"çok şey yaptı" - Translation from Turkish to Arabic

• فعل الكثير
• فعلت الكثير
• قدم الكثير

Bu kent için çok şey yaptı. French Quarter'ı restore ettirdi.
انه فعل الكثير من أجل المدينة وجدد ملهى الكوارتر

Ve işte bu yüzden daha bir çok erkek, daha başka bir çok şey yaptı.
وهذا هو السبب في الكثير من اللاعبين الآخرين فعل الكثير من الأشياء الأخرى.

Bazen üstüne fazla giderdim ama hem bu teşkilât için, hem de bu ülke için çok şey yaptı.
لقد كنتُ قاسيًا عليه بعض الأحيان لكنه فعل الكثير لهذا القسم ولهذه البلاد

Çok iyi davrandı, benim için çok şey yaptı.
لا يمكنني القول. كانت رائعة جدا. فعلت الكثير من أجلي.

Benim için çok şey yaptı.
حسنا، لقد فعلت الكثير من أجلي وكانت تتحدث عنكم دائما يا رفاق

Yani, benim ailem için de çok şey yaptı.
قدم الكثير لعائلتي، أيضا

Kendimi kötü hissediyorum, çünkü benim için çok şey yaptı.
إلا أني أشعر بالسوء، لأنه فعل الكثير لأجلي

Bir günde benim için çok şey yaptı, seni o ofise yerleştiğim günden daha çok hem de.
لقد فعل الكثير لي في يوم واحد اكثر مما فعلته منذ ان وضعتك في هذا المكتب

Yıllar boyunca Carlos benim için çok şey yaptı.
كارلوس فعل الكثير لي خلال السنين

Bizim için bir çok şey yaptı.
على ما لدينا، إنهم يريدون فعل الكثير.

babam senin için çok şey yaptı.
أبي فعل الكثير من أجلك

Benim için çok şey yaptı.
لقد فعل الكثير لي

Benim için çok şey yaptı.
لقد فعل الكثير من اجلي

Benim için çok şey yaptı.
لقد فعل الكثير من أجلي.

Kabilemiz için çok şey yaptı. Affedilmesinden yanayım.
لقد فعلت الكثير من أجل قبيلتنا يجب أن نعفو عنها

Bir anlamda, Britanya, istemeden, Hong Kong'ta yaptıkları sayesinde, dünyadaki yoksukluğu azaltmak için geçen yüzyıl içinde giriştiğimiz tüm yardım programlarından daha çok şey yaptı.
وبمعنى من المعاني ، وبريطانيا ، عن غير قصد ، من خلال أعمالها في هونغ كونغ ، فعلت الكثير للحد من الفقر في العالم من جميع برامج المساعدات التي كانت لدينا والتي اضطلعنا بها في القرن الماضي.

Priya bizim için pek çok şey yaptı.
أنت تعلم بأن بريا فعلت الكثير لنا

Bu kadın benim için çok şey yaptı.
‫تلك المرأة فعلت الكثير من أجلي.

Veta çok yorgun. Bugün çok şey yaptı.
إن "فيتـا" متعبه لقد فعلت الكثير اليوم

Jeanne bizim için çok şey yaptı.
لقد فعلت الكثير من اجلنا

Raees insanlar için çok şey yaptı.
رئيس قدم الكثير للناس