"çiçekten" - Translation from Turkish to Arabic

    • زهرة
        
    • الزهرة
        
    • وردة
        
    Bu insanlar çiçekten çiçeğe bir fırça ile polen taşıyorlar. TED بحيث يقوم هؤلاء العمال بتلقيح زهرة تلو الأخرى بواسطة فرشاة رسم.
    Erkek spermini, poleni, çiçekten çiçeğe taşırlar ve çiçeklerden karşılığını polen ve nektar şeklinde alırlar. TED يتقاضون رواتبهم كحبوب اللقاح والرحيق ، لنقل الحيوانات المنوية من الذكور ، وحبوب اللقاح من زهرة الى زهرة.
    Tozlaştırmaya çıktıklarında ya da bir çiçekten polen topladıkları zaman, o ürün üzerinde özellikle kalırlar, üremeye yardım etmektedirler. TED عندما تخرج للتلقيح أو جمع حبوب اللقاح من زهرة واحدة ، تبقى على هذا المحصول على وجه الحصر ، وذلك للمساعدة في التوليد.
    çiçekten uzaklaşmamakla kalmaz aynı zamanda onu hırsızlara karşı saldırgan bir şekilde korur. Open Subtitles ليس فقط كونه كالشارد ولكنه سيدافع عن الزهرة بشراسة ضد اللصوص
    Dinle beni, eğer çiçekten yersen, bir daha asla buradan ayrılmak istemeyeceksin Open Subtitles لقدوقعنافي الفخ! انصت، حينما تأكل الزهرة لا تريد أن تغادر أبداً، مفهوم ؟
    Ben, bir çiçekten bahsedip duruyor. Bu ne demek oluyor? Open Subtitles بين يستمر بقول كلمة وردة .مالذي يعينه ذلك ؟
    Ben de daha önce hiçbir çiçekten Glenn Miller dinlememiştim. Open Subtitles "فى الواقع, لم أسمع "جلين ميلر يعزف داخل وردة من قبل
    Statik elektrik oluştururlar ve polenler onların üzerine gelir ve polenlerin çiçekten çiçeğe dağılmasına yardım ederler. TED يولدون شحنة كهربائية مستقرة مما يجعل حبوب اللقاح تقفز عليها ويساعد على انتشار هذا اللقاح من زهرة الى زهرة.
    Erkek üreme hücrelerini bir çiçekten diğer çiçeğe taşıyor. TED حيث أنها تحمل الخلايا الذكرية الجنسية من زهرة إلى أُخرى
    Tozlaşmaya gelecek olursak, bu bitkiler için çok önemli bir meseledir, çünkü kendileri bir çiçekten diğerine hareket edemezken, polenleri bir çiçekten diğerine taşırlar. TED ان التلقيح امرٌ هام جداً للنباتات لانه يتوجب عليها ان تنقل حبة اللقاح من زهرة الى اخرى ولكنها لا يمكنها التحرك للقيام بذلك النقل
    Çünkü gördükleri her çiçekten bir parça almak isterler Open Subtitles لأنهم يأخذون قرصة صغيرة من كل زهرة يرتشفونها
    çiçekten çiçeğe uçup farklı özler toplasa da kovanına dönmekten başka şansı yoktur. Open Subtitles ورغم ذلك فقد تطير من زهرة لأخرى، لتجمع أعذب رحيق و أشدهم التصاقاً، و ليس لديها من خيار إلا بالعودة لمملكتها بالنهاية.
    Karşılığında da çiçekten çiçeğe polen taşıyarak hayati bir hizmet verirler. Open Subtitles وفي المقابل ، فهم يقدّمون خدمة حيوية حاملين اللقاح من زهرة لأخرى
    Bu arılar nektardan beslenirken ister istemez erkek organlara dokunup polen topluyorlar ve bunları çiçekten çiçeğe taşıyorlar. Open Subtitles بسبب إنشغال هذه النحلات بالتغذي على الرّحيق يقومون بكنس السداة من غير قصد ويجمعون حبوب اللقاح وينقلونها من زهرة لأخرى
    O gün ona küçük çiçekten yapılmış bir yüzük vermiştim. Open Subtitles قدمت له خاتم مصنوع من زهرة صغيرة أعطتك خاتما
    Ve bu aptal çiçekten de! Open Subtitles وهذه الزهرة الغبية
    çiçekten mi bahsediyorsun, Massie'den mi? Open Subtitles تتحدثين عن الزهرة أو ماسي؟
    Monk, milyonlarca insanın bahçesinde bu çiçekten var. Open Subtitles مونك ) , هنالك الملايين من الأشخاص الذين يضعون ) هذه الزهرة في حديقتهم أنا أضع القليل في حديقتي
    Aşksız bir gönül solmuş bir çiçekten farksızdır. Open Subtitles بلا روح الحب... تموت الزهرة...
    Kız adını bir çiçekten almış. Ondan başka ne beklenir ki? Open Subtitles الفتاة مسماه على اسم وردة ماذا تتوقعى ؟
    Jay'i çiçekten daha kısa sanıyor. Open Subtitles يظن أن (جاي) أقصر من وردة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more