"çok açıktı" - Translation from Turkish to Arabic

    • كانت واضحة
        
    • واضحاً للغاية
        
    • واضحة جداً
        
    • كان واضحاً
        
    • كان من الواضح
        
    • واضحة للغاية
        
    • واضحا جدا
        
    • وكان واضحاً
        
    • كان واضحا
        
    • كان ذلك واضحاً جداً
        
    • غاية الوضوح
        
    Sonu çok açıktı. Kendim de bulabilirdim. Open Subtitles النهاية كانت واضحة للغاية، كنت لأستنتجها بأي حال.
    Gaz bulutundayken, her şey çok açıktı. Open Subtitles عندما كنا بالقرب من السُديم , كانت واضحة جداً لى
    Ne yaptıklarını bilmedikleri çok açıktı. Open Subtitles كان واضحاً للغاية بأنهم لا يعرفون ماذا كانوا يفعلون
    Klinik sonuca hızla ulaşmak için yapılması gereken çok açıktı. Sorun hakkında farklı düşünmek zorundaydım. TED ليؤتي ثماره سريرياً بسرعة لقد كان واضحاً: علي أن أفكر في هذه المشكلة بطريقة مختلفة
    Yedi yıl önce, balarısı kolonilerinin toplu halde öldükleri haberi ilk olarak ABD'den geldiğinde, birşeyin gerçekten, gerçekten kötü gittiği çok açıktı. TED قبل 7 سنوات، عندما أبلغنا بموت مستعمرات كاملة من نحل العسل، والبداية من الولايات المتحدة، كان من الواضح بأن هناك خطب ما.
    Söylediklerinde çok açıktı. Open Subtitles لقد كانت واضحة للغاية
    Ama görebilenler için işaretler çok açıktı. Open Subtitles لكن العلامات كانت واضحة لمن يرى،
    Fakat, James Clark Maxwell adındaki İskoç bilim adamına göre, elektrik ve manyetizma arasındaki ilişki doğal olarak çok açıktı ve ikisinin bir tanımda birleşmesini gerektiriyordu. Open Subtitles لكن بالنسبه للعالم الأسكتلندى جيمس كلارك ماكسويل العلاقه بين الكهرباء والمغناطيسية كانت واضحة جداً فى الطبيعة أنها تتطلب توحيدا
    Ama ima ettiği şey çok açıktı. Open Subtitles لكن التلميحات كانت واضحة تماماً
    Olayların olduğu sırada fosili sattığı çok açıktı. Open Subtitles كان واضحاً للغاية بأنّه ظنّ بأنّه قد باع الأحفوريّة في ذلك الوقت
    Fakat Ben'in bankacıIık dünyasıyla işi bitmişti. Bu konuda çok açıktı. Open Subtitles ولكن كان (بِن) قد إنتهى مع عالم الصرافة كان واضحاً للغاية!
    Boşanma anlaşmamız çok açıktı. - Chris evde mi? Open Subtitles -اتفاقية التسوية بيننا واضحة جداً
    Fakat bu kişinin bir akıl hastalığından acı çektiği çok açıktı. TED ولكن كان واضحاً أن هذا الشخص يعاني من اضطرابات عقلية.
    Başkan Yardımcısını içeren bir şeylerle ilgili olduğu çok açıktı. Open Subtitles كان واضحاً أن شيئاً ما يورط نائب الرئيس بالأمر
    - Bu gece Sophie'yle yatacak mısın? - Durum çok açıktı. O- Open Subtitles ستذهب للنوم مع صوفي الليلة كان من الواضح أنها لم تكن
    Jody ne olduğu hakkında çok açıktı. Open Subtitles كانت (جودي) واضحة للغاية بشأن ما حدث.
    çok açıktı - onun hayranlık ifadeleri, daha sonra kocası için korkuları. Open Subtitles كان واضحا جدا مدى اعجابها واعتراضها على حياتها ثم خوفها على زوجها
    Bütün çoklu evrenlerin, kurucu unsurunun sevgi olduğu çok açıktı. Open Subtitles وكان واضحاً أن الحب جزء كبير من العنصر الأساسي لكل تلك الأكوان
    Hayır, bu şekilde demedi. Ama herşey çok açıktı. Open Subtitles كلاّ، ليس هكذا بالضبط، لكن أعني، كان ذلك واضحاً جداً
    Merlin'in kehaneti çok açıktı. - Yer burası. Open Subtitles {\pos(190,210)}كانت نبوءة (ميرلين) في غاية الوضوح هذا هو المكان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more