبيان، تُدعى الكريل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more