John Henderson ile çalışan kişiler için bugün çok özel bir gündür. | Open Subtitles | اليوم هو يوم مميز جداً لكل من كان يعمل مع جون هندرسون |
çok özel bir yerde oturup gurme bir yemek yemekten bahsediyorum. | Open Subtitles | أتحدث عن الجلوس و الأستمتاع بوجبة رائعة في مكان خاص جداً |
Findlay Ohio'daki Lincoln İlkokulu 5. sınıf öğrencilerine de çok özel bir "Merhaba". | Open Subtitles | وترحيب خاص جدا لـ المرتبة الخامسة في مدرسة لينكولن في مقاطعة فريندلي اوهايو. |
Diğer tutsakları iyileştirdi. Ama onların zihniyle çok özel bir şekilde kötü oynadı. | Open Subtitles | ليست فقط ما تعرض علي المساجين ولكنها أيضاً تعبث بالعقل بطريقة مميزة جداً |
Richmond şehri şerifine, kızların topluca imzaladığı bir mektup yazıldı ve kendisinin çok özel bir şerif olduğunu söylemeliyim | TED | لذا تم كتابة خطاب لنقيب شرطة مدينة ريتشموند، و تم توقيعه من كل الفتيات، و يجب أن أشير ، إلى أنه نقيب شرطة مميز للغاية. |
Ama aşağıda güneyde çok özel bir statüye sahip küçük bir ışığa sahipti. | TED | بالرغم من ذلك ، هناك بعض الضوء في الجنوب لديه حالة خاصة جدا. |
Genelde fazla sürpriz yapmam ama bu sabah çok özel bir sürprizimiz var. | Open Subtitles | أنا لا أعطي معاملات خاصة و لكن هذا الصباح لدينا معاملة خاصة جداً |
Herkes partiye gelmek ister. Bu yüzden çok özel bir parti yapacağız. | Open Subtitles | الجميع يريد الذهاب لهذه الحفلة ، لذا سوف نجعلها حفلة مميزة للغاية |
Bazı araştırmalar yapabilirim ancak bunu sadece çok özel bir arkadaş için yaparım. | Open Subtitles | ربما أستطيع القيام ببعض الإستفسارات لكن بمكنني عمل ذلك فقط لصديق مميز جداً |
Şimdi sahneyi çok özel bir insanla paylaşmak istiyorum. | TED | الآن هنا، أريد أن أشارك الخشبة مع شخص مميز جداً. |
Şu an anlamıyorsun ama, sonucu çok özel bir yer olan... ..bir yola girdik. | Open Subtitles | أنت لا تعلم بهذا الآن ، لكن وضعتك على طريق يوصلك لمكان مميز جداً |
Hayır canım, bu çok özel bir kitap, erkek cinsinin davranma şeklini anlayacaksın. | Open Subtitles | لا ياعزيزتي, هذا كتاب خاص جداً. سيفتح عقلك على الطريقة الفضولية لأنواع الفتيان. |
İkinci olarak, bu aslında kontrolü hala sağlıyor olmakla ilgili bir şey; ama çok özel bir şekilde. | TED | والشىء الآخر هو انه كونك مسيطر ولكن بشكل خاص جداً |
Üstelik ona çok özel bir şey söyledim, o hemen ortalığa yaydı. | Open Subtitles | ومع ذلك , أخبرته بشئ خاص جداً ولكنه أفشى السر |
Naziler durumumu öğrenince beni çok özel bir doktorla tanıştırdılar. | Open Subtitles | عندما علم النازيين عن حالتي، قدموا لي طبيب خاص جدا |
Ve unutma, bugün çok özel bir gün. | Open Subtitles | و أنت ستتذكرين أن هذا اليوم هو يوم خاص جدا |
Ve sizinle gerçekten Hayatımın çok özel bir anını ve Rio şehrinin hikayesini paylaşmak istiyorum. | TED | وحقيقة وددت أن أشارككم لحظة مميزة جداً من حياتي و من تاريخ مدينة ريو |
Ve kendime çok özel bir hediye almak için 200 dolara ihtiyacım var. | Open Subtitles | و أنا بحاجة لمائتين كي أشتري لنفسي هدية مميزة جداً |
Benim için hassasiyet çok özel bir yerden geliyor. | TED | بالنسبة لي، الطب الدقيق ينبع من مكان مميز للغاية. |
Gerek yok.Bu gece için çok özel bir program ayarladım. | Open Subtitles | لا حاجة. لقد رتبت معاملة خاصة جدا بالنسبة لنا الليلة. |
Ve şimdi bu seferki çok çok özel bir durumda. | Open Subtitles | والآن، هذه الواحدة هي حالة خاصة جداً جداً |
Ve, ah, sanırım bir astronotun son görevi-- son uçuşu-- bu nedenle hep çok özel bir uçuş olacak. | Open Subtitles | و أظن أن الرحلة الأخيرة لرائد الفضاء مهمته الأخيرة لابد أن تكون مميزة للغاية |
Işığın kırınım fiziği nedeniyle çok özel bir şekle sahip olmalı. | TED | ويجب أن تكون بشكل مميز جدا بسبب فيزياء الحيود |
Tamam, hepiniz çok özel bir göreve yardım etmek için seçildiniz | Open Subtitles | حسناً ، تم إختياركم جميعاً لتُساعدوني في مُهمة خاصة للغاية تُدعى |
Ama Polly bana çok özel bir hediye vermişti: yalnız olmadığım bilgisi ve kürtajın konuşabileceğimiz bir konu olduğu gerçeği. | TED | لكن بولي أعطتني هدية مميزة جدا: لقد أخبرتني أنني لستُ الوحيدة ومن ثم أدركت، أن عملية الإجهاض أمرٌ يمكننا التحدث عنه |
Kimberly'nin babası çok özel bir hap icat etmişti. | Open Subtitles | مايساعد والد كيمبرلى على التحمل . أقراص من نوع خاص جداً |
Seni buraya getirmemin çok özel bir sebebi var Samantha. | Open Subtitles | هناك سبب خاص للغاية جعلنى احضرك هنا ، سمانتا |
çok özel bir konuğumuz, şimdi içeriye girdi. | Open Subtitles | عِنْدَنا ضيف خاصّ جداً الذي سَاقِط بالإستوديو. |
Çok özel. Bir tarlam var ve inanamayacağın kadar güzel terroir yetişiyor, deriz. | TED | فريدة من نوعها لقد حصلت على قطعة ارض تنتج العنب بشكل لا يمكن ان تصدقه |