Eminim ki sizin dünyanızda çok farklı bir anlamı vardır. | Open Subtitles | معنى مختلف تماما في العالم الذي تعيشون فيه، أنا واثق. |
- çok farklı bir şey. - Ceza indirimi olanağınız var. | Open Subtitles | انه مختلف تماما - اننا نقدم لك فرصة لتخفيف حكمك - |
Ama çok farklı bir duygusal yer kaplayan değişik bir çeşit dönüşüm türü daha var. | TED | ولكن هناك نوع آخر من التحول الذي يحتل جزء عاطفي مختلف تماماً. |
On hafta öncesine kıyasla, artık çok farklı bir pozisyondayız. | Open Subtitles | نحن اليوم فى موقف مختلف تماماً عن هذا الذى كنا عليه منذ عشرة أسابيع مضت |
Çinlilerin bir çok diğer ülkeye göre çok ama çok farklı bir ırk algısı var. | TED | ان الصينين لديهم مفهوم مختلف جدا فيما يتعلق بالعرق مقارنة مع باقي الدول |
Bu gece mutfak sensiz, çok farklı bir yer oldu. | Open Subtitles | كان المطبخ مكاناً مختلفاً جداً من دونك الليلة |
Yeni Eagles koçu Dick Vermeil... çok farklı bir yaklaşım benimsedi. | Open Subtitles | بالتأكيد هذه طريقة مختلفة لاختيار اللاعيبة عن طريق مدرب النسور الجديد ديك فيرميل |
Ve varlığınızın her anını savunmak savunmak zorunda olduğunuz bir durumda olduğunuzda çok farklı bir tavırla tepki vereceğiniz bir durumda kalıyorsunuz. | TED | وعندما تكون في موقف يتوجب عليك فيه تبرير كل لحظة من وجودك، فتوضع في موقف حيث يتوجب عليك التصرف بسلوك مختلف جداً. |
Ve burada ızgara desenini çok farklı bir durumda görüyoruz. | TED | ونرى هنا النمط الشبكي لكن في ظل ظروف مختلفة تمامًا. |
Bu teori dünyamıza çok farklı bir açıklama getiriyor. | Open Subtitles | هذه النظرية تقدم تفسير مختلف تماما عن عالمنا |
Doğayla uyuma dayanan Çin'in eski geleneklerinden çok farklı bir tutum. | Open Subtitles | مختلف تماما عن المفهوم القديم تعايش منسجم مع الطبيعة. |
çok farklı bir şey vardı benim aklımda, ne çingeneler ne de Frank Churchill. | Open Subtitles | ولكنني وقتها كنت اتحدث عن شيء مختلف تماما ليس عن الغجريين او فرانك تشرشل |
Komik olan şey, sadece bir resim olsaydı mesela sevimli bir kedi ya da bir şey, şu an çok farklı bir durum olabilirdi. | Open Subtitles | انه مضحك، إذا كان لديك مجرد صورة لـ ، مثل، قط لطيف أو شيء من هذا القبيل سيكون الوضع مختلف تماما |
Geçen sene burada çok farklı bir kutlama yapmıştık. | Open Subtitles | العام الماضي هنا كان عندنا احتفال مختلف تماما |
Dantelli duvarların içinde çok farklı bir biçime bürünmek üzere vücudu bozulmaya başlıyor. | Open Subtitles | داخل الجدران الشريطيّة، يتفكّك جسدها، لأنه يجب ان يعاد تجميعه في شكل مختلف تماماً. |
Ama o zamanlara göre şu anda çok farklı bir yerdesin. | Open Subtitles | لكنّك بمكان مختلف تماماً عن الذي كنتِ فيه حينها |
Ve hepsi, bu noktada kadınların gelişim aşamasında olmamız gereken yerden çok farklı bir yerdeler. | Open Subtitles | و هذا مختلف تماماً مع ما يفترض أن نكون عليه فى هذه المرحلة فى تاريخ النساء، أتعرف ذلك؟ |
Baby'nin elbiselerini giymek harika bir duygu, ...ama ona elbise yapmak çok farklı bir şey. | Open Subtitles | صنع ملابس الاطفال متعب و في الحقيقة يخلف سعادة عظيمة لكن أن اصنعها بنفسي فإن هذا أمرا مختلف جدا |
Amerika, İngiltere ya da Fransa olmayacak. Ama çok farklı bir yer olacak. | Open Subtitles | وسيكون مختلفاً جداً عن أمريكـا وبريطانيا وفرنســــا |
Yeni Eagles koçu Dick Vermeil... çok farklı bir yaklaşım benimsedi. | Open Subtitles | بالتأكيد هذه طريقة مختلفة لاختيار اللاعيبة عن طريق مدرب النسور الجديد ديك فيرميل |
Sonuç ise, Çinlilerin devlet hakkında çok farklı bir görüşe sahip olmaları. | TED | والنتيجة هي ان للصينين مفهوم مختلف جداً عن الحكومة \ السلطة |
Biliyorum, iyi bir nişancısın ama namlu ucunda gerçek biri varken çekmek çok farklı bir durum. | Open Subtitles | انصتِ، أعلم أنك مصوبة جيدة، لكنها قصة مختلفة تمامًا حينما تضغطين الزناد على شخص حقيقي |