| Neden bu elemanlar kendi çiçeklerini sevgililerine kendileri veremez ki? | Open Subtitles | لماذا لا يستطيع هؤلاء الأشخاص أن يوصلوا الزهور لحبيباتهم بأنفسهم؟ |
| Tartıştınız, sana çiçeklerini de alıp defolmanı söyledi, ve sen de düşündün ki... | Open Subtitles | قمت بمجادلتها, ثم أخبرتَكَ أن تقحم زهورك في مؤخرتك ثم وسوستك نفسك قائلة: |
| Neden biz de kiraz çiçeklerini taklit edip en güzel anımızda daldan düşmeyelim? Rüzgarda sürüklenerek. | Open Subtitles | لمَ لا نقلد أزهار الكرز وأن نسقط ونحن بقمة جمالنا؟ تحملنا الرياح |
| Kır çiçeklerini toplamayı ve bulutların şekillerini tahmin etmeyi seviyorum. | Open Subtitles | أحب إلتقاط الأزهار البرية، وإحزر شكل الغيوم |
| Miranda, sen yıldız çiçeklerini al. Samantha, sen gülleri. | Open Subtitles | ميراندا, سَيكونُ عِنْدَكَ زهور الداليا سماناثا, عِنْدَكَ الوردُ |
| Lanet çiçeklerini al da, eski karına ver. | Open Subtitles | خُذ ورودك التافهة و أعطِها لزوجتك السابقة |
| Neden daha kısa bir çit yapmıyor ya da çiçeklerini taşımıyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تبني سياج أقصر أو تقومي أنتِ بنقل أزهارك لمكان الشمس |
| O kör olası çiçeklerini satarken sürtsün diye şu kahrolasıca Londra şehri. | Open Subtitles | مدينة لندن المتوردة لتتجول بها وتبيع الزهور الجميلة |
| -Sen kimsin? -Düğün çiçeklerini öldüren adam. | Open Subtitles | أنا من قـــام بـقتل كلّ الزهور لفـــرقة زفــاف لفينستين. |
| Düğün çiçeklerini oradan mı almış? | Open Subtitles | أهذا هو المكان الذي أشترت منه الزهور للزفاف ؟ |
| Sadece senin çiçeklerimi alıp almadığını öğrenmek için aradım-- senin çiçeklerini. | Open Subtitles | أنا أتصل لأعرف اذا كنت حصلت على زهورى... زهورك |
| Üzgünüm Bay Edison. Ama çiçeklerini bugün teslim edemeyeceklermiş... | Open Subtitles | أسف سيد "إي" لكنهم لا يستطيعون أن يسلموا زهورك اليوم |
| Kraliçe arı artık bahar çiçeklerini gezebilecek oysa diğerlerinin bunu yapabilmesi için hava hâlâ çok soğuk. | Open Subtitles | يمكنها الأن أن تقوم بزيارة أزهار الربيع بينما لا يزال الجو باردا بالنسبة للبقية للأنطلاق. |
| Fakat o bir şey demedi, sadece çuha çiçeklerini yoluyordu. | Open Subtitles | لكنها لم ترفع نظرها و إستمرت بقطف أزهار الربيع |
| Kim oluyorsun ki onun çiçeklerini değiştiriyorsun? | Open Subtitles | وما الذي جعلك تعتقد أنه يمكنك تغيير الأزهار الخاصة بعزيزتي جي هيون؟ |
| Elbiseni seçmene yardım edeceğiz, çiçeklerini alacağız, saçımızı yaptıracağız. | Open Subtitles | تعرفين,مساعدتك بإختيار فستانك و أن نحضر الأزهار و ننفش شعرنا؟ |
| Tamam, sana çiçek alacağım. Suçluluk çiçeklerini istemiyorum! | Open Subtitles | حاضر ساحضر لك زهورا لااريد زهور شعورك بالذنب |
| O, her zaman senin en güzel çiçeklerini harap etmiştir. | Open Subtitles | إنها دائماً تدمر ورودك الجميلة |
| Şimdi çalıntı çiçeklerini ve makasını al da... | Open Subtitles | و الان خذي أزهارك المسروقين و مقصك |
| Tek yapmamız gereken, gazetelerini almak, çiçeklerini sulamak başka bir ceza daha gelmemesi için arabasını da çekmemiz gerek. | Open Subtitles | ما علينا فعله هو إحضار صحيفة الأخبارخاصة به ونسقي النباتات ويجدر أن ننقل سيارته حتى لا تحصل على مخالفة إضافية |
| Daha da bozulmadan önce kiraz çiçeklerini görmeye gitmememize ne dersin? | Open Subtitles | إذن وقبل خلودهما إلى النوم ربما يجب ان نذهب لرؤية ازهار الساكورا في تفتحها الكامل |
| Ben de biraz benzin bulup çiçeklerini ateşe verdim. | Open Subtitles | حسنا، حصلت على بعض البنزين و حرقت مشاتل زهوره |
| Domates yetiştiricileri, domates çiçeklerini çoğu zaman ellerindeki titreştirici ile döllüyor. | TED | فغالبا ما يقوم مزارعي الطماطم بتلقيح زهورها بواسطة آلة تلقيح هزازة. |
| çiçeklerini bizden başkasıyla paylaşmasına izin veremezdik. | Open Subtitles | نحن لم يكن بإستطاعتنا تركها تشارك اصابعنا الخضراء مع آي شخصاً آخر |
| çiçeklerini sulamamı ve postalarını toplamamı istemişti. İyi görünüyorsun. | Open Subtitles | لقد طلبت مني أن أروي نباتاتها وأحضر البريد تبدين جيدة |
| Bu sene kiraz çiçeklerini göremeyeceksin, çok yazık. | Open Subtitles | . من العار ان تُفوت إزهار الكرز |