Eğer bana bu konuda karşı geleceksen çocukluğunun geri kalanını da burada geçirebilirsin. | Open Subtitles | إن لم تكفّي عن هذا التحدي قد تظلين في هذا المكان لبقية طفولتك |
Nasıl anlayabilirsin ki çocukluğunun daha yüce bir şey uğruna feda edilmesi gerektiğini? | Open Subtitles | كيف بمقدورك أن تفهم بأن طفولتك كان يجب التضحية بها لأجل شيء أعظم؟ |
1957 yılında doğdu... ...ve çocukluğunun neye benzediğini... ...ve ne hissettiğini... ...çalkantılı son elli yılda, hayatının... ...nasıl olduğunu hayal edebilirsiniz. | TED | لقد ولد عام 1957, ويمكنك تخيل كيف كانت ملامح و مشاعر طفولته وكيف كانت حياته طوال 50 عاما مضطربة. |
Bu esrarengiz portre, burada, çocukluğunun masum anıları arasında, sonsuza dek saklı kalacaktı. | Open Subtitles | هنا ، بين ذكريات طفولته البريئة توجد هذه الصورة البشعة سوف تخبأ إلى الأبد |
Claire'in çocukluğunun yarısı onu erkeğe çevirmeye çalışmamla geçti. | Open Subtitles | نصف طفولة كلير كنت افعل ما بوسعي محاولا ان اغيرها الى صبي |
çocukluğunun Heathcliff'i o gece sonsuza dek kayboldu. | Open Subtitles | لقد إختفى هيثكلف طفولتها إلى الأبد في جنح الظلام |
çocukluğunun tadını çıkart. | Open Subtitles | تمتع بطفولتك |
Tüm bunların senin talihsiz çocukluğunun bir yansıması olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | انا اؤمن ان هناك اخطاء بسبب طفولتك السيئه |
Tatlım, çocukluğunun çoğunda yanında olmayan iğrenç bir heriftim. | Open Subtitles | اسمعي يا عزيزتي لقد كنت الأحمق الذي لم يكن موجوداً طوال طفولتك |
Yani çocukluğunun çoğunda sarhoş ve duygusal olarak kötü davrandığım için... | Open Subtitles | أعني .. هذا أقل ما يمكنني فعله بسبب الطريقة التي عاملتك فيها بسوء طوال طفولتك |
çocukluğunun bir yılını hasta geçirdin. | Open Subtitles | لقد قضيت عاماً من طفولتك تُناضل إعتلالاً. |
Seni terketmiş bir baban olduğu düşünerek çocukluğunun geçtiğini hayal edebiliyorum. | Open Subtitles | انكي كنتي غاضبة أن والدك تخلي عنك طفولتك الكاملة |
çocukluğunun benimki gibi acı içinde geçtiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّ طفولتك مليئة بالألم مثلما كانت طفولتي |
çocukluğunun hangi noktasında Ben'in hayal gücü etkilenmiş ve dünyayı Grump olarak algılamasına neden olmuştu? | Open Subtitles | عند نقطة ما في طفولته تفوق المنطق على الخيال بن خلص إلى أن العالم بلا كرامبز |
çocukluğunun her gününü onunla geçirme fırsatını kaçırdın. Bu doğru. | Open Subtitles | لقد فّوت الفرصة في البقاء معه في كل يوم من طفولته, لقد فعلت |
çocukluğunun bir parçası, erkenden elinden alındı ve bilirsiniz ki, sürekli yargılanıyor. | Open Subtitles | كما تعلم,جزء من طفولته. تم أخذها منه من العمل باكراً. وكما تعلم يتم الحكم عليه باستمرار. |
çocukluğunun boktan geçtiğini söylerdi hep, hiç bahsetmezdi. | Open Subtitles | كان دائما يقول أن طفولته كانت سيئة هو لم يتحدث أبدا عن طفولته |
Bir gece ansızın, o çocuğun, o yeni yetme gencin çocukluğunun yerini kudret aldı. | Open Subtitles | ليلة ما هذا الطفل، هذا الشاب... ستتبدل طفولته.. لقوة. |
Bazen, çocukluğunun duraysız bir şekilde mi geçtiğini merak etmiyorum değil. | Open Subtitles | أتساءل أحياناً لو كان لديها فترة طفولة غير مستقرة |
Homer'ın çocukluğunun çoğunu kaçırdığım için kendimi kötü hissediyorum. Ama en azından televizyonla büyümedi. | Open Subtitles | أشعر بالسوء لأني فوتت الكثير من طفولة (هومر)، لكن على الأقل لم يربى بواسطة التلفاز |
Shire'daki yavaş hayat temposu, yazar JRR Tolkien'ın Batı İngiltere kırsalında geçirdiği kendi çocukluğunun bir yansımasıdır. | Open Subtitles | وطابع الحياة (الرتيب في (شاير يعكس صورة طفولة المؤلف جي. آر. |
Genç masum bir kızın ruhu da dahil. Asla çocukluğunun iadesini isteyemeyecek... ve eğer ben olmasaydım, Fateler'in onun için ne planladığını asla bilemeyecek. | Open Subtitles | بما في ذلك روح فتاة شابة بريئة لن تستطيع أبداً أن تسترجع طفولتها |
çocukluğunun tadını çıkar. | Open Subtitles | إستمتع بطفولتك |