Eğer ona dokunmak için uzanırsan çiçeğin, aslında bir çiçek olmadığını yüzlerce küçük böceğin oluşturduğu bir dizayn olduğunu keşfedersin. | Open Subtitles | إذا حاولت لمسها تكتشفين أن الزهرة ما كانت زهرة مطلقا بل تشكيلة من مئات الحشرات الصغيرة جدا تسمى بق الفتيد |
Biz bunu çiçeğin zeminine küçücük bir delik açarak görüntüledik ve saniyede 40 kez yavaşlatan bir kamera kullandık. | TED | لقد قمنا بتصويره من خلال عمل فجوة صغيرة نسبياّ في قاعدة الزهرة واستخدام كاميرا تستطيع إبطاء الحركة إلى أربعين مرة. |
Birlikte kutsal çiçeğin arayışında bir köpeği oluşturuyoruz. | Open Subtitles | معاً يُمكننا تشكيل الكلب، بحثاً عن الزهرة المقدسة |
Her bir çiçeğin uzun boynunun altında lezzetli bir nektar havuzu yatıyor. | TED | تجمّع للرحيق اللذيذ يقع في الجزء السفلي من المتاع الطويل لكل زهرة. |
Dudaklarım bal kadar tatlı, ...tenim bir çiçeğin, yaprakları kadar yumuşak olsun. | Open Subtitles | اجعل شفتاى حلوة كالعسل اجعل بشرتى ناعمة و عطرة مثل وريقات الزهور |
Kart bile bırakmadım o yüzden çiçeğin anlamını da bilemeyecek. | Open Subtitles | لم أترك بطاقة حتى لن يفهم حتى معنى النبتة |
Yürürken bir çiçeğin kokusu takıldı burnuma. | Open Subtitles | لذا كنا نتجوّل في الجِوار, والتقطت رائحة تلك الوردة |
çiçeğin duvarları şekil değiştirerek ideal bir kaçış merdiveni haline geliyor. | Open Subtitles | الزهره تغير قوام جدارها اصبح قاسيا لعمل سلم الهروب المثالي. . |
çiçeğin size hissettirdiğini istediğiniz renkle gösterin. | Open Subtitles | واستخدموا اللون الذي يعبر، عن الشعور الذي تمنحه لكم الأزهار |
Şu çiçeğin üstünden, çimlerin üzerini görebiliriz. | Open Subtitles | من قمة تلك الزهرة يمكننا أن نرى من فوق العُشب |
Bu çiçeğin, ölümcül olsa da, başka görevleri de olabilecek toksinleri var. | Open Subtitles | يعتقد أن هذه الزهرة تنتج سماً قاتلاً... قد تكون له استخدمات أخرى... |
O güzel çiçeğin keyfini süren şanslı insanları dinle. | Open Subtitles | اسمع هؤلاء المحظوظين يستمتعون بتلك الزهرة الجميلة |
çiçeğin kızı ve kurt birbirlerini çekerler. | Open Subtitles | عذراء الزهرة و الذئاب . ينجذب بعضهم لبعض |
Yumurtlama borusunu döllenmiş çiçeğin dibine batırıyor ve içine bir yumurta bırakıyor. | Open Subtitles | تدفع حامل بيضها إلى قاعدة الزهرة المخصّبة، وتحقن بيضة. |
Sondasını bu kez içme amaçlı kullanır polen yığınını çiçeğin dişi organına aktarmış olur. | Open Subtitles | وفي هذه المرة عندما تثقب لتشرب فإن قدْراً من اللقاح يُنقل إلى الجزء الأنثوي من الزهرة. |
Şimdi bile, gezegenlerinin sırasını ezberlerken, başka bir şeyler kayıp gidiyor, belki bir çiçeğin adı, bir amcanızın adresi, Paraguay'in başkenti. | TED | وحتى الآن، حينما تذكر ترتيب الكواكب شئ أخر ينزلق بعيداً، ربما زهرة الزهرة، عنوان أحد أعمامك، عاصمة البارغواى |
Çiçekler güzeldir. Bir çiçeğin hayatı güzel bir hayattır, bence. | Open Subtitles | الزهور جيدة, لديها حياة طيبة حياة الزهور على ما أعتقد |
Batan aya tek başıma bakarken sevdiğim için topladığım çiçeğin solmasından korktum. | Open Subtitles | اراقب القمر لوحدي بمسكن النساء اقلق بشأن الزهور التي بجانب حبيبي,ستذبل قريباً |
Sağdaki çiçeğin boyu diğerinden aşağı yukarı 5 cm daha uzun. | Open Subtitles | أما النبتة على اليمين ربما تكون أطول بوصتين عن الآخرى |
Annem son çiçeğin koparılması uğursuzluk getirir derdi. | Open Subtitles | لقد تذكرت للتو أن أمي قالت أن إقتطاف الوردة الأخيرة يحلب الحظ السيء |
Bir çiçeğin güzelliğini gördüğümde adını ve hikayesini öğrenmeliyim. | Open Subtitles | رأيت جمال الزهره فكان يجب علي معرفة اسمها معرفة تاريخها |
çiçeğin geçmişi yaşamın başlangıcına kadar gidiyor. | Open Subtitles | حيث يمتد ألق الأزهار عميقاً إلى بداية الحياة |
O senin minik çiçeğin ise ben neyinim? | Open Subtitles | إذا كانت هي زهرتك صغيرة ، ماذا انا اكون؟ |
Bunun gibi bir çiçeğin toplanmamasını kim ister? | Open Subtitles | من يمكنه أن يترك زهره كهذه دون أن يقطفها ؟ |
Diyorum ki, Siz kadınlar etrafta iyi erkekler yok diye şikayet edersiniz ve size iyi davranan en sevdiğiniz çiçeğin nergis olduğunu hatırlayan onu aldatsanız bile komadayken sizin elinizi tutan birini bulduğunuzda... | Open Subtitles | أقصد, انتن النساء تشكون من انه لا يوجد اي شبان جيدين في العالم و تجدون واحد يعاملك باحترام و كذالك يتذكر ان وردتك المفضلة هي النرجس |