| Iolaus çiftçiye yardım etmek için geldi, bunu benim yapmam gerekirdi. | Open Subtitles | إيولوس ساعد المزارع بما كان يجب أن أفعله أنا |
| Bence hiç önemi yok, ahbap. çiftçiye ne yaptı? | Open Subtitles | لن يفيدني بشئ يا صديق ما اللذي فعله لذلك المزارع ؟ |
| Daha iyi fiyatlar. Küçük çaplı çiftçiye de uyar, böcek ilacı yok, gübre yok. | TED | أسعار أفضل. للعلاقات مع صغار المزارعين من حيث لا مبيدات، ولا أسمدة. |
| Bu firma binlerce ve milyonlarca çiftçiye Damlama Sulama teknolojisini getirmiş ve önemli ölçüde su kullanımının azaltılmasını sağlamıştır. | TED | هذه شركة أحضرت تكنولوجيا الري بالتنقيط للألاف والملايين من المزارعين وخفضت فعلياً من استخدام الماء |
| Kamyonet bir çiftçiye aitmiş, yanında çalıştırdığı genç bir kadın göçmene erzak alması için vermiş. | Open Subtitles | كانت الشاحنة تخصّ مزارعاً ،قد أقرضها لإمرأة يافعة، عاملة مغتربة للذهاب و إحضار المؤن |
| Hemşire Sharon bizim taraftaki bir çiftçiye seslendi "Tanrı adına vur ona, kardeşim!" | Open Subtitles | صاحت الراهبة شارون لمزارع في جانبنا " اضربه واحدة من اجل الرب، أخ " |
| Bazen sonuçları çiftçiye ulaştırmak altı ay sürüyor. | TED | حيث في بعض الأحيان يستغرق الأمر ستة أشهر، لإعادة النتائج للفلاح. |
| Bir dakika. Bu daha çok çiftçiye benziyor. | Open Subtitles | انتظري دقيقةْ انه يبدوُ كمزارع |
| Richards, çiftçiye böyle bir av için cömertçe ödeme yapabilecek bir düzineden fazla yabancı avcı tanıdığını söyledi. | Open Subtitles | ريتشارد أخبر المزارع انه يعلم عدد كبير جدا من الصياديين الأجانب والذين يدفعون بسخاء لهذه الكأس |
| Çiftçinin kapısına gidiyor, çiftçinin kapısını çalıyor ve çiftçiye atını almak istediğini söylüyor. Çiftçi ne der biliyor musun? | Open Subtitles | ذهب نحو المزرعة وقرع باب المزارع وطلب منه شراء حِصانه، أتعرف رد المزارع؟ |
| İşçi, çiftçiye hasattan önce otları söküp sökemeyeceğini sorar. | Open Subtitles | وعندما سأل الخدم المزارع إن كان يريدهم أن يقطعوا الأعشاب |
| Polis, çiftçiye kamyonetini bulduklarını söylediğinde... | Open Subtitles | ،عندما أخبرت الشرطة المزارع أنهم قد وجدوا شاحنته |
| Böyle yaparak çiftçiye her ağaçtaki meyve sayısını söylersiniz ve bahçedeki hâsılatı tahmin etmesini sağlarsınız, bununla üretim zinciri boyunca optimizasyon sağlarsınız. | TED | بفعلك لهذا فإنك تخبر المزارع كم ثمرة لديه في كل شجرة وبهذا تعطيه القدرة على تقدير المحصول في البستان، وتحسين الإنتاجية ليواكب التيار. |
| Hâlihazırda yüz binlerce çiftçiye ulaşılmış durumda ve işletmemizde şu anda yüzde 60 oranında daha iyi pamuk var. | TED | إنهم يحبون ذلك. إلى حد الآن مئات الآلاف من المزارعين تم الوصول إليهم، والآن لدينا قطن أفضل بنسبة 60٪ في شركتنا. |
| ... sığırdiğerhayvanlarasaldırmış.En sonunda da çiftçiye saldırmışlar. | Open Subtitles | بعد عدة ايام انقلبت الامور واصبحت القطعان تأكل بعضها وفي بعض الاحيان تهاجم المزارعين |
| Bu üç çirkin çiftçiye tek bir şey için teşekkür etmeliyiz. | Open Subtitles | أظن أنّنا شاكرين لشيء واحد فقط لأولئك المزارعين الحمقى: |
| On yıl önce, uzak ülkelerdeki 26 çiftçiye mucizevi süper domuz yavruları verilmişti. | Open Subtitles | قبل 10 سنوات، حصل 26 مزارعاً من أراض بعيدة على خنوص خارق سحري لكن واحدمنهم. |
| On yıl önce birbirinden uzak 26 ülkedeki 26 yerel çiftçiye birer süper domuz yavrusu verilmişti. | Open Subtitles | قبل 10 سنوات، حصل 26 مزارعاً محلياً من 26 بلداً بعيداً على خنوص خارق لكل واحد منهم. هذا العام سافرت... |
| Her biri, saygın bir yerel çiftçiye verildi. | Open Subtitles | أعطي كل خنوص لمزارع محلي مرموق. |
| çiftçiye değil. | Open Subtitles | و ليس لمزارع |
| Demis. ti inek çiftçiye: | Open Subtitles | كما قالت البقرة للفلاح |
| Pek çiftçiye benzemiyorsun. | Open Subtitles | لا تبدو كمزارع |
| Belirlenen kırsal alanda, ortalama 200 çiftçiye, aileleriyle beraber binden fazla kişiye hizmet veren bir kırsal alan sorumlusunu işe alıyoruz. | TED | في أي مكان، نعين مسؤول عن المنطقة. يوصل خدماتنا لمائتي مزارع كمتوسط، هذا يعني اكثر من الف شخص يعيش فس اسرهم. |