Birlikte büyüdüğümüz bir çocuk vardı. Benden daha gençti. Bana saygı gösterirdi. | Open Subtitles | لقد كان هناك فتى نشأت معة و كان أصغر منى |
Beraber büyüdüğüm bir çocuk vardı. Benden gençti. | Open Subtitles | لقد كان هناك فتى نشأت معة و كان أصغر منى |
-Sınıfta kaç çocuk vardı? | Open Subtitles | -كم طفلاً كانوا بالفصل؟ -عشرين |
Hatırlasana, babasını kaybetmiş ve astronot hastası ufak bir çocuk vardı. | Open Subtitles | تذكر، كان هناك طفل صغير فقد والده وكان هاوي رائد فضاء. |
Ama bu kötü bir şey değil. Bir çocuk vardı. Nedendir bilmem. | Open Subtitles | ولكنه ليس شيئا سيئا لقد كان هناك ولد, لا أعرف ما مشكلتة |
Geçen sene bir çocuk vardı. Çok hızlı koşuyordu. | Open Subtitles | كان هناك ذلك الفتى من العام الماضي، كان يركض بسرعة جداً لكن من أجل فائدته الخاصة |
Büyüdüğüm mahallede bir çocuk vardı. | Open Subtitles | انها الحقيقه كان هناك فتى من الحي الذي مُنت اسكن به |
Erin'ın dükkanı kapattığını sanıyordun ama kahve içen bir çocuk vardı. | Open Subtitles | اعتقدت أن أغلقت المكان لكن كان هناك فتى يشرب القهوة |
Bir zamanlar sizin gibi kolay paranın tatlı yoluna baş koyan bir çocuk vardı. | Open Subtitles | كان هناك فتى لا يختلف عنك الذي اتجه لذلك الطريق من أجل المال السهل |
-Sınıfta kaç çocuk vardı? | Open Subtitles | كم طفلاً كانوا في الصف؟ - عشرين - |
Sınıfta kaç çocuk vardı? -Yirmi. | Open Subtitles | -كم طفلاً كانوا بالفصل؟ |
Sınıfta diğerlerinden biraz daha büyük bir çocuk vardı, çünkü bakıcı aile dönemi süresince okuldan geri kalmıştı, annesinin cinayetine tanık olmuştu. | TED | كان هناك طفل في الصف أكبر من البقية. لأنه كان عالقاً في نظام الرعاية للتبني، بسبب رؤيته لأمه تقتل. |
Ama o kadar da keyifli olmayan bir çocuk vardı. | Open Subtitles | و لكن كان هناك ولد واحد لم يكن بهذا الحماس |
Aynı sana benzeyen bir çocuk vardı. | Open Subtitles | وكان هناك ذلك الفتى والذي كان يشبهكم نوعاً ما |
Özellikle içlerinde bir çocuk vardı ki... | Open Subtitles | وكان هناك طفل واحد، طفل واحد بشكل خاص |
Bu sabah o grup ile gelen sarışın bir çocuk vardı. | Open Subtitles | نعم، كان هناك رجلُ أشقرُ وَصلَ مع فتاة هذا الصباح حفل شراب أو شيء من هذا القبيل |
Bizim birliğimizden bir çocuk vardı. | Open Subtitles | كان هناك هذا الطفل في فرقتنا ... |
Hastalıklı görünen bi çocuk vardı, | Open Subtitles | كان هناك شاب شاحب ضعيف مع علم أحمر وأربع عمال |
Bir zamanlar babası Deniz Kuvvetleri'nde olan bir çocuk vardı. | Open Subtitles | ذات مرة كان هناك صبي وكان والدة يعمل في البحرية. |
Bir çocuk vardı. O çocuğun nereden geldiğini bilmek istiyorum. | Open Subtitles | كان هناك طفلا و أريد أن أعرف من أين أتى هذا الطفل |
Görevi iptal etmem gerekti, arabada çocuk vardı. | Open Subtitles | اضطررتُ الى الغاء المهمه، كان هناك طفلُ فى السياره |
25 yıl önce Belly ve ben Cortexiphan deneylerini yaparken astral seyahat yeteneği geliştiren bir çocuk vardı. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}(منذُ 25 سنةً، عندما كنتُ و (بيل نجري تجارب "كورتيكسفان"، كان هناك فتىً أظهرَ بدايةَ قدرةٍ على الإسقاط النجميّ. |
Bir kere sırt çantasında şöyle çıkartma olan bir çocuk vardı: | Open Subtitles | كان هنالك فتى وضع لاصقاً على حقيبة ظهره كُتب عليه: |
Koridorun sonundaki diğer yatak odasında bir çocuk vardı. | Open Subtitles | أسفل الردهة ، في غرفة نوم أخرى كانت هناك طفلة |