"çok şey bilen" - Translation from Turkish to Arabic

    • يعرف الكثير
        
    • يعلم الكثير
        
    • كانت تعرف أكثر
        
    Çorap ve tişört hakkında bu kadar çok şey bilen biriyle hiç tanışmamıştım. Open Subtitles لم أرى أبداً أي أحد يعرف الكثير حول الجوارب والفانيلات
    Önemsiz şeyler hakkında bu kadar çok şey bilen bir adam ilk defa görüyorum. Open Subtitles لم ألتقِ رجلاً من قبل يعرف الكثير عن التفاهات
    Astronomi hakkında çok şey bilen bir doktor: Open Subtitles كان طبيباً يعرف الكثير من الأمور عن علم الفلك انه الدكتور :
    Patronun ölümcül hayvanlar ile ilgili çok şey bilen birine benziyor ve... Open Subtitles ويبدو أن رئيسك يعلم الكثير عن الحياة البريّة القاتلة، لذا...
    Daha doğrusu, çok şey bilen bir kızdın. Open Subtitles فى الواقع، فتاة كانت تعرف أكثر من اللازم
    İki masum kadını öldürmüş ve ikimiz hakkında çok şey bilen bir çocuk. Open Subtitles فتى يعرف الكثير عنّي، وعنكِ، وقد قتل امرأتين بريئتين
    Sonra düşünmeye başladım ve pek çok şey bilen biri olduğu aklıma geldi. Open Subtitles وعندما بدأت بالتفكير، تذكرت شخصاً يعرف الكثير من المعلومات
    Merkez'de taş ile ilgili çok şey bilen bir simyacıyla karşılaşmıştık değil mi? Open Subtitles ألم نلتقِ بخيميائي يعرف الكثير عن حجر الفلاسفة في (سنترال) قبل زمن ؟
    Bu kadar çok şey bilen birine göre, çok da zeki değilsin. Open Subtitles بالنسبة لرجل يعرف الكثير لست بالذكي
    Merak ettim, Geçit'lerle ilgili bu kadar çok şey bilen biri olarak bu Geçit parçasının neden normal Geçit'lerin açıldığı yere açılmadığını merak etmedin mi Gölge Avcısı? Open Subtitles أشعر بالفضول يا صائد ظلال، الذي يعرف الكثير عن البوابات الم نتسائل ابدا لماذا ؟ قشرة المدخل هذه لا تتصرف بالطريقة فعل البوابات الطبيعية ؟
    Bu konu hakkında çok şey bilen bir müşterim var. Open Subtitles لديّ زبون يعرف الكثير عنها
    Adaya yalnızca yazın gelen ve tekneler hakkında çok şey bilen biri olarak. Open Subtitles لا بأس بـ (هنري) بالنسبة لشخص كان يزور الجزيرة كل صيف و يعرف الكثير عن المراكب
    Luke çok tatlı bir çocuk ama çok şey bilen biri değil. Open Subtitles (لوك) لطيف للغاية، لكنه لا يعرف الكثير من الأشياء.
    Jay korkağın teki. Jay, hızcılarla ilgili çok şey bilen bir bilim adamı. Open Subtitles جاي) جبان) - جاي) عالم يعلم الكثير عن السريعين) -
    Sen Lydia, çok şey bilen ölü bir kızsın. Open Subtitles أنتِ يا "ليديا"، مجرد فتاة كانت تعرف أكثر من اللازم
    Ama sen Lydia, çok şey bilen bir kızdın. Open Subtitles أنتِ يا "ليديا"، مجرد فتاة كانت تعرف أكثر من اللازم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more