- Her şey çok iyi gidiyor. - Herkes çok heyecanlı. | Open Subtitles | . كل شئ يسير جيد جداً . كل شخص يبدو متحمس جداً |
Baba buna inanmayacaksın. çok heyecanlı. | Open Subtitles | يا إلهي ابي لن تصدق هذا إنه أمر مثير جداً |
Harita yok, rezervasyon yok, sadece mutlak özgürlük ve Nate de çok heyecanlı. | Open Subtitles | لاخريطة لاحجوزات حرية مطلقة ونيت متحمس جدا أيضا |
Annen bu geceki yetenek gösterisinde piyano çalacağın için çok heyecanlı. | Open Subtitles | والدتك متحمسة للغاية بشان لعبك على البيانو فى عرض المواهب اليوم |
Reklam firmaları çok heyecanlı çünkü bu insan beyninin daha derinlerine inme iznini verecektir. | Open Subtitles | شركات الدعاية متحمسة جداً لأنه سيسمح لهم بأن يحفروا بشكل أعمق داخل العقل البشري |
çok heyecanlı! İlk Amerikan uzun yolculuğum. | Open Subtitles | كم هذا مثير رحلتي البرية الأولى في أمريكا |
sen arabayı çok heyecanlı kullanıyordun. değil mi? | Open Subtitles | أنت كنت تقود السيارة مثيرة جداً ،أليس كذلك؟ |
Ama iyi haber, hazır olduğunuzu biliyor ve çok heyecanlı. | Open Subtitles | الخبر الجيد هو أنه يعلم أنكما جاهزان وهو متحمس للغاية |
Buraya sadece uğradığınızı biliyoruz ve partnerim bu konuda çok heyecanlı. | Open Subtitles | نحن نفهم أننا نستطيع الليع بهذه الغرفة و شريكى متحمس جداً لهذا |
çok heyecanlı olduğumu söylemek istiyorum. Yollardayız. | Open Subtitles | أريد فقط أن أقول أنى متحمس جداً لوجودنا على الطريق |
Oğlumuz bu gece onu yatıracağın için çok heyecanlı. | Open Subtitles | ابننا متحمس جداً أنك ستجلس بجواره حتى ينام |
Yaşasın! Bu çok heyecanlı! Bunu biz oradayken de yapabilirdin. | Open Subtitles | ذلك مثير جداً أنك لم تستطيع فعل ذلك بدوننا |
Bu çok heyecanlı! Kanunları çiğnemeye en çok yaklaştığımda altıncı sınıftaydım. | Open Subtitles | هذا مثير جداً هذا يعتبر أقرب شيئ لخرق القانون |
Evet, evet, hepsi çok heyecanlı, eminim. | Open Subtitles | أجل أجل، الأمرُ مثير جداً أنا متأكد من ذلك |
Küçük bir yanım yeni şirket ile ilgili olarak çok heyecanlı | Open Subtitles | هناك جزء صغير مني في الحقيقة متحمس جدا بشأن هذه الشركة الجديدة |
Ne yani, sizce de öyle miyim? Ablama bebek doğuramaz demişlerdi. Bu yüzden çok heyecanlı. | Open Subtitles | تمهل، أتقول أنني هكذا أحياناً؟ .وإعتقدوا أن أختي لن تحظى بطفل حتى .إنها متحمسة للغاية |
Hıı, çığlık atmayı denedim ama bu beni çok heyecanlı gibi gösterirdi. | Open Subtitles | نعم, حاولت أن أبدو متحمسة, لكن ذلك جعلني متحمسة جداً, |
Evlenmeden önce biliyorsun, çok heyecanlı bir hayat sürdürürdüm. | Open Subtitles | أتعلم، قبل أن أتزوج قُدت حياة مثيرة جداً |
- Bu konuda çok heyecanlı görünüyorsun. - Öyleyim. | Open Subtitles | ـ يبدو إنّك متحمس للغاية حيال هذا ـ بالفعل |
İç dünyamda çok heyecanlı bir şey olduğu zaman koşmam gerekiyor. | TED | عندما يكون هناك شيء مثير للغاية يحدث في عالمي الداخلي، يجب أن أركض. |
Çocuklar eve döneceğin için çok heyecanlı. | Open Subtitles | الصغار متحمسين جداً لعودتكَ للمنزل |
3-William-56 yolda. Bu işi seviyorum! çok heyecanlı! | Open Subtitles | و3ويليام 56 في الطريق ، انا احب هذا العمل انه مثير جدا |
Nereye gittiğimizi bilmiyorum da, eski elim bu konuda çok heyecanlı. | Open Subtitles | لا أعلم إلى أين نحن ذاهبين لكن يدي القديمة متحمسة جدا لذلك |
Mandy, MDM, herkesin orada olduğunu söyledi Ziyaretiniz için çok heyecanlı. | Open Subtitles | ماندي قالت بإن الجميع هناك متشوق لزيارتك |
Sonunda sizi çağırırlar, çok heyecanlı bir andır. | Open Subtitles | ثم ينادون إسمك أخيراً وتلك لحظة مثيرة للغاية |
İnsanlar siyah küf sorunu konusunda çok heyecanlı. Göreceğiz. | Open Subtitles | الأناس متحمسون جداً لقضيه العفن الأسود |