"çocukluğu" - Translation from Turkish to Arabic

    • طفولة
        
    • طفولته
        
    • طفولتها
        
    • الطفولة
        
    • طفوله
        
    • بالطفولة
        
    Bunu çocukluğun bir parçası olarak değerlendirmek için, çocukluğu bilindik anlamda almamak gerekir. Open Subtitles لترجمة ذلك و كجزء من الطفولة تلك لا يمكن اعتبارها كمرحلة طفولة في الأحوال الطبيعية
    Diş minesindeki atrojen ve stronsiyum izotoplarına göre çocukluğu New England'da geçmiş. Open Subtitles إن الأترجين و العنصر النظير في الجزء المزخرف بالمينا يشيران إلى طفولة مبكرة في إنكلترا الجديدة
    Ve artık ona çocukluğu ve hayatı hakkında ve diğer şeyler hakkında hikayeler anlatmaya hazırız, ve bir sürü macerasını. TED ونحن الان مستعدون لكي نتدخل في خضم طفولته وفي حياته وكل شي سيسير من حولك وسوف تواجه العديد من المغامرات
    Yurttaş X, muhtemelen tüm çocukluğu boyunca dışlanıp acı çekmeye eğilimli olmuş. Open Subtitles لدى المواطن المجهول على الأغلب توجه لعزل ذاته منذ طفولته
    Birini bir kanepeye yatırarak ve çocukluğu üzerine konuşarak körlüğüne çare bulmak. Open Subtitles لعلاج شخص أعمى من خلال وضعها على الاريكة وجعلها تتحدث عن طفولتها
    çocukluğu hakkında bilgi edinmek için... akrabaları, arkadaşları ve öğretmeni ile temasa geçtim. Open Subtitles لأعرف الكثير عن طفولتها تقابلت مع أقاربهاوأصدقائها ومدرستها
    Daha sonra da sadece 5-6 yılda bir yeni bir bebeği olur, bebeğin büyümesi sırasında geçen uzun bir çocukluğu vardır, gece annesiyle yatar, annenin sırtında gezer. TED بعد ذلك تضع مولودا كل خمس أو ست سنوات، فترة طويلة من التبعية في مرحلة الطفولة عند تنشئة الطفل، ينام مع الأم في الليل، ويركب على ظهرها.
    Öyle bir çocukluğu atlatamazsın, Cole. Open Subtitles لن تستعيد وضعك من طفوله كهذه.. كول
    Biraz daha tekila, daha az yaratık avı, ve bize de Max'in çocukluğu düşerdi. Open Subtitles الكثير من التكيلا القليل من مطاردة الأشرار عندها كنـّا لنحصل على طفولة كطفولة ماكس
    Oğlumun çocukluğu boyunca içerideydim. Büyüyüp bir erkek olurken bu böyle olmayacak. Open Subtitles أنحرمت من طفولة ولدي ولا أنحرم منه وهو رجل
    Sorunlu bir çocukluğu varmış. Ergenliğinde ve 20'li yaşlarında uyuşturucu problemi. Open Subtitles كانت لديها مرحلة طفولة مُضطربة، مشاكل مُخدرات بسنّ المُراهقة والعشرينات.
    Heyecanlanınca iyice kötü oluyordu. çocukluğu zor geçmiş. Open Subtitles و كانت تزيد عندما يتوتر لقد عاش طفولة صعبة
    Bu şüphelinin tüm çocukluğu zorlu bir süreçti ve böylece, psikopat bir katil yetişti. Open Subtitles طفولة الجاني بأكملها كانت كالبوتقة و بداخلها تم صناعة قاتل مصاب بالذهان
    çocukluğu, babasıyla olan ilişkisi havadayken bir düğmeye bastı ve bir oda dolusu çocuğu öldürdü. Open Subtitles طفولته, علاقته بوالده.. مروراً بـ عندما ضغط ذلك الزر و قضى على غرفة مليئة بالأطفال
    Varlığından bile haberdar olmadığını söylediğin Walter, altı yaşındayken çocukluğu elinden alınmış o küçük çocuk. Open Subtitles والتر الثاني الذي لم تعرف بوجوده الصبي الصغير الذي سُلِبت منه طفولته عندما كان في السادسة من عمره
    Ya çok yalnız, çocukluğuna geri dönmek istiyor, ki ilk çocukluğu hiç de iyi geçmemişti. Open Subtitles أما هو وحيد جداً ويحاول إسترجاع وإكمال طفولته والتي هي ليست جيّدة بالبدء
    Kendisinden alınan çocukluğu zorlu bir ergenlik dönemi ve üzerine yapışmış ezici bir kimlik. Open Subtitles طفولتها تمزقت منها وفترة مراهقة عنيفة وهوية مدانة التي كانت كالطعنة تجاهها
    çocukluğu için suçluluk duyduğundan sorumluluklarını boşlama. Open Subtitles لا تتهرب عن مسؤولياتك لأنك تشعر بالذنب حول طفولتها
    Birazda taciz edenin çocukluğu ile ilişkilidir. Open Subtitles يتعلّق ذلك بتجربة الطفولة المنتهكة في أغلب الأحيان
    çocukluğu, aileyi, kariyeri, seks yaptığınız her bir kişiyi. Open Subtitles الطفولة والأسرة، والوظيفيه كل شخص كنت قد ممارست الجنس معه
    Türklere, bana yaşattıkları çocukluğu hatırlatmak için hiçbir fırsatı kaçırmam. Open Subtitles لا أفوت أي فرصة في تذكير الأتراك بالطفولة التي قدموها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more