Sanırım sorunları var, Athena evli ve üç çocuklu | Open Subtitles | انها ليست بخير، انظر اثينامتزوجة و معها 3 اطفال |
Bunu ve hareketi düşünürsek, korkarım adam evli ve çocuklu. | Open Subtitles | بين ذلك و حركة يده اخشى ان الجاني متزوج و لديه اطفال |
Tüm dünyanın iki çocuklu aileye doğru hareket ettiğini ve 60 ila 70 yıllık bir hayatı olmaya başladığını görüyorsunuz. | TED | وكما ترون فالعالم اتجه نحو عائلة من طفلين ومتوسط عمر يتراوح بين 60 و 70 عاما |
Tabi. 29 yaşında 2 çocuklu birini hemen işe alırlardı. | Open Subtitles | بالـتأكيد ! بعمر 29 عاماً مع طفلين ، سأكون صانعة |
Van Nuys'ta yaşayan bir muhasabeci, evli ve 3 çocuklu. | Open Subtitles | إنه محاسب يعيش في فان نايس متزوج و عنده طفلان |
Benli Popo, iki çocuklu Tina, Buruşuk Fugly, hediyelik eşya dükkânındaki kız. | Open Subtitles | القبيحة ذو الأرداف, تينا أم الطفلين ذات الشعر المجعد, فتاة محل الهدايا |
Şişman, içler acısı sersem ben de dört çocuklu olurdum. | Open Subtitles | ذلك السمين، مثير الشفقة، الساذج الذي سأكونه مع أربع أطفال. |
Kız çocuklu ve ortada bir mirasçı olamayacağını sen de biliyorsun. | Open Subtitles | إنها حامل بطفل وانت تعلم انه لا يمكن ان يكون هناك وريث |
Hiç bunun kültürel olabileceğini onun ülkesinde çocuklu insanların böyle davrandıklarını düşünmediniz mi? | Open Subtitles | أنّه قد تكون تلك هي الطريقة التي يتعامل بها الناس مع الأطفال في بلدها؟ بالطبع. |
William'a yakın oturan yedi beyaz erkek var beşi evli ve çocuklu ikisi doğduklarından beri Florida'dalar bir tanesi engelli birinin emlak ofisi var. | Open Subtitles | ضمن مقربة كبيرة من ويليام هناك 7 ذكور بيض خمسة منهم متزوجين و عندهم اطفال |
Koruma fonu yönetici, 44 yaşında. Üç çocuklu, Karen, Kathy ve Keily. | Open Subtitles | مدير الصدنوق,44 ثلاثة اطفال,كارين كاثيوكيلي |
Üç çocuklu bir annenin bu kadar sessiz olması doğal değil. | Open Subtitles | ليس طبيعي لام ثلاثة اطفال ان تكون بهذا الهدوء |
Sadece çocuklu aileler girebiliyor. | Open Subtitles | فقط اولياء الامور الذين لديهم اطفال يسمح لهم بالدخول |
Dul,işsiz ve beş çocuklu oğluna yardım ediyor, ve biraz kaçık. | Open Subtitles | انها تدعم أرملها, لديها ابن عاطل عن العمل لديه خمسة اطفال, انها معتوها قليلاً. |
Tabi. 29 yaşında 2 çocuklu birini hemen işe alırlardı. | Open Subtitles | بالـتأكيد ! بعمر 29 عاماً مع طفلين ، سأكون صانعة |
Kadının evli ve iki çocuklu olduğu ortaya çıkarsa hiç şaşırmazdım. | Open Subtitles | لن أدهش إن علمتُ أنّها متزوّجة ولها طفلين |
Ben iki çocuklu uyku düzenindeyim. Yani saat 4:15'de ayaktayım. | Open Subtitles | أنا معتاد على نظام نوم طفلين لذا أستيقظ في الرابعه والربع |
İki çocuklu model bir aile. Baba tesisatçı. | Open Subtitles | عائلة نموذجية، طفلين الأب يعمل في السباكة |
Lütfen 35 yaşında ve iki çocuklu bekar anne olmadığını söyle. | Open Subtitles | من فضلك أخبرني، أنّها ليست تلكَ الأمّ صاحبة 35 عاماً ولديها طفلان. |
Evli, iki çocuklu ama 24 yaşındaki asistanıyla ilişkisi olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | لديه زوجة و طفلان قبض عليه بأقامة علاقة بمساعدته ذات الـ24 سنة التي قام بتعيينها شخصياً |
Benli Popo, iki çocuklu Tina, Rumplefugly. | Open Subtitles | (ميني كسكيني)، (مول بات) (تينا) والدة الطفلين |
On yıl önce babam gibi avukat olmak istiyordum evli, çocuklu. | Open Subtitles | قبل عشر سنوات ظننت بأنني سأكون محامية كوالدي متزوجة ولدي أطفال |
Ama ona utanç verdin ve şimdi çocuklu. | Open Subtitles | .لكنك خذلتها والآن حامل بطفل |
çocuklu insanların ihtiyacı olan tek şey çocuksuz olmak. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يحتاجه الناس مع الأطفال هو عدم وجود أطفال |
Eminim Larry'nin kendisine* çalıştığım... evli ve iki çocuklu bir kadınla zaman geçirmek dışında... yapacak daha iyi işleri vardır. | Open Subtitles | أظن أن لدى ( لاري ) أمورٌ أكثر أهمية من قضاء الوقت مع زوجةٍ سعيدةٍ وأم ٍ لطفلين أعمل عندها |
Uysal çocuklu ebevyenlerin yaramaz çocuklu ebeveynlere attığı bir bakış vardır. | Open Subtitles | هناك نظرة يعطيها أولياء الأمور الذين أولادهم محترمون لنظائرهم الذين أولادهم ليسوا في غاية الاحترام |
çocuklu romantik komedi film türü mü oldu? | Open Subtitles | رومانسية وكوميدية الأطفال هو نوع حالياً ؟ |