Evet. O çeki onaylattıktan sonra da 40 bin dolar nakidi çekmiş. | Open Subtitles | أجل، وحالما تمّ كتابة ذلك الشيك، سحب تلك الـ40 ألف دولار نقداً. |
Birisi butona bastığı zaman robot, kolu geri çekmiş olan herkesi eve götürüyor. | TED | عندما يضغط أحدهم على الزر، سوف يجلب الروبوت كل من سحب الرافعة إلي المنزل. |
Birisi, bir otel odasında fotoğraflarını çekmiş ve sen hap kullanıyorsun. | Open Subtitles | شخص ما التقط صور لك في غرفة فندق وأنت تتعاطى المخدّرات |
Evet, efendim. Arkadaşlardan bir tanesi ben gelmeden önce olay yerinin fotoğraflarını çekmiş. Yanımda. | Open Subtitles | بالتأكيد، سيدي أحد زملائي إلتقط صوراً للمشهد قبل وصولي |
Yani eğer Dbpedia'dan Berlin hakkında veri çekerseniz diğer bütün şeyleri de çekmiş olursunuz. | TED | لذا إذا سحبت بيانات من دي بي بيديا عن برلين، ستخلص إلى سحب أشياء أخرى أيضاً. |
Annene çekmiş.O da fazla endişeliydi. | Open Subtitles | لقد ورث ذلك عن والدتك، أنا خائف. كانت شديدة القلق كثيراً. |
Koleksiyonunu Bayan Mathews'e bırakınca, ayağınızın altından halıyı çekmiş oldu. | Open Subtitles | لقد سحب البساط من تحت حينما ترك المجموعة لطليقته |
Birkaç genci arabanın penceresinden dışarı çekmiş ve karısını arka koltuğa atarak çekip gitmiş. | Open Subtitles | سحب بعض المراهق خارج رمت النافذة زوجته في الظهر وأقلعت. |
Biri vagonunuza uzanıp kızınızı çekmiş olabilir mi? | Open Subtitles | هل من الممكن أن احدهم وصل لعربتكم و سحب ابنتكِ خارجها؟ |
Resmi, Bayan Vasquez'in arkasından, Rey Cerrera onu öldürmeden hemen önce cep telefonuyla çekmiş. | Open Subtitles | أنه التقط صورة باستخدام هاتفه للسيدة فاسكاس قبل أن يقتلها راي سيرير بدقيقة أو أكثر |
Uydu, 2001'de tam olarak aynı bölgenin fotoğraflarını çekmiş ve o fotoğraflarda ilginç hiçbir şeye rastlanmamıştı. | Open Subtitles | في عام 2001 إلتقط المسبار صورا لنفس المكان بالضبط لكن لم يظهر شيء مثير للاهتمام في هذه الصور |
Yani ilk tanıştığımızda sandalyemi çekmiş oldunuz. | Open Subtitles | طريقتك عندما سحبت لي الكرسي عندما إلتقينا أول مرّة. |
Birilerinin yeni bir kardeşi varmış. Gözleri babasına çekmiş. | Open Subtitles | حسنٌ، أحدهم رزق بأخٍ جديد، وأرى أنّه ورث عينيّ والده. |
Sana çekmiş işte. Sen neler yaptığını bana ne kadar anlattıysan o da o kadar anlatıyor. | Open Subtitles | لابد أنها ورثت هذا منك فهي تخفي عني الأسرار كما كنت تفعل تماماً |
pek çok durumda ise, o fotoğrafları sizin çekmiş olmanız çok daha iyidir çünkü bu durumda telif hakkı davası açabilirsiniz. | TED | وفي الكثير من الولايات، ستكون أفضل حالاً إذا التقطت صورك بنفسك لأنه عندها يمكنك رفع دعوى حقوق التأليف والنشر. |
Anneyle baba ufukta kaybolur kaybolmaz, sihirli güçler çocukları ormana çekmiş. | Open Subtitles | و بمجرد أن ابتعد الأبوين قليلا عن المنزل فان قوة سحرية جذبت الأطفال الى الغابة |
Rıza, şirketin ticari hesabından dört kez para çekmiş. | Open Subtitles | وقام ريز بسحب اربع مبالغ من رصيد الشركة الاحتياطى |
Biri acil fren kolunu çekmiş. Hala allak bullaklar. | Open Subtitles | سحبوا عصا الفرامل و هم يرتجفون جميعاً الآن |
Sebebi hala belirsiz, fakat anlaşılan istemeden de olsa biraz dikkat çekmiş. | Open Subtitles | أسباب الحادث ما زالت غير معروفة لكنه جذب بعض الإنتباه الغير مرغوب. |
Emanet kiracım dairemde porno film çekmiş, bu yüzden evden çıkarılıyorum. | Open Subtitles | مستأجر الشُقة كان يصور أفلام إباحية في شُقتي ، لذا تم طردي. |
İyi niyetini göstermek için bu videoyu çekmiş. | Open Subtitles | صوّر هذا الفيديو، ليُثبت حسن نيته |
Üçüncü olarak, askerlerin çekmiş olduğu 1000 resmin hepsine erişimim oldu. | TED | وثالثا، تمكنت من الوصول إلى الـ1000 صورة التي التقطها هؤلاء الجنود. |
Dışarıda haber kameraları var. Belki onlar çekmiş olabilirler. | Open Subtitles | هنالك آلات تصوير لمحطات أخبار في الخارج ربما تكون إلتقطت بعض من صورهم |