| Eğer Çocukluğumun bir temeli çökmediyse bu doğru düzgün bir akşam yemeği değildir. | Open Subtitles | إذاً, انه ليس عشاءً إلا إذا بعض شكل من أشكال أساس طفولتي محطّمة |
| Keşke Çocukluğumun utanç verici şekilde uzun bir dönemini düğünümün hayallerini kurarak geçirmeseydim. | Open Subtitles | أتمنى بأني لم اقضي وقتاً كبيراً من طفولتي أحلم به في يوم زواجي. |
| Ve orada, işe Çocukluğumun ayak izlerini arayarak başladım. | TED | وعندما وصلت إلى هناك، بدأت بالبحث عن بقايا الآثار لفترة طفولتي. |
| Bu, Çocukluğumun çok önemli bir parçasıydı ve onunla paylaşmak istiyorum. | Open Subtitles | لقد كان جزء كبير من طفولتى و انا اريدها ان تتشاركة معى |
| Ne tür bir Çocukluğumun olduğunu, bu konuda neler hatırladığımı. | Open Subtitles | ما نوع الطفولة التي كانت لدي ما أتذكّر منها |
| Çocukluğumun çoğunda orada olmayan babam, diğer erkeklerin yaptığını yapıyordu: Ülkesi için savaşıyordu. | TED | ووالدي الذي كان غائبًا أغلب فترات طفولتي المبكرة كان يفعل ما يفعله الرجال الآخرون: القتال من أجل الوطن. |
| Çocukluğumun çoğunda yanımda olmayan babam bu sefer yanımdaydı. | TED | أبي الذي كان غائبًا أغلب فترات طفولتي المبكرة، عاد مجددًا إلى حياتي. |
| Çocukluğumun bana yabancı olarak tanımlamayı öğrettiği insanlar, belki de keşfedilmeyi bekleyen arkadaşlardı. | TED | ربما، ذات الأشخاص الذين اعتدت منذ طفولتي أن أدعوهم بالغرباء لَيْسوا سوى أصدقاءٍ لم أحظَ بعدُ بصداقتهم. |
| Çocukluğumun çoğu zamanını endişelenerek geçirdim, güvenliğimiz hakkında endişelenerek. | TED | أمضيتُ الكثير من طفولتي قلقة، قلقة حول سلامتنا. |
| önceleri farkında değildim ama Çocukluğumun bir bölümü elimden alınmıştı, sonsuza dek | Open Subtitles | لم أدرك ذلك، ولكن جزء من طفولتي مات إلى الأبد |
| O yaz benim Çocukluğumun sonu olduğundan. | Open Subtitles | لأن ذلك الصيف كان اخر صيف في ايام طفولتي |
| Çocukluğumun büyük kısmını binlerce dolarlık 1944 tarihli bir peni bulmaya harcadım. | Open Subtitles | لقد قضيت وقتاً طويلاً من طفولتي أبحث عن بنساً من عام 1944 يساوي الآلاف |
| Çocukluğumun ünlü olma hayalleri öldü, yandı ve sen beni televizyona çıkartıp hayallerimi kabusa çevirdin. | Open Subtitles | حلم طفولتي بأن أكون شهيرة مات ودُفِنْ وأنت حفرت القبر، جعلتني أذهب للتلفاز وحولت حلمي إلى كابوس |
| Belki de Çocukluğumun mükemmel olmadığını fark ederim. | Open Subtitles | ولربّما أكتشفُ أنّ طفولتي لم تكن مثاليّة |
| Çocukluğumun kolyesi seni hayatta tutsun. | Open Subtitles | ربما عقد طفولتي يبقى أنفاسك على قيد الحياة. |
| Bu filmi yaparken, yani geçmişe bakarken, bu bilyeleri buldum... Çocukluğumun Şili'sinin masumiyeti. | Open Subtitles | أثناء صناعة هذا الفيلم و بالنظر الى الوراء فقد عثرت في هذه الرخامات على براءة تشيلي و طفولتي |
| Çocukluğumun avuçlarımdan kayıp gitmesine izin vermişim. | Open Subtitles | لأنني أدركت أنني تركت طفولتي . تذهب من بين يدي |
| Çocukluğumun geri kalan zamanında bunları yapmalıydım. | Open Subtitles | لذا أنا أعلم ما الذي تركته في طفولتي ولم أفعله |
| Bilmiyorum. Çocukluğumun, gözlerimin önünden geçişini izliyordum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كنت أرى طفولتى تمر كشريط أمامى |
| Burası Rodney Çocukluğumun aşırı pahalı kıyafet mağazası. | Open Subtitles | محل الملابس باهظ الثمن ايام طفولتى. |
| Annesi gibi oldum. İşte bütün Çocukluğumun özeti. | Open Subtitles | سأقوم بدور الأم وباختصار في مرحلة الطفولة |
| Bana, Çocukluğumun tadını çıkarmama izin verdi. | Open Subtitles | لقد تركني استمتع بطفولتي على نحو أعمى |