Bu hediye oldukça besleyici, dişi çiftleşme sırasında ve sonrasında bunu yiyor. | TED | في الواقع تكون هذه الهدايا مغذية للغاية وتأكلها الأنثى أثناء التزاوج وبعده. |
Hayır, tavuz kuşunun kuyruğu dişi tavuz kuşları tarafından yapılan çiftleşme seçimlerinin sonucudur. | TED | لا، ذيل الطاووس الذكر هو نتيجة لاختيارات التزاوج التي اتخذتها الطاووس الأنثى. |
Yani daha çok kanatlı karaliçe ve erkek karıncayı çiftleşme uçuşuna gönderirler. | TED | وذلك، لإرسال العديد من الملكات ذات الأجنحة مع الذكور للتزاوج في عام التزاوج. |
lsaac'la beraber "Serengeti'de çiftleşme Mevsimi"ni seyredeceğiz. | Open Subtitles | نعم , لاحقا , أنا واسحاق سنشاهد حلقة عن تزاوج الحيوانات في الغابة |
Bu durumda, yaşamın en büyük ödülü: uygun bir çiftleşme partneri. | TED | في هذه الحالة ، أعظم جائزة في الحياة: شريك مناسب للتزاوج. |
Yani, bu, birbirlerini bu yapılar içinde karşılıklı destekleyen genlerin olduğu sınıflandırıcı çiftleşme hipotezi. | TED | وهذه هي فرضية التزاوج بحسب التصنيف والجينات الناتجة عن هذا التزاوج تقوي بعضها بعضا في هذه الهياكل. |
Mozambik Kanalı'nda yeşil su kaplumbağası çiftleşme törenini izledim. | TED | ولقد كنت مطلعاً على طقوس التزاوج للسلاحف الخضراء البحرية بمضيق موزمبيق. |
Koç ve boğa gibi bazı toynaklı memeliler, çiftleşme sırasında uyarılma yaratmak için, penisin sol tarafında bulunan kamçımsı uzvu kullanırlar. | TED | وبعض الحافريّات، كالأكباش والثيران، تستخدم امتدادًا أشبه بالسوط على يسار العضو الذكري لتخلق إحساسًا خلال التزاوج. |
Peki ya değerlendirme sadece çiftleşme sonucunda yapılabiliyorsa, dişiler en başında eşlerini nasıl seçiyorlar? | TED | لكن كيف يمكن للأنثى أن تختار بين الذكور حقًا إن كانت تستطيع التقييم بعد التزاوج فقط؟ |
Ve derslerimiz sırasında, güncel keşifler ve çiftleşme sistemleri hakkında konuşurken bu konu açıldı. | TED | وفي إحدى الدروس، التي تناولت الحديث عن أنظمة التزاوج والاكتشافات الحالية، نوقش هذا الموضوع، |
Sudaki bu kokunun, çiftleşme öncesi çok büyük etkisi vardır. | Open Subtitles | إن الرائحة في الماء فعالة جدا قبل التزاوج |
çiftleşme mevsiminde olduğundan o kadar enerji yüklü ki, ben dahil kime olursa olsun şovunu sergileyecek. | Open Subtitles | إنه متودّج جداً ، لأن هذا فصل التزاوج حيث سيعرض تقريباً لأي شيء بما فيهم انا. |
bu yüzden en azından çiftleşme mevsiminde kuşların pek çoğu çift olarak birlikte kalır. | Open Subtitles | لذا أكثر الطيور تبقى معاً بعد التزاوج كزوجين على الأقل أثناء موسم التربية. |
Bir daha asla çiftleşme hakkı mücadelesine giremeyecek. | Open Subtitles | لن يتنافس أبدا من اجل حق التزاوج مرة أخرى |
Daha iyi bir şarkıyla daha büyük bir erkeğin kazanacağı çiftleşme fırsatı daha fazladır. | Open Subtitles | كلما كانت الأغنية أفضل كلما كان الذكر اكبر كلما حصل على فرص تزاوج أكثر |
Bir çiftleşme programı tasarladım. Her şeyi planladım. | Open Subtitles | لقد صممت برنامج تزاوج لقد خططت للأمر كله |
çünkü birisi kurbağaların çiftleşme dönemi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لأن أحدهم أخبرني أن هذا موسم تزاوج الضفادع |
Devam etmeliyiz. çiftleşme döneminde oldukları için tehlikeli olabilirler. | Open Subtitles | يجب ان نتحرك بسرعه انه موسم تزاوجهم وقد يصبحون معادون للغايه |
Güzel, kuvvetli kancıklar. Tam çiftleşme veya tarla işi yaşındalar. | Open Subtitles | بغايا جميلات و متناسقات الطول بعمر التناسل أو العمل |
Ama kanatlı avcılardan kurtulan başarılı erkekler için bile bu çiftleşme çılgınlığı ölümcül olacak. | TED | لأول وآخر مرة. حتى بالنسبة للذكرالمُوفّق الذي يتفادى الطيورالجارحة، موجة التزواج هذه ستكون مُهلكة. |
Vitrinde çiftleşme dansı yapan iki yılan vardı. | Open Subtitles | و من خلال النافذه أستطيع أن أرى ثعبانيين يقومان برقصة تزواج |
Peki, yerli lezbiyenlerin törensel çiftleşme alışkanlıkları dersi için teşekkürler. Belki haftaya da butch ve femme rollerini işleriz- | Open Subtitles | شكراًلك على درس الطقوس والعادات لتزاوج السحاقيات، ربما الأسبوع القادم نقوم بتمثيل دور المسترجلة والسحاقية الأنثوية |
Ama tüm bu çiftleşme yüzünden orası ölü gibi. | Open Subtitles | لكنّ بسبب كلّ ذلك الجِماع. يجعلها كالميتة. |